Yaptın mı tradutor Russo
18,769 parallel translation
Özel bir şeyler yaptın mı?
Занималась чем-то?
Cidden tüm o okuma işini yaptın mı?
Ты правда готовился к доказательствам?
Yaptın mı?
Вы пытались его убить?
Arada sırada erkeklerle sevişiyor olabilirim ama bunun beni olmadığım bir şey yaptığını varsayma sakın.
Я могу иногда спать с мужчинами, но не смей делать из меня того, кем я не являюсь.
Yaptığın bir hata yüzünden bunları riske atmayacağım.
Я не собираюсь рисковать из-за какой-то твоей ошибки.
Düşündüm ki orada oturup senmiş gibi davranırsam, sorumluluklarının yükünü hissedersem yaptıklarını neden yaptığını belki anlarım diye düşündüm.
Я... решил, что, возможно, если сяду в него и представлю себя на твоем месте, почувствую груз ответственности, то смогу понять, почему ты делаешь то, что делаешь.
Bana ne yaptığını benden daha mı iyi biliyorsun?
Почему? Ты тоже не понимаешь, как она могла пометить меня.
3 yıl önce yaptıklarım için benden nefret etmekte son derece haklısın.
Ты имеешь полное право ненавидеть меня за то, что я сделал с тобой три года назад.
Yaptığının ne kadar inanılmaz olduğunun farkında mısın, Bonnie?
Ты знаешь как это невероятно, Бонни?
Onun yaptıklarını her yerde tanırım.
Я его работу всегда узнаю.
Mühür seni de değiştirmeye başlayınca insanlığa bir tehdit olacağını düşündüm ve sana da aynı şeyi yaptım.
А когда Печать тебя развратила, и я увидел, что ты стал угрозой человечеству, я и тебя заточил.
Bay Royal, lütfen mahkemeye ne iş yaptığınızı açıklar mısınız?
Мистер Роял, скажите, пожалуйста, суду, чем вы занимаетесь.
Hiç bilgisayarda bir video üzerinde oynama yaptınız mı?
Вы когда-нибудь изменяли видео на компьютере?
-... oynama yaptınız mı?
- видео на компьютере?
Ben de tam Gail'e kötü bir ima yaptığımı ve yanlış anlaşıldığını söylüyordum.
Ну да, я как раз... говорил Гейл, что это полная лажа, вообще мимо.
Avukatın mahalledekilerle görüşme yaptı mı yani belki seni camdan gören biri olmuştur.
Ваш адвокат опрашивал соседей или... Может, кто-то видел вас через окно.
Kokain için dava aç ve ben de bu işi kabul etmem için bana şantaj yaptığını açığa çıkarayım.
Выдвинешь обвинение за кокаин, я расскажу всем, как ты меня шантажировал, чтобы я взялась за эту работу.
Benim Sheldon'ın babasıyla yaptığım evliliği açıklıyor.
Ну это точно объясняет мой брак с отцом Шелдона.
Bana Noel'de tavır yaptın, e-postalarımı engelledin.
Истеришь на Рождество, блокируешь мои емейлы.
Yaptığını yaptım..
Я сделал тоже самое.
Bay Millstone danışmanlığını yaptığım öğrencilerimden birisidir.
Мистер Милстоун - один из моих студентов, которых я курирую.
Aman Tanrım, babanın sana yaptıkları ile aynı değil mi?
Боже мой, ты это из-за своего отца?
Ne avukat ne de kadın olarak, yaptığım şey beni yansıtmıyor.
Это не отражает моих профессиональных и личных качеств.
Şaka yaptığını sandım ta ki kanı görene kadar.
Думал, она прикалывается, пока не увидел кровь.
Bana kimin yaptığını söyle ben de ona bir içki ısmarlayayım.
Скажите, кто это сделал, и я куплю ему выпивку.
Açıkcası bu ailem hakkında yaptığın çıkarım tam da doğru değil, ayrıca ne diyordun?
Это неверное утверждение о моих родителях. Что ты хочешь сказать?
Birkaç yıl önce Tijuana'daki diş kliniğinde yaptırdığım geçici diş tacını hatırlıyor musun?
Помнишь, год назад мне ставили временную коронку в той стоматологической клинике в Тихуане?
Rusya ile yakın zamanda yaptığımız işler hakkında bulabildiğim her şey orada.
Это всё, что мне удалось найти по недавним делам в России.
Talt'ın, kendi cinayetinin numarasını neden yaptığına dair bir fikri olan var mı?
У кого-нибудь есть идеи, почему Толт хотел инсценировать собственное убийство?
Butch'ın, yaptığı şeyi neden yaptığını açıklayamam, tamam mı?
Я понятия не имею, почему Бутч сделал то, что сделал.
Wallace mahkemede itiraf videolarını izletmişti, ve sanıkların "ben yaptım" dediği görüntüler jürinin diğer her şeyi göz ardı etmesine yeter. Bazen masumiyeti belgeleyen başka kanıtlar olsa bile.
Уоллес разыграл признание в суде и нет ничего вроде "Я сделал это", чтобы заставить присяжных игнорировать все остальное, иногда даже доказательство невиновности.
Benim yapamadığımı yaptın.
Ты сделала то, что я не смог.
Sahte akik taşından yapılmış, sınırlı üretim ejder başlı kitap desteği. Yaptığı tek şey kitaplarımın kayıp zemine düşmesini engellemek.
Ограниченное издание книгодержателей с головой дракона, с наконечником из искусственного оникса и единственная вещь, которая не дает половине моей библиотека свалиться на пол.
Tandy, makyaj mı yaptın?
Тэнди, ты что, в гриме?
10-15 metrede falan mı sörf yaptın?
Сёрфил, типа, на каких, 10-ти футовых, 15-ти футовых?
Ayrıca, uçağın ödemesini çoktan yaptım, o yüzden gelmek zorundasın.
Кроме того, я уже сделал предоплату за самолет, так что ты должен идти.
İş yaptığım için mi yoksa senden daha fazla kazandığım için mi kızgınsın?
Тебя бесит то что я пошел на дело, или то, что срубил больше бабла?
Bana bunu kimin yaptığını bulacağım.
Я выясню, кто за этим стоит.
Bana bunu kimin yaptığını bulacağım.
Хочу узнать, кто это сделал.
Tuhaf işlerini bununla mı yaptın?
Зарабатывали на неё, где попадётся.
Bu kadar mı yaptın?
Это все, что ты сделал?
Village People'a * atıf yaptığını anlamadığımı sanıyorsun, ama anlıyorum.
Ты думаешь у меня нет рекомендаций от Village People, но они у меня есть.
Yorumlarınız için teşekkürler ama ben ne yaptığımı biliyorum.
Спасибо за участие, но думаю, я знаю, что делаю.
- Aslına bakarsan takımınızın makine gibi tıkır tıkır işlediğini görünce bu kahramanlık olayını yanlış yaptığımı düşünmüyor değilim.
Увидев, что ваша команда работает как слаженная машина, я подумал, что геройствую неправильно.
- Doktor Brown'dan alıntı mı yaptın?
Ты что, включил дока Брауна?
Sara, takım için yaptıklarını anlattı.
Сара рассказала мне обо всем, что ты сделал ради команды.
Cisco'nun yaptığı aleti denemeye hazır mısın?
Готова проверить работу устройства Циско?
Ben de senin gibi zamanda yolculuk yapmış bir hızcıyım. Şu anda yaptığın hataların hepsini ben de yaptım.
Я спидстер, как и ты, который путешествовал во времени, и совершал те же ошибки, которые ты совершаешь сейчас.
Onu soğutmanı istiyorum. Bunu nasıl yaptığını anladığımızda sana nasıl yardım edebileceğimizi de çözebiliriz.
Я хочу, чтобы ты остудила его, и когда мы определим, как тебе удалось это, мы узнаем лучший способ помочь тебе.
Bunun annene yaptığın ziyaretle bir ilgisi var mı?
Это как-то связано с твоим визитом к маме?
- Hayır, size retinal uyum sağladım böylece hepiniz beni H.R olarak göreceksiniz ama başkalarına göre Randolf Morgan'ım. - Nörolizör numarası mı yaptın bize?
Ты стер нам память?