English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Y ] / Yürüyerek

Yürüyerek tradutor Russo

968 parallel translation
Kırmızı halıda kol kola yürüyerek benimle film izlemeye gelmeni istiyorum.
По красной дорожке... Я прошу пройти по ней под руку со мной.
İlk kez, kayıkla gidiyor ama yürüyerek dönüyorum.
Впервые после прогулки на лодке мне приходится возвращаться пешком.
Yürüyerek geçebiliriz. - Güzel.
Пойдем прямо тут.
Yürüyerek çıkmak saatler sürer.
Вы будете подниматься ни один час!
Bir kez ahırın hendeğinde yürüyerek vaaz vermiştim.
Однажды я прочел целую проповедь, ходя по распорке коровника...
Yürüyerek mi dönmek istersin yoksa yardım çağırıp seni ben mi geri götüreyim?
Так что? Сам пойдешь назад или мне позвать подмогу, и отвести тебя?
Nişanlın motosiklete binip gitti. Acaba bir yere yürüyerek gitmiş midir?
Твой жених только что выкатился отсюда на двух колесах.
Bayan de Winter olabileceğini sandın onun evinde yaşayıp, onun adımlarıyla yürüyerek, onun olanları alabileceğini.
Вы думали, что станете леди де Винтер, живя в этом доме, бродя по ее следам, пользуясь ее вещами.
Yürüyerek geleceğim. Tamam, efendim.
Подожди меня в конце моста.
Son kuruşuna kadar, yoksa buradan yürüyerek çıkamazsın.
Все до цента или ты не выйдешь отсюда.
Yargıç Gaffney yıllardır her yere yürüyerek gitti, değil mi Yargıç?
Вот судья Гэффни всегда гуляет, правда, судья?
Yürüyerek geleceksin, aynı elbiseyle.
Ты будешь прогуливаться, в этом платье...
Arabayı iki sokak öteye park edip yürüyerek geri geldim.
Я остановился в двух кварталах от дома и вернулся к дому пешком.
Yürüyerek bir gün.
День пути.
Yukarıya kadar yürüyerek çıktığını söyleyen bir özel hemşiresi vardı.
У него была личная сиделка, которая сказала, что он поднялся на ту лестничную площадку.
Clarence'la konuşmak istiyorum ve yürüyerek geldim.
Нам нужен Кларенс, добрались на двух своих.
Yürüyerek gelmedi ya.
Она не сама туда пришла.
Şey, ben... Yürüyerek geldim.
Я пришел пешком, Эд.
Tamam mı? - Sürüklenerek mi yürüyerek mi gideceksin
- Сам пойдёшь или тебя тащить?
Kapıdan çıktığını, koridoru yürüyerek geçtiğini, kapıyı açtığını ve çocuğu kaçarken gördüğünü söyledi. Şu ana kadar anlattıklarım doğru mu? 19'uncu kez dinliyoruz, doğru.
Он подошел к двери и выглянул в холл именно в тот момент, когда мальчик бежал по лестнице?
- Nasıl? - Paraşütle atlayıp, sonra yürüyerek.
Нам придётся раздавить их на земле.
Yürüyerek gittik
Ты провожал меня пешком.
Birlikte üniversiteden yürüyerek döneriz.
Тогда мы сможем пройтись от университета до дома.
Benimle evlenecek olsa, dua etmeye her gün gelirdim hem de yürüyerek!
Мадонна, если он женится на мне, я буду каждый день благодарить тебя.
Rahatsız olma. Yürüyerek daha çabuk giderim.
Спасибо, но я быстрее дойду пешком.
Seninle havaalanına yürüyerek mi?
Провожать тебя в аэропорт?
Hayır, yürüyerek ayaklarının bozulmasını istemiyorum.
Нет, я не хочу портить эти ножки изнурительной ходьбой.
Mahsuru olmazsa buradan sonrasını yürüyerek gitmek istiyorum.
- Прямо здесь! - Если вы не против, я отсюда пойду пешком.
Yürüyerek gideceğim. Eşlik etmek ister misiniz?
Не хотите прогуляться?
Ve buraya kadar yürüyerek enerjimi kullandım.
А я, было, еще на этаж разогнался.
- Teşekkürler, ama ben yürüyerek giderim.
Садись, довезу. - Спасибо, я и пешком не опоздаю.
Kız arkadaşını evine bıraktın sonra da parkın içinden yürüyerek geri döndün.
Ты проводил домой свою девушку и, возвращаясь, прошел через парк.
Belirsizlik içinde, düşsel bir geçmişte insanlar sessizce, gelişigüzel ve kimse bilmeden ölür ; diğerleri de görevlerini yerini getirmeye devam eder. Görmeden, çamur içinde çiğnenmiş cesetlerin üzerinde yürüyerek.
В туманном призрачном мире люди умирали молча, случайно, анонимно, а она исполняла свои обязанности, не замечая втаптываемых в грязь жертв, по которым она шагала.
- Yürüyerek.
- Пешком.
Yürüyerek mi?
Ночью? Пешком?
Marco, Eğer cidden zorlarsak, gece gündüz yürüyerek, ne kadar sürecektir?
Марко, если мы поднажмем, будем идти день и ночь, как скоро мы будем там?
Kızlar oraya yürüyerek gitti.
Вы к барышне каждое утро прогуливаетесь
- Yürüyerek arayamayız.
Пешком всю планету не обыскать.
Yürüyerek dönebilirsin değil mi Palmer?
Вы ведь не против вернуться пешком, Палмер?
Evet, aslında bütün tiyatrolara buradan yürüyerek gidebilirim.
Да, ты, конечно, права, отсюда я мог бы ходить в театр пешком.
Son birkaç bloğu yürüyerek geldik.
Последние несколько кварталов мы прошли пешком.
"Bir adam hayatının çoğunu yürüyerek geçirir."
" Человек проводит большую часть жизни на ногах
- Yürüyerek gitmemiz gerekmiyor mu?
А в соответствии с правилами, не надо ли идти пешком?
Ellerim arkada bağlı halde yürüyerek mi? Hayır.
Со связанными руками сзади?
- Fransa'yı yürüyerek dolaşıyoruz.
- Пеший тур по Франции.
Yakında değil, yürüyerek gidemezsin.
Не близко, если идти пешком. Вам нужен велосипед.
Tek başına, uzun yolu yürüyerek öteki vadiye gittim.
Кто не может оглянуться и вспомнить первый день в новой школе? Долгая дорога через холмы в соседнюю долину...
Niçin yürüyerek geldiniz?
А почему вы пешком?
Hayır, efendim. Yürüyerek çıkmamalısınız.
Нет, сэр, не нужно подниматься.
Yürüyerek 5 dakika uzaklıktaki Glenister Yolu'ndaki yeğenimi görmeye gidecektim. Cumaydı ve izin gecemdi.
Была пятница.
Ben yürüyerek gideceğim.
Дядя,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]