Çok düşündüm tradutor Russo
1,213 parallel translation
Bu sabah olanları çok düşündüm.
Я много думал о том, что случилось этим утром, да?
- Bunu çok düşündüm. Anlaşılan dikkatimi dağıtman gerekiyor.
Я много думал о нас, и... очевидно, ты - необходимое мне отвлечение.
Bunu çok düşündüm.
Да, но потом передумала.
Ama çok düşündüm ve...
Но я много думала и...
Bunun sıralaması hakkında çok düşündüm. Ama şöyle hesapladım...
Не знаю о чём ты думал, а я собираюсь изнасиловать Селиму,..
Seni çok düşündüm tabii.
Я тоже много о тебе думаю.
Bunun üzerine çok düşündüm.
Я это долго обдумывал.
Bak Mary bu çok ani gibi görünebilir, ama ben çok düşündüm.
Послушай, это может показаться неожиданным, но я над этим много думал.
Ama bu konuda çok düşündüm,
Но чем больше я об этом думаю,
Onun son gününü çok düşündüm ve bana öyle geliyor ki yaşamış olsaydı, pek çok kişiye bir şeyler bırakmak isteyecekti.
Я много размышляла о её последнем дне. И, кажется, знаю, как она хотела распорядиться, если бы успела это сделать.
Geçen akşam söylediklerini çok düşündüm.
Я много думал о том, что ты сказала той ночью.
... ama o zamandan beri bunu çok düşündüm ve doğru olmaz.
- Я знаю но с тех пор я много об этом думал. Это будет неправильно.
Bunun hakkında çok düşündüm.
Я думал много об этом.
Benim resmimi görüp kabul ettikten sonra hediyeler gelmeye devam etti ve onu daha da çok düşündüm.
После того, как он увидел мой портрет, начали прибывать подарки, и я думала о нем все больше.
Bunu çok düşündüm.
Я много об этом думал.
Biliyor musun, tüm hayatım boyunca doktor olan... şu aptal tipli Hintli adamlardan biri olmaktan korktum... ama bu gece çok düşündüm.
Я всю жизнь боялся стать этаким убогим врачом индийского происхождения,.. ... но сегодня я понял.
Ama ben de çok düşündüm ve ben antropoloji dersini alıyorum.
Я тоже много думала в последнее время... Я решила записаться на курс антропологии.
Bu konuda çok düşündüm ve ilk ben konuşacağım.
Я подумал обо всём этом, и вот что скажу.
Sana nasıl bir hediye vereceğimi çok düşündüm. Ve senin için dünyadaki en önemli insanın kim olduğu aklıma geldi.
Я много думала о том, что бы я хотела тебе подарить... и вспомнила, кто самый первый человек в твоём списке.
Howard, ben, bunu çok düşündüm bence sen, duyarlı bir insansın.
Говард, я много думал. В смысле, ты чувствительный человек.
- Hakkımızda çok düşündüm...
И вот с тех пор я все думаю о нас..
Çok yanlış düşündüm.
Я был так неправ.
Ben çok yanlış düşündüm.
Я был полностью неправ.
Onun çok acil işlerinden, Gören Gözler dünyayı kurtarma görevinden daha normal bir şey olabileceğini nasıl düşündüm ki?
Я снова, как ненормальная, выполняю его миссию по спасению мира.
Çok üzücü olduğunu düşündüm.
Мне это показалось душераздирающим.
- Çok hoş olduğunu düşündüm.
- Это было мило.
Koca Diş'i bugün Kevin Tawil'le gördüm çok samimiydiler ve bu yüzden düşündüm ki, belki de ikiniz...
Я видела эту, с большой... с Кевином Толо. Сегодня, они целовались, и я решила,.. ... может, вы с ней уже...
Bu konuda düşündüm Linda bir deneme ayrılığına çok ihtiyacımız var.
Я тут немного поразмыслил, и считаю что, временная разлука, нам обоим пойдет на пользу.
Sana söylemeye cesaret edemedim, çünkü senin de az çok bildiğini düşündüm, ve bu kadar az zamanım kaldığını farkedemedim.
Я не осмеливалась сказать тебе об этом, потому что я думала, что ты знаешь, и я не понимала, что у меня так мало времени.
Ben 13 yaşındayken, babam o, maço, yetenekli bir bankacı... ve ben, sıska, küçük bir çocuk... bir çok kez annesinin ayakkabılarını denerken yakalanan... neyse, babam yumuşak bir çocuk büyütmektense, ölmeyi tercih edeceğini söyledi... ve ben, öyle bir çocuk olmaktansa, ölmeyi tercih edeceğimi düşündüm.
Когда мне было 13 лет, мой отец он был этаким горячим, потрепанным мачо а я был просто худеньким мальчишкой которого неоднократно ловили на том, что он одевает мамины туфли... Так или иначе, мой отец сказал, что он скорее умрет, чем будет растить маленького гомика. А я думал, что лучше умру, чем останусь один.
O anda düşündüm ki, tüm tırmanış umduğumuzdan çok daha kötüydü.
Считал, что к этому моменту с нас уже хватит, если посмотреть на восхождение в целом.
Bunun ne kadar hoş olabileceğini düşündüm, hiç hareket etmeyecek ve yaralanmayacaktım ve bunu yapmaya çok müsaittim.
Я думал, как было бы прекрасно просто лежать там, не двигаться, не испытывать мук и боли, и, господи, как же я был близок к этому!
Çok karanlık ve karlıydı. Tekrar buzulda olduğumu düşündüm.
Было темно, хоть глаз выколи, и шел снег.
İlacı kendisinin almış olabileceğini düşündüm. Çok söz ediyordu ondan.
Я предполагал как одну из возможностей что миссис Вэлман могла принять морфий сама, она часто говорила об этом.
Bir avukat tutup onu dava etmeyi pek çok kez düşündüm.
Я часто думала подать на них в суд за это.
Her neyse Londra'da hava çok nemli ve ayrıca aileme biraz daha yakın olmak istiyorum şimdi Korn da taşındığına göre ben de buraya taşınabilirim diye düşündüm.
Словом, погода в Лондоне сыровата, и мне бы хотелось быть ближе к родственникам, так что теперь, когда "Korn" выехали, я подумала, что, возможно, могу въехать сама.
İsimler çok yakındı, ben de Kelt tarihinde önemli bir noktadır diye düşündüm, ve...
Названия были столь похожи и я решил, что в них был какой-то смысл в Кельтской истории.
Babamın 70. doğum günü için pek çok şey düşündüm bizleri neşelendirecek bir şey ve öğrendiğim küçük bir dansı, size de öğretmeye karar verdim.
Я долго думал, что подарить отцу в 70-й день его рождения, что-то, для прекрасной атмосферы. Я решил показать вам маленький танец, который я выучил недавно.
Neil, bu hafta boyunca senin hakkında çok düşündüm.
Нил, я всю неделю думал о тебе.
Düşündüm ki... O yaşam bir çok yoldan oluşuyor. Keşfetmek istediğimi düşündüm.
Я подумала... что в жизни много перекрестных путей... которые я хочу узнать.
Bunun zirveye başlamak için iyi bir yol olacağını düşündüm. Çünkü klanlar çok tutucular. Bu yemek onları rahatlatabilir.
Таким образом, я думала, что будет хорошо начать встречу на высшем уровне поскольку кланы так нервничают успокаивающей едой.
Sanırım sorular üstünde çok fazla düşündüm.
Полагаю, что я просто слишком долго думал над вопросами.
Çok iyi zaman geçiren dört kızın sesini duymak istersin diye düşündüm.
Просто подумала - ты захочешь услышать звук четырех веселящихся девушек :
İyi niyetle bile olsa, yapabileceğin şeyleri... yanlış değerlendirmene sebep olursam... ve sen de bu yüzden mekanik bir parçaya güvenip... kendine zarar verirsen, var olan kısıtlı becerimi... çok kötü değerlendirmiş olurum diye düşündüm.
Начнешь, желая сделать, как лучше, а в итоге ты пострадаешь из-за переоценки моих способностей. Разработка механического устройства одназночно не лучший способ применения моих крайне скромных познаний.
Galerinin yanından geçerken, kendi kendime "Gabrielle bunun içinde çok güzel görünür" diye düşündüm.
Я подумал, "Габриель была бы в ней такой красивой."
Bunları ne kadar çok sevdiğini biliyorum ve bir süreliğine ödünç almak isteyebileceğini düşündüm.
Тебе он всегда нравился. Я подумала, ты могла бы взять его на время.
Çok bunalmıştı. Hava değişimi iyi gelir diye düşündüm.
У него небольшая депрессия.
Dinle, dün olanlar için çok üzgünüm ve iyice düşündüm bunu.
Мне очень стыдно за вчерашнее. Я много об этом думала.
"Ross en çok kimi seviyor?", diye düşündüm ben de.
И я подумал : "Кто дороже Россу больше всего?"
Düşündüm de, çok önemli değil.
Я просто подумала - а, неважно.
Burası sahile çok yakın. Sorun olmaz diye düşündüm.
Я думал, ничего не случится.
düşündüm 122
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55