All on my own перевод на турецкий
449 параллельный перевод
So I had this ad made up all on my own... because I thought, well, what's the harm in trying?
O yüzden ben de bu reklam afişini kendi başıma hazırladım çünkü düşündüm ki, yani, denemekten ne zarar gelir ki?
- You realize this is all on my own time?
- Bu, mesaim dışında, farkında mısın?
There was a mix-up. I'd kept my head down so much, they forgot all about me. So they left me all on my own.
Ve çevirmem üç ay kadar sürdü, birinin ailesine ve çocuklarına onları ne kadar özlemiş olduğunu yazdığı bir mektuptu.
But then I'll be all on my own here.
Ama ben de burada tek başıma kalacağım.
What am I going to do here all on my own?
Beni burada, tek başıma mı bırakıyorsunuz?
I'm all on my own.
Tamamen yalnızım.
So I had this ad made up all on my own... because I thought, well, what's the harm in trying?
Kabul etmeniz için şirkettekilerin ne olursa vermeye hazır olduklarını biliyorum ancak sizden bunu istemenin bir yararı olmadığını düşünüyorlar. O yüzden ben de bu reklam afişini kendi başıma hazırladım çünkü düşündüm ki, yani, denemekten ne zarar gelir ki?
All on my own, I did it.
Tek başıma, bunu ben yaptım.
It's been 20 years now since Mark Antony died and I took it all on my own. I blame him, you know.
Mark Antony öleli 20 yıl oluyor ve tüm işler benim üzerime kaldı.
All on my own too. You be sure and tell Wendell Hixon that.
Emin ol tek başıma yaptım bunu.
I never know... what to do with myself all on my own.
Bir başıma ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
I entered that dream without any help or hookup. I did it all on my own.
Rüyana her hangi bir yardım ya da kablo olmadan, kendi başıma girdim.
It's research I can do all on my own.
Tamamını tek başıma yapabileceğim bir araştırma.
I'm having a baby all on my own!
Ben tek başıma bebek sahibi olacağım!
All on my own, like a hermit.
Kendi başına, bir keşiş gibi.
I nearly had him today, all on my own.
Bugün onu tek başıma neredeyse elime geçirmiştim.
What can I do, all on my own in a call-box?
Tek başıma, bir telefon kulübesinde ne yapabilirim?
Hey, I did that all on my own.
Hey, onu ben kendim yaptım.
[Laughter] There was always this perplexed look on my face because she had no idea what was going on throughout all of these different scenarios of seeing ghosts and are they ghosts or are they, you know, just hallucinations of her own mind?
Suratımda sürekli bir şaşkınlık ifadesi vardı çünkü hayalet mi gördüğüm yoksa bunları kafamda mı canlandırdığım farklı senaryolar hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Chief Secretary Kim. I can read all my files on my own from now on.
Sekreter Kim, artık belgelerle bizzat ilgilenebilirim.
My Lords... we are to hear from Her Majesty's own lips today... her decision on a matter... that is near to all our hearts.
Efendiler bugün buraya Majesteleri'nin hepimizin kalbinden geçen kararını kendi ağzından duymak için toplandık.
I was in Nairobi on my own safari the year that all Kenya rang with your exploits.
Yıllık safarim için Nairobi'deydim ki, tüm Kenya başarılarınla çalkalandı.
What nameless, inscrutable, unearthly thing... commands me against all human lovings and longings... to keep pushing and crowding and jamming myself on all the time... making me do what in my own natural heart... I dare not dream of doing?
Hangi bilinmeyen, gizemli, doğaüstü güç bana içimdeki bütün aşk ve isteğe rağmen yapmayı hayal bile edemeyeceğim şeyleri yaptırıyor?
From here on in... if I want to live alone all by myself, it's nobody's business but my own.
Bundan böyle tek başıma yaşamak istiyorsam, bu benim bileceğim bir şey. Kimse karışamaz.
I did all this on my own.
Bunu ben kendim yaptım.
If you don't trust me, it's all right. I'll just have to do it on my own.
Bana güvenmiyorsun, kendi başıma hallederim.
You've let me get along on my own all these years.
Bu kadar sene başımın çaresine bakmama ses çıkarmadın.
I'll do it entirely on my own. All I need is an opening contact.
Bunu kendi başıma yapacağım.Tek ihtiyacım olan bir irtibat kurabilmek.
All I want to do is write on my own.
Yapmayı tek istediğim şey kendi başıma yazmak.
If I can't get through to you without a five-minute delay - I gotta authorize all these decisions on my own.
Size 5 dakika içerisinde ulaşamazsam tüm kararları kendim verecek yetkiye sahip olmalıyım.
All I want is to get up early, run my own business take you out to a movie on the weekend.
Tek istediğim erken kalkıp, kendi işimi yapmak hafta sonları seni sinemaya götürmek.
I'm on my own all day...
Bütün gün yalnızım...
Now that the girls are all on their own, I feel that for my own self I must come to this decision, though I don't take it lightly.
Kızlar da artık kendi yollarına gittiğine göre..... kendim için bu kararı almak zorunda olduğumu hissettim.
And on top of everything else, worst of all... I stole $ 20 from my own son.
Ve en kötüsü de ben oğlumdan 20 dolar çaldım.
And I'd just like to add, on a personal note, my own admiration for what you're doing for us and what must be, after all, for you, a difficult time.
Ve eklemek istiyorum, şahsen, sana olan hayranlığımı senin için zor olduğunu sandığım şu an, bizim için yaptığın şeyler için.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
I intend to live it out on my own terms or I ain't gonna live at all.
Ya istediğim gibi yaşarım, ya da hiç yaşamam.
I'm all alone, just mad on my own... three at play, that'll be the day.
Yapayalnızım, sadece kendime kızgınım... Oyunda üçüncü, İşte gün bugündür..
I'm on my own now, and I've got a flat, a can of mace and a subscription toVariety, I'm all set.
Artık tek başınayım. Fındık kadar bir daire tuttum ve Variety'e katıldım. Tamamen hazırım.
Excuse me, but I came all the way over here on my own time.
Affedersiniz ama vakit ayırıp bunca yolu geldim.
Your hand is feeling very light, my dear, so light that I'm afraid if I were to let go of it, it would just float up, all on its own.
Elinin hafiflediğini hissediyorsun canım, o kadar hafifliyor ki elini bırakırsam tek başına havada asılı kalmasından korkuyorum.
Hey. I'm on my own time, all right?
Tek başıma hallederim, oldu mu?
I spent all my free time working on a design of my own.
Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum.
If that's all I have left to learn I can do that on my own.
Öğreneceğim bir tek bu kaldıysa... bunu tek başına da yapabilirim.
No, I seem, on the contrary... a powerful, a motive force... with my own system of thought and philosophy. And all of you, my dears - because it's true - look as big as cockroaches... or some quite, quite unimportant things.
Tam tersine, kendine özgü düşüncelerim ve felsefemle, kendimi öylesine güçIü hissederim ki sizler gözüme değersiz böcekler gibi görünürsünüz!
So I am walking along minding my own business, when all of a sudden this thing comes flying out of nowhere and clonks me right on the head.
Yürüyordum kendi işime bakıyordum, birdenbire bu şey bana doğru geldi ve kafama çarptı.
'Had a dream of living on my own...'... with no fear of being all alone.
"Yanımda kimse yok." "Korkusuzca ilerliyorum." "Gördüğüm rüyada yaşamamın yolu bu"
I'll be fine on my own. All I ask is that you remember me.
Kendi başıma idare edebilirim ama senden tek istediğim beni unutmaman.
I'd be delighted to hear all about it, but I'm on an urgent mission of my own.
Hepsini duymak için can atıyorum, ama şu anda çok acil bir görevim var.
I mean, I can get all this on my own if I wanted to.
Demek istediğim, istersem bunları tek başıma da yapabilirim.
Perhaps you two havent heard that my partner and I here... own the rights to all violent crime on this particular stretch of highway.
Belki de siz ikiniz otoyolun bu kısmında suç işleme... hakkının sadece ben ve ortağıma ait olduğunu duymadınız.
all on your own 21
on my own 134
my own 76
my own brother 20
my own son 16
my own daughter 26
all of them 1505
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
on my own 134
my own 76
my own brother 20
my own son 16
my own daughter 26
all of them 1505
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
all of the time 16
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all over the world 65
all ok 18
all over 197
all over the place 53
all of us together 30
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all over the world 65
all ok 18
all over 197
all over the place 53
all of us together 30
all over it 16
all of' em 133
all of these 19
all over again 78
all or nothing 24
all of this 232
all of that 76
all of ya 20
all out 34
all of what 16
all of' em 133
all of these 19
all over again 78
all or nothing 24
all of this 232
all of that 76
all of ya 20
all out 34
all of what 16