Come to dinner перевод на турецкий
962 параллельный перевод
"We'll come to dinner New Year's Eve."
Yılbaşı gecesi geliriz.
Go and tell her that I shall come to dinner tomorrow night.
Git ve ona yarın akşamki yemeğe geleceğimi ilet.
Come to dinner tomorrow and we'll make a formal announcement to our friends.
Yarın akşam yemeğine gel ve eşe dosta bu olayı duyuralım.
They'll come to dinner next Friday.
Önümüzdeki cuma yemeğe geliyorlar.
- You didn't come to dinner last night.
- Dün gece akşam yemeğine gelmedin.
- Don't forget to come to dinner.
- Akşam yemeğine gelmeyi unutma.
- Have him come to dinner tonight.
- Bu gece bizimle yemek yesin.
Would you like to come to dinner tonight?
Bu akşam yemeğe gelir misiniz? Bu akşam?
- You must come to dinner...
- Bize kahvaltıya gelmeli...
Elwood, what night next week will you come to dinner, you and Veta and Myrtle Mae?
Elwood, haftaya Veta ve Myrtle Mae'yle birlikte bize ne zaman yemeğe gelirsiniz?
She wants you to come to dinner tomorrow night.
Yarın gece akşam yemeğine gelmeni istiyor.
Look at the way he's taken it in his head to disown us without a shilling, and won't even come to dinner with us.
Bizi bir şilini olmayan bizleri inkar edişine de bir bakın bu yüzden bizimle akşam yemeğine bile gelmedi.
Look! Why don't you come to dinner tomorrow night.
Baksana yarın akşam neden yemeğe gelmiyorsun.
- You must come to dinner.
- Yemeğe de bekleriz.
Not only will he come to dinner but he'll tell us where to sit.
Yemeğe gelmekle kalmayacak, nerede oturacağını bile söyleyecek.
But you'll come to dinner, won't you?
Ama yemeğe geleceksin değil mi?
Why dont you come to dinner, too?
Neden sende akşam yemeğine gelmiyorsun?
I said I'd come to dinner.
Akşam yemeğine geleceğimi söyledim.
please come to dinner.
Yemeğe gelin lütfen.
- When I come to dinner?
- Yemeğe geldiğimde mi?
Come to dinner!
Yemeğe gelin!
You must come to dinner one evening.
Bir akşam yemeğine gelmelisin mutlaka.
Come on. No, i don't think i'll go in to dinner.
- Hayır, yemeğe gidemeyeceğim.
Tell her to come home to dinner.
Ona akşam yemeği için eve gelmesini istediğimi söyle. - Anladın mı?
Yes, if you come down to dinner.
Akşam yemeğine gelirseniz, evet.
Come on, let's go in to dinner.
Hadi yemeğe gidelim.
Maybe a Northern woman is giving him some of her dinner... and helping my beloved to come back home to me.
Belki de Kuzeyli bir kadın onunla yemeğini paylaşıyordur ve sevdiğimin bana dönmesi için ona yardım ediyordur.
If ever you go east, brother, come out to our house for dinner.
Eğer doğu taraflarına gelirseniz, bana bir akşam yemeğine uğrayın.
Boys who come to tea can't expect to stay to dinner.
Çay için gelen çocuklar akşam yemeğine kalmayı ummamalı, değil mi?
I did want to come to meet you but I thought it best to stay here to supervise dinner.
Sizi karşılamaya gelecektim ama burada kalıp yemeğe bakmanın daha iyi olacağını düşündüm.
You and your wife must come up to dinner.
Sen ve karın yemeğe gelin.
George, Harry, come down to dinner this minute.
George, Harry yemeğe gelin.
You get me so upset. You shouldn't come in the kitchen and kiss me when I've got dinner to cook.
Ben yemek yapmak üzereyken mutfağa gelip beni öpmemelisin.
- I must come up to dinner soon.
- Yakında size akşam yemeğine gelmeliyim.
Come on, let's go to dinner.
Hadi gidip yemek yiyelim.
Would you like to come to my house for dinner tonight?
Evime akşam yemeğine gelmek ister miydin?
Would you care to come over to my house for dinner tomorrow night?
Bu akşam bize yemeğe gelmek ister miydin?
Wouldn't you and your brother like to come and have dinner with us sometime?
Kardeşinizle birlikte bir gün bize yemeğe gelir misiniz?
Come back here and decide about the man that came to dinner.
Hemen dön ve misafirinle ilgilen.
But in a few days, perhaps you could come to the house for dinner.
Ama birkaç gün sonra bana yemeğe gelebilirsin.
Come on, let's have dinner, I'll talk to you about it.
Sana orada anlatırım. Gelemem, bizimkiler.
I've come to ask you to have dinner with the children.
Çocuklarla akşam yemeği yemeni istemeye geldim.
You must come to my cabin sometime and have dinner.
Bir ara kamarama gel de yemek yiyelim.
You've got a twinkle in your eye. Come home to dinner.
Gözleriniz ışıldıyor.Akşam yemeğine eve gelin.
Now you'll come up to the house and get ready for dinner.
Şimdi eve gel de yemek yiyelim.
Please come to my room before dinner.
Yemekten evvel lütfen odama gel.
We'd like you and Joe to come for dinner.
Sen ve Joe'nun akşam yemeğine gelmenizi istiyoruz.
- Come over to dinner Friday.
- Cuma akşamı yemeğe gel.
Come on, we'll grab our things, go out to dinner, have a big, thick steak and a bottle of wine.
Hadi, eşyalarımızı alıp yemeğe çıkalım, büyük ve kalın bir biftek ve bir şişe şarap alırız.
If you're asked to dinner, come.
Yemeğe davet edildiysen geleceksin.
I've come out victorious... and I'm treating you to dinner.
Böcekler gibi birbirlerini, yemekle meşguller. Hadi bakalım yemeğe buyur..
come to me 469
come to daddy 102
come to my room 21
come to think of it 380
come to my house 24
come to mama 72
come tomorrow 54
come to bed 181
come to my place 28
come to your senses 45
come to daddy 102
come to my room 21
come to think of it 380
come to my house 24
come to mama 72
come tomorrow 54
come to bed 181
come to my place 28
come to your senses 45
come to mommy 20
come to papa 106
come to the office 16
come together 24
come tonight 20
come to us 32
come to my office 34
come to 31
come to that 18
to dinner 23
come to papa 106
come to the office 16
come together 24
come tonight 20
come to us 32
come to my office 34
come to 31
come to that 18
to dinner 23
dinner 777
dinner is served 118
dinner is ready 43
dinner tonight 37
dinners 25
dinner time 43
dinner's on me 24
dinner for two 18
dinner and a movie 24
dinner's at 30
dinner is served 118
dinner is ready 43
dinner tonight 37
dinners 25
dinner time 43
dinner's on me 24
dinner for two 18
dinner and a movie 24
dinner's at 30