Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / First question

First question перевод на турецкий

1,073 параллельный перевод
So, what's the first question?
Peki ilk soru nedir?
Since the first question I'm going to be asked...
Komünist Enternasyonal'in bana soracağı ilk soru...
All right, comrades, since the first question I'm gonna be asked by the Comintern is gonna be about membership eligibility, I think I'm gonna have to be very clear what our position is in relation to the Foreign Language Federation.
Yoldaşlar, bana soracakları ilk soru üyelik kıstası olacağı için Yabancı Diller Federasyonu konusundaki tavrımızı diğer grubun aksine çok net açıklamalıyım.
Now, the first question is :
İlk sorum şu :
And the first question is for you, Karl Marx. "The Hammers."
İlk soru sana, Karl Marx.
My first question was : "Where to?"
"Nereye gitmeliyim?"... aklımdaki ilk soruydu.
My first question was : Where to?
"Nereye gitmeliyim?"... aklımdaki ilk soruydu.
Now I'm gonna ask the first question.
Şimdi ben ilk soruyu soruyorum.
Do you know what the first question was?
İIk sorunun ne olduğunu biliyor musun?
OK, first question.
Tamam, ilk soru.
Our first question was, "What goes on here?" - [Lanzmann ] Ja. [ Schalling] They said, " You?
İlk sorumuz "Ne oluyor burada?" oldu.
Mrs. Oliver my first question is directed to you.
Bayan Oliver, ilk sorumu size yöneltmek istiyorum.
In the first question, the answer is yes.
İlk sorudaki, cevabım evet.
Might I assume the first question to be in reference to my past?
İlk sorunuza çocukluğumdan başlayarak mı cevap vereyim?
Here is the first question...
kullanılamaz hale geldi!
Well, the first question is,
İlk soru şöyle :
I shot up ten rolls on your first question.
Daha ilk sorudan on makara tükettim.
First question.
Birinci soru.
I believe the first question is how come there is no known cure for the flu?
Sanırım ilk cevaplamamız gereken soru grip için neden etkili bir tedavi olmadığıdır.
Mr. Bennett, let me refer you to your first question, which you have in fact answered.
Mr. Bennett, cevaplamış olduğun ilk soruya değinmek istiyorum.
Now, what's the first question that comes to your mind?
Aklına gelen ilk soru ne?
The first question that you ask yourself is,'What's on the top floor?
Kendine sorduğun ilk soru :
First question :
İlk soru :
May I ask my first question?
İlk sorumu sorabilir miyim?
Now, my first question, obviously :
Pekâlâ ilk sorum şu olacak.
- That's always the first question with you.
- Her zaman sorduğun ilk soru bu oluyor.
First question- -
İlk soru- -
You asked the first question I've ever heard you ask that sounds like... you don't know the answer.
İlk kez, bana sorduğun bir sorunun cevabını bilmiyormuşsun gibi geldi.
'I'll tell you what my first question is...'
"İlk sorum şu olurdu."
Now, what is your first question?
İIk sorun ne?
But first I'd like another chance to question Martin Guerre's wife
Ama ilk olarak Ben, sorması için başka bir şans veriyorum Martin Guerre'in karısı
But first of all, I wanna ask that dude with two fingers missing on his right hand... a big question.
Ama ilk önce sağ elinde iki parmağı eksik olan o adamı soracağım... Büyük bir soru.
My question is why did you organise your first film festival in Amsterdam?
İlk sorum Amsterdam'da neden film festivali düzenlediğiniz şeklinde olacak.
I want to ask you a question first.
Önce bir şey sormak istiyorum.
I took to adding on little sentences of my own to each question, innocent ones at first, to test whether either of our companions knew anything of the matter.
her sorunun arkasına, kendi cümlelerimi katmaya başladım. yanımızdaki adamların bir şey anlayıp anlamadıklarını anlamak için masumca sorulardı.
Why don't you ask me a question first.
Neden önce bana bir soru sormuyorsunuz?
Ensign, answer the First Officer's question.
Asteğmen, Birinci Subay'ın sorusunu yanıtlayın.
It was just a question of who got the evidence first.
Kimin delili önce yakaladığı ise bir soru işareti.
Sure, but first answer my question.
Tabi ama önce soruma cevap ver.
Whose candle dies first, gets to ask a question.
Bu da senin. Hangimizin mumu önce biterse diğerine soru soracak. Anlaştık mı?
First answer my question.
Önce sorumu cevapla.
Officer. If you want to question me, get a warrant first.
Beni sorgulamak istiyorsan, önce bir tutuklama emri çıkart.
On the contrary, Mr. Delay Guardia, it is first a question for the court.
Aksine Bay Delay Guardia, bu öncelikle mahkemeye sorulması gereken bir soru.
O.K., let me ask you one question first.
Önce sana bir soru sorayım.
First, never question my authority.
Bir, asla otoritemi sorgulama.
It was just a question of which one of them would reach him first.
Esas soru hangisinin ona daha önce ulaşacağıydı.
Good question! You came up first!
Bak, bu iyi bir soru.
First : You did enjoy the slut in question.
İlk olarak ; bu sürtükten zevk aldın.
Let me question the first witness.
İlk tanığı sorgulamama izin ver.
And I tend to reply by telling them a little story about the first time I was asked that question.
Ben de onların sorusuna, bana bu sorunun ilk sorulduğu zamanla ilgili tarihi hikayeyi anlatarak cevap vermeye çalışıyorum.
It was a question what I stopped putting very much before the first one.
O sorunun cevabını ilk aradan önce bulmuştum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]