Hap перевод на турецкий
7,056 параллельный перевод
You've been hitting the ecstasy, brother.
Çok fazla hap atıyorsundur, kardeşim.
Wow, you really took a lot of drugs.
Gerçekten çok hap içmiş olmalısın.
This means this is a 5-milligram pill, and I just gave you $ 80, which is the street value of 10.
Bu demek ki bu 5 mg bir hap ve ben sokak fiyatı 10 olan şey için sana 80 $ verdim.
Sleeping pills.
Uyku hapı.
You're driving. I'm on a shit-ton of pills right now.
Direksiyonda sen varsın, ben avuç dolusu hap içtim çünkü.
No, no, no. I do not go the butt way.
Hapı hayatta popo yoluyla almam.
Guess I'm just gonna have to take him by surprise.
Sanırım hapı ona beklemediği bir anda vermem gerekecek.
Yes, it is my liver, and I don't want to take that pill.
Evet, benim ciğerim. Ve o hapı almak istemiyorum işte.
You're screwed.
Hapı yuttun.
Dave, if we can't kill him, you're doomed.
Dave, onu öldüremezsek hapı yutarsın.
She said she didn't, but she must have a pill addiction - as well as the alcohol.
Söylemiyor ama alkol dışında hap bağımlısı da olmalı.
I didn't mean to take so many pills.
O kadar çok hap almak istememiştim.
They plan on making pills.
- Hap olarak kullanacaklar.
I've had her on the pill since she was 12.
12 yaşından beri doğum kontrol hapı kullandırtıyorum.
You lost count.
Sayısını unutup çok fazla hap aldın.
- Aren't there pills?
- Hap yok mu?
Sleeping pills, yes.
Uyku hapı var elbet.
- No. Yes. Because you're not giving me the pills, even though they do exist and would help my problem.
Çünkü uyku hapı var ve sorunuma yardımı olduğu halde vermiyorsun.
It's essentially a sleeping pill.
Aslında uyku hapıdır.
I needed some hand gel and your bag was there on the side and open, and when I found it, I saw that there was... a bottle of sleeping pills with some anti-sickness medication.
El kremi lazım oldu, çantan da orada öyle açık duruyordu bir baktım içinde bir kutu uyku hapı ve kusma önleyici var.
Two pills, three times a day.
İki hap, günde üç kere.
Although we're kinda boned there too.
Buna karşın az daha hapı yutuyorduk.
I check every pill I get for purity.
Aldığım her hapın saflığını kontrol ediyorum.
Synthetic emotions in the form of pills.
Hap adı altında yapay duygular.
Let's raid pill bottles.
Hap kutularını karıştıralım.
Biosynthesized in some lab in Mexico, packed into a pill, shipped to the States where it was packaged with a logo and taxed by the government, stolen by a bribed guard, sold to a Vera henchmen, oversold to Shayla, and then to me.
Meksika'daki laboratuvarlarda biyosentezlenmiş, hap içine paketlenmiş bir logo ile kutulanıp, vergisinin hükümete ödeneceği ABD'ye gönderilmiş rüşvet verilen görevli tarafından çalınmış, Vera'nın elemanına satılmış ondan Shayla'ya satılmış ondan da bana gelmiş.
- Come on, they're my last two.
- Hadi ama, son iki hapım bu.
- Pills?
Hap hâlinde.
A little popper pill, a little line, a bit of puff...
Biraz çıtçıt hapı, küçük bir çizgi, biraz esrar...
TAKE THE RED PILL.
Kırmızı hapı alın.
Should we maybe get a pill to be safe?
Ne olur ne olmaz diye hap alsak mı?
I want to get the pill.
- Hapı almak istiyorum.
I hope she was on birth control.
- Doğum kontrol hapı almıştır inşallah.
Kyle Cooper and his girlfriend were using condoms and birth control.
Kyle Cooper ve kız arkadaşı hem kondom hem de doğum kontrol hapı kullanmış.
- 20 pills?
- 20 hap mı?
But that night, Charlemagne was so powerful, he broke through his protective shield, and they had to go get the magic potion called a Plan B pill, and it was kind of weird.
Fakat o gece Charlemagne o kadar güçlüymüş ki koruma kalkanını delmiş. Sonra B planı adında sihirli bir hap almışlar.
We got to get that report, Hap. Before it comes out.
O bilgiyi ortaya çıkmadan ele geçirmeliyiz Hap.
Too bad you're not Hap's son.
Hap'in oğlu olmaman çok kötü.
Commissioner, Hap and I are so glad you could join us.
- Hap ve ben bize katılmanıza çok memnun olduk Sayın Şef.
Happy birthday to you, Hap.
- İyi ki doğdun Hap.
Hap, this is unbelievable.
Bu harika bir şey Hap.
Hap cut me off.
Hap beni kovdu.
So what if Hap cut you off?
Hap seni kovuysa ne olmuş ki?
Hap doesn't think I can do it on my own.
Hap kendi işimi kuramayacağımı düşünüyor.
Who cares what Hap thinks?
Hap'ın düşündüğü kimin umurunda?
He was talking to Hap Briggs on his... on his cell.
Telefonda Hap Briggs ile konuşuyordu.
I mean, we got a line on a bottleneck plate that Hap Briggs is gonna have to pay up the nose for.
Hap Briggs'in bu yer için servet ödemek zorunda kalacağını öğrendim.
That's how important this access road is to Hap.
Bu yol Hap için bu kadar önemli işte.
We were leaning towards Hap Jr., as a matter of fact.
Doğrusunu isterseniz Hap Jr. ismine sıcak bakıyoruz.
Now let me direct your attention to the Boy-Are-They-In-Trouble-A-Sauruses.
Şimdi de dikkatinizi dinorozusta hapı yutan çocuklara çekeyim.
Pills?
- Hap mı?
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy to be here 18
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy 1779
happy birthday to you 470
happen 63
happened 142
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy to be here 18
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy 1779
happy birthday to you 470
happen 63
happened 142
happens 83
happening 65
happy father's day 24
happiness 230
happy valentine's day 135
happily 172
happy easter 54
happy day 44
happy days 81
happy christmas 144
happening 65
happy father's day 24
happiness 230
happy valentine's day 135
happily 172
happy easter 54
happy day 44
happy days 81
happy christmas 144
happier 23
happy holidays 175
happy ending 39
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy family 66
happy new year 704
happy life 35
happy holidays 175
happy ending 39
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy family 66
happy new year 704
happy life 35