Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I understand everything

I understand everything перевод на турецкий

555 параллельный перевод
I understand everything will be over by Thursday.
Her şey perşembe günü bitmiş olacak anladığım kadarıyla.
But I understand everything.
Ama her şeyi anlayabiliyorum.
I understand everything.
Hepsini anlıyorum, hepsini.
I understand everything, even though I can't explain it.
Bir anlam veremesem de, her şeyi anlıyorum.
I understand everything, father.
Herşeyi anlıyorum baba.
You don't have to say anything. I understand everything.
Ben her şeyi anladım!
- I understand everything, darling.
- İşte tarifemiz burada. - Tarife mi?
Now I understand everything!
Artık her şey, anlıyorum!
I understand everything, I'm not some maniac.
Her şeyi anlıyorum, bir manyak değilim.
- Now I understand everything!
- Şimdi her şeyi anlıyorum!
- Now I understand everything.
- Şimdi anlıyorum her şeyi.
I can't explain it, but I understand everything about it.
Ne olduğunu açıklayamadığım ama hakkındaki herşeyi anladığım.
- No, I understand everything.
- Her şeyi anladım.
Uh, I understand everything perfectly, Miss Howe.
Hepsini gayet iyi anladım, Bayan Howe.
I understand the needs of the commercial theater... but I think of everything from the viewpoint of the writer.
Ticari tiyatronun ihtiyaçlarını anlıyorum... ama ben her şeye yazar gözüyle bakıyorum.
You understand everything I say only you can't show it.
Söylediğim her şeyi anlıyorsunuz, ama bunu gösteremiyorsunuz.
I understand everything now.
Her şeyi anlıyorum şimdi. Ona aşıksın.
You know I'm on your side and understand everything, but you shouldn't have done that. You are the Empress of Austria!
Biliyorsun, hep seni tuttum ama bunu yapmamalıydın.
Described everything so slovenly, that I couldn't understand in the beginning.
Yarım akıllı kalması gerçekten de seni ilgilendirmez miydi? Herşeyi o kadar dağınık ve yarım yamalak yazmıştı ki, başta ben bile anlayamıyordum.
And I don't understand why he would put everything in her name.
Ve niçin her şeyini onun üzerine yaptığını da anlayamıyorum.
I think everything's gonna be all right now. Understand?
Bence artık her şey yoluna girecek.
Now, you understand everything I told you, don't you, dear?
Pekala, sana söylediğim herşeyim anladın, değil mi hayatım?
Susan, go back to the fault locator, and I want you to check everything, child you understand, EVERYTHING!
Susan, hata bulucuya git, herşeyi kontrol etmeni ve bana söylemeni istiyorum anladın mı çocuk, Herşeyi
He shouldn't speak in German, I must understand everything.
- O fransızca konuşmalı! - Ben Başpiskoposu temsil ediyorum Ve, herşeyi anlamalıyım.
I'll do everything I can to avoid introductions such as you specialize in. I understand your feelings, Mr. Vandergelder. And I'm here marching beside you to assure you there will be no need for my services after your dinner engagement tonight.
Duygularınızı anlıyorum, ve bugün burada, yanı başınızda yürüyorum, bana inanın, bu geceki yemekten sonra artık hizmetime gerek duymayacaksınız.
I couldnt understand why everything was the same, when I wasnt the same any more.
Her şeyin, ben değiştiğim halde neden hala aynı olduğunu anlayamıyordum.
Being the only one to understand this I must take care of everything.
Benden başka işten anlayan da yok. Her şey bana bakıyor.
David, you must understand I can't just drop everything!
David, anlamalısın. Her şeyi bir anda kestirip atamam.
I intended to pass this album to you the day I die, in case I can't find the murderer So that you'll understand everything then
Bu albümü öldüğüm gün sana vermeyi planlıyordum böylece katili bulabilecek... ve herşeyi daha iyi anlayabilecektin!
I don't understand... why everything must be so complicated... when it can be simple.
Anlamıyorum... Her şey basit olabilecekken... neden bu kadar karmaşık olmak zorunda.
It is wonderful. You will understand everything I have been trying to tell you.
Wagner'in'Tristan'ı için sahnelemeye karar verdiğimiz opera.
I don't understand how she keeps everything in such a mess.
Ama her tarafı nasıl karman çorman bırakıyor anlamıyorum.
I think that everything I just explained to you will help you better understand the relativity of customs and laws.
Sanırım sana anlattığım herşey yasaların ve gelneklerin ilişkisini anlamakta sana yardımcı olacaktır.
You must support everything I say, do you understand?
Söylediğim her şeyi onaylaman gerek, anlıyor musun?
Everything I have is yours. You're my only reason for going on, you understand?
Neyim varsa sana aittir.
I just don't understand it... him being so good with guns and everything.
Fakat hiç anlamadım... o silahlar konusunda çok iyiydi.
I don't understand why some people who are ugly, old and sick, have everything, and there are others who never have anything.
Korkunç. Diğerlerinin aksine, çirkin, yaşlı, hasta insanların neden... her şeye sahip olduklarını anlamış değilim.
I worry that my son might not understand what I've tried to be, and if I were to be killed, Willard, I would want someone to go to my home and tell my son everything.
Endişelendiğim oğlumun ne yapmaya çalıştığımı anlaması, ve eğer öldürülürsem, Willard, birisinin eve gidip oğluma anlatmasını istiyorum.
I understand, everything is set forth here.
Anlıyorum, her şey burada hazır.
Now I understand everything.
Şimdi her şeyi anlıyorum.
From now on, I'll understand everything you say or think... everything you feel. "
Şu andan itibaren, söylediğin ya da düşündüğün her şeyi anlayacağım Hissettiğin her şeyi. "
It's everything I know, about everything in the world, understand?
Benim hayatla ilgili bildiğim her şey onda yazılı, anladın mı?
Naturally, I'll never tire of telling you I understand you everything about you, as a social being - which means product.
Kuşkusuz, seni anladığımı söylemekten hiç usanmayacağım seninle ilgili her şeyi, sosyal bir varlık yani bir ürün olduğunu.
And I think that in order to create that language... you're going to have to learn how you can go through a looking glass... into another kind of perception... where you have that sense of being united to all things... and suddenly you understand everything.
Ve bu yeni dili yaratmak yerine karmaşık olanı farklı bir algıyla inceleyerek öğrenmen gerekecek burada her şeyle olan bağını hissedeceksin ve birden her şeyi anlayabileceksin.
I, on the contrary, am conforming with everything I understand.
Tam tersine, ben, anladığım her şeyi onaylarım.
Everything to me was so fresh and interesting I didn't understand Why the graduates always cry at graduation
Her şey bana o kadar yeni ve ilginç geldi ki okulumuzdan mezun olanların niçin ağladıklarını anlamamıştım.
I'm glad you understand everything.
Her şeyi anladığına sevindim.
A bathroom, you got everything that the... ( GUNS COCKING ) I don't understand.
Anlamıyorum.
Dona Rosa, I, my brothers and my friends are at your disposal... for everything, understand?
Dona Rosa, ben, kardeşlerim ve ve arkadaşlarım... hepimiz sizin emrinizdeyiz, anladınız mı?
she was everything i was trying to escape, everything i didn't want to be, you understand?
O kaçmak istediğim her şeydi, Olmak istemediğim her şeydi, anlıyor musun?
I understand cricket, I fart in bed, everything.
Kriketi bilirim, yatakta osururum, falan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]