It would have been перевод на турецкий
3,538 параллельный перевод
It would have been nice if you had included him in your barbecue.
Eğer barbekü partine onu da davet etsen çok hoş olurdu.
You don't know what kind of clashes can... can develop, although I suspect that it would have been okay.
Ne tür uyuşmazlıkların çıkabileceğini bilemezsin. Ama bir sorun çıkmazdı diye düşünüyorum.
I know it would have been okay.
Bir sorun çıkmazdı, biliyorum.
But it would have been...
Yalnızca...
It would have been irrational not to be afraid.
Korkmamak mantıksız olurdu.
If it had happened any place else other than Central Park, it would have been terrible, but it would not have been as terrible.
Central Park dışında bir yerde yaşansaydı felaket olurdu ama bu kadar felaket olmazdı.
It would have been better for you had you known whatiam.
Benim ne olduğumu bilmen hayrına olurdu.
If he said it, it would have been too much. I think that's the perfect way to end that episode.
Bence bu bir bölümü bitirmenin en iyi yolu.
I think, as fans.. We would have been bummed if it would have been that easy to be like..
O kadar kolay olsaydı, hayal kırıklığına uğrardık...
It would have been agricultural fields as far as the eye can see.
Muhtemelen gözün alabildiğine tarım arazileriyle kaplıydı.
It would have been really unfair if I had died without tasting this again.
Bu kahveden içmeden ölsem hiç adil olmazdı.
It would have been better if you didn't tell me.
Keşke bunları öğrenmeseydim.
You are entitled to your private life, I just think it would have been better if you told us.
Özel hayatının olması senin de hakkın. Ama bize de haber versen iyi olabilirdi bence.
It would have been my problem.
Bu benim problemim olurdu.
If he hadn't, it would have been all three of us.
Eğer yapmasaydı hepimiz ölmüş olabilirdik.
I just can't stop wondering what it would have been like to not be an only child.
Sadece, tek çocuk olmamanın nasıl bir şey olabileceğini merak etmeden duramıyorum.
It would have been nice if I had found the necklace.
Eğer kolyeyi bulabilseydim daha iyi olacaktı.
If it wasn't the transformer, it would have been something else.
Trafo olmasaydı başka bir şey olacaktı.
It would have been very unfortunate for Seo Yi Soo eventually.
Nihayetinde Seo Yi Soo için çok talihsizlik olurdu bu.
We could have had a cup of tea and talked, it would have been so nice.
Şöyle otursaydık, iki çay içseydik. Bir içimi dökseydim ona, ne güzel olurdu ya.
Writing had developed in Egypt around 5,000 years ago, and at first it would have been the preserve of specialist scribes but the people of Set Ma'at are among the first working people in the world to learn how to write.
Mısır'da yazı 5,000 yıl önce bulundu. Başlangıçta sadece uzman katipler kullanıyordu. Ancak Set Ma'atlılar, dünyadaki... ilk çalışan insanlar, nasıl yazılacağını öğrendi.
If he was still alive when his neck fractured, it would have been fatal.
Eğer boynu kırık şekilde hala hayattaysa bu ölümcül olabilirdi.
It would have been nice to have your son join us, as well.
Belki de oğlun bize katılmalı.
So, the operating theory would be that this Luke and whoever else was in the house partying with him may have been involved in the shooting last night or at least witnessed it.
Yani teoriniz bu Luke ve evde parti verdiği kişinin cinayete karıştığı ya da en azından şahit olduğuna dayanıyor.
It would not have been preferable to vaporize him back at the diner...
Lokantada onu buharlaştırmaya çalışmak pek tercih edilmez.
How it would had been had we been living together, I really have no idea.
Beraber yaşasaydık nasıl olurdu hiç bilemiyorum.
I've heard you've been looking for something, and as luck would have it, I'm a man who trades in hard-to-find objects.
Bir şey aradığınızı duydum ve şans bakın ki bulunması zor şeylerin ticaretini yapan biriyim.
The Hal Mason I know would have been all over that if it had been anyone other than your old girlfriend.
Tanıdığım Hal Mason, eski sevgilisinden başka biri varsa bu meseleyi halleder.
If this had happened in 1901, they would have been lynched, perhaps castrated, and their bodies burned and that would have been the end of it.
Eğer bu 1901'de yaşansaydı çocuklar linç edilirdi belki hadım edilirlerdi ve vücutları yakılırdı ve her şey bitmiş olurdu.
There might have been a million other ways, but it was the only way I knew you would believe it.
Bir milyon değişik yöntem olabilir ama inanacağını bildiğim tek yöntem buydu.
I almost beat you in'97, okay, and I would have beat you the next year if it hadn't been canceled.
- 97'de neredeyse ben kazanıyordum ve eğer sonraki sene iptal edilmeseydi sizi yenecektim.
If it had been me today at the school, I would have told her she was a crippling handicap and lost the game for us.
Eğer bugün aynı şey benim başıma gelseydi durumun bizim için engel olduğunu düşünüp oyunu kaybettiğimizi söylerdim.
You know, even if we... we never won our Sectionals, or Nationals had never happened... it still would have been worth it.
Bölüm yarışmalarını hiç kazanamamış olsaydık da veya Ulusal yarışmaya hiç katılamasaydık yine de hepsine değerdi.
If it wasn't for His Highness, you would have already been beheaded in Joseon!
Majesteleri olmasa zaten çoktan ölmüş olacaktın!
If it wasn't for Miss Pak Ha, we would have been beggars on the street.
Ayrıca Park Ha olmasaydı burada bir gün bile hayatta kalamazdık!
Gramps, would it have been wrong...
Büyük Baba, öyle değil mi...
Let us be honest, none of this would have been possible if it wasn't for my money.
Açık konuşalım, benim param olmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı.
Today I had to tell Dixon that he couldn't open my club, and, and maybe I could have been nicer, but it still would have ruined our weekend.
Bu gün Dixon'a kulübü açamayacağını söylemek zorundaydım. Bunu yaparken daha tatlı olabilirdim. Ama yine hafta sonumuzu bozacaktı.
I don't know, but if it had been a private meeting he would have said so a lot earlier.
Ussing neden bu işe karışmış olsun ki? Bilmiyorum ama madem özel bir görüşmeydi bunu çok daha uzun süre önce söyleyebilirdi.
I would have been killed, too, if it hadn't been for Vincent.
Eğer Vincent olmasaydı ben de öldürülebilirdim.
Doctors said if he would have broken it, he'd have been out for the rest of the season.
Doktor eğer kırılsaydı sezonu kapatırdı dedi.
I would have done the same thing had it been my father.
Söz konusu benim babam olsaydı ben de aynısını yapardım.
I would have been killed, too, if it hadn't been for Vincent.
Eğer Vincent olmasaydı ben de ölebilirdim.
I think one of the tracks would have been on the Thriller album if I'd finished it.
Eğer bitirebilseydim, sanırım parçalardan biri Thriller albümünde yer alabilirdi.
And she would have gotten every penny of that if it hadn't been for Clay Everhurst being so diligent at his job.
Ve eğer Clay Everhurst işinde bu kadar özenli çalışmış olmasaydı kuruşuna kadar Lisa'nın eline geçecekti.
Would it have been so bad to make some money?
Fazla para kazanmak kötü mü olurdu?
And if it went missing, Stone knew all of them would have been searched.
Ve kayıp olduğunu anladıklarında Stone projedeki herkesin araştırılacağını biliyordu.
I would have sniffed it out had there been one.
Olsaydı sanırım fark ederdim.
I would have been killed too, If it hadn't been for Vincent.
Eğer Vincent olmasaydı ben de öldürülebilirdim.
For the people who first saw it, this would have been almost like a hallucination.
Onu ilk defa gören insanlar için bu halüsinasyon gibi bir şeydir.
And Hitler would almost certainly have remained an unknown painter if it hadn't been for a momentous event in world history...
Bir sonraki parti konuşmasında bu sorunlara değinmeyi düşünüyordu. O yüzden düşüncelerinin başka birinin bakış açısıyla kirlenmesini istemedi.
it wouldn't matter 49
it would be nice 40
it would be great 34
it would be my honor 25
it would be a pleasure 19
it would be my pleasure 61
it would be 199
it wouldn't be the first time 64
it wouldn't 89
it wouldn't be fair 20
it would be nice 40
it would be great 34
it would be my honor 25
it would be a pleasure 19
it would be my pleasure 61
it would be 199
it wouldn't be the first time 64
it wouldn't 89
it wouldn't be fair 20