Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ K ] / Keep in line

Keep in line перевод на турецкий

424 параллельный перевод
- Keep in line there, soldiers.
Askerler, sırayı bozmayın.
Keep in line!
Sırayı bozmayın!
Keep in line, up the street.
Sırayı bozma, yukarı.
You force your own people to keep in line, and... you think you can force everyone else.
Kendi halkınızı kontrol etmek için baskı uyguluyorsunuz ve herkese baskı yapabileceğinizi sanıyorsunuz.
- Keep in line, ladies.
- Sırayı bozmayın hanımlar.
- Why do we have to keep in line?
- Niye sıra olduk?
Now, keep in line.
Artık, şeridin içinden çıkma.
Children, keep in line.
Çocuklar, sıraya girin.
Come on, lads, keep in line there.
Haydi gençler, sıraya girin.
Now please keep in line. Step right up!
Lütfen sırayı bozmayın.
- Keep in line there.
- Hizaya girin.
Keep in line.
Sıraya geçin.
Keep in line. I've got a huge supply.
Bozmayın sırayı mal bol stokta!
Good I'm going in first and you all follow me and keep in line please.
İyi, önce ben gidiyorum, sizde arkamdan sıra ile gelin lütfen.
Keep it in line!
Sırada kalın!
I've spent all the time I want to trying to keep you guys in line.
Bunca zamandır sizlerin belli yerlere gelmeniz için uğraştım.
We can't just keep him out there till the line saws him in half.
Onu orada ip ikiye biçene kadar tutamayız.
I'm sorry we couldn't keep you at the house, but Mrs Sutton has a limited number of guest rooms, and I suppose Mr Kane was first in line.
Dün gece sizin evde kalmanızı sağlayamadığımız için özür dilerim,... Ama Bayan Sutton'ın sınırlı sayıda misafir odası var. Sanıyorum ki odalardan biri de dün gece de Bay Kane'e tahsisi edildi.
Get back in line and keep your interval.
- Sıraya geri dön.
Get in that line and keep moving.
Şu şeride geçin ve yolunuza devam edin.
You thought talking to him might keep him in line.
Konuşarak hizaya getirebileceğini sandın.
Keep going in a straight line, Prewitt.
Dümdüz ilerlemeye devam et Prewitt.
To keep the men in line and help me work at our plans.
Adamları hizaya sokmak ve plan yapmak için.
And keep in a straight line on stage.
Sahnede bir hizada durun.
Keep in a straight line and don't get too far apart.
Bir hizada birbirinizden arayı açmadan durun.
Brown kept him alive to keep the boys in line.
Brown çocukları hizaya dizmek için onu hayatta tuttu.
Lloyd, they'll do anything to hang something on you, to keep you in line.
Lloyd, seninle ilgili en ufak şeyi bile kullanacaklar. Seni vazgeçirmek için.
Just as long as you keep your mother in line.
Yeter ki sen anneni yola getir.
Maybe not even you can keep us in line, Bruhn.
Belki sen bile bizi hizada tutamazsın Bruhn.
If your husband can't keep these brats in line...
Eğer kocanız veletlerle baş edemiyorsa...
We need him just like we need you and Okishima to keep our 10,000 men in line.
10000 adamımızı hizada tutabilmemiz için ona da sana olduğu gibi ihtiyacımız var.
My absence may make it easier to keep the vets in line.
Yokluğum üst devreleri hizada tutmanı kolaylaştırabilir.
Well, he didn't keep you long in the firing line.
Anlaşılan seni pek sorgulamadı.
This joint is the home of fine bourbon and fast women, and we need plenty of religion to keep'em both in line.
Bu batakhane iyi burbon ve hızlı kadınların yuvasıdır, ikisinde de sınırı aşmamak için dine ihtiyacımız var. Öyleyse, hadi bakalım.
Keep it in line, now!
Hizalayın, hadi!
- They were to keep Rebel in line.
- Rebel'i sakinleştirmek için.
And it takes someone with a strong head like you to keep them in line.
Ve onları hizaya sokmak kimi zaman kolay olmuyor.
Now, they suspect that he's been in touch with Allied agents, but he's too well loved by his men to publicly denounce, so they use him as a puppet to keep the Italians in line.
Kendisinin İttifak Kuvvetleri ile iletişimde olduğundan şüphe ediyorlar ancak adamları tarafından çok sevildiğinden açıkça birşey yapamıyorlar. Bu yüzden onu İtalyan askerlerini hizada tutmak için kullanıyorlar.
- So if you could keep him in line I'd appreciate it very much.
- Umarım onlar anlamaz. Ona yardımcı olursan çok sevinirim.
You'll keep Bresnavitch in line by reminding him what I know about him.
Hakkında bildiklerimi hatırlatarak Bresnavitch'i hizada tutacaksın.
Take my advice and hang five, keep the rest of them in line.
Tavsiyeme uy ve beşini as, gerisini sırada tut.
Keep in line, playmates!
Sıraya girin arkadaşlar!
Fear will keep the local systems in line... –... fear of this battle station.
Korkuyla bölgesel düzen sağlanacak. – Bu istasyonun yarattığı korkuyla. – Ya asiler ne olacak?
You can't even keep your own man in line.
Kendi tarafındaki adamını bile tutamıyorsun.
Keep in a line, three lengths between you and the man in front and a good, steady pace.
Hizada durun, önünüzdekiyle aranızda 3 adım olsun ve güzel, sabit bir hız.
They keep the rest of the animals in line and give out the work assignments.
Hayvanların geri kalanını sıraya dizip, iş atamaları yapıyorlar.
I don't mean that you walk around morning to night whacking'em upside the head like someone from the other side, but you gotta terrorize'em once in a while just to keep'em in line.
Sabahtan akşama etrafta dolanıp başının üstünde tutarsın... ama bir kereliğine korkutursan onları yola sokarsın bilirsin.
You got to keep these people in line.
Onları sıraya sok.
They thought by separating the loved ones or friends, they could keep everyone in line.
Sevdiklerini ve arkadaşlarını ayırarak herkesi kontrol altında tutabileceklerini düşündüler.
They told me they'd keep me.. .. because they could plug me into any story and my salary was in line.
Bana kalacağımı söylediler çünkü beni istedikleri gibi çalıştırıp sınırda ücret veriyorlarmış.
Keep the ball in play, first in line.
Topu oyunda tut, öncelikle çizgilerin içinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]