Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ K ] / Keep it together

Keep it together перевод на турецкий

676 параллельный перевод
We're a big family, but we know how to keep it together.
Büyük bir aileyiz ama birbirimize destek olmasını da biliriz.
We gotta keep it together.
Bu işi beraber yapacağız.
Keep it together.
Sırayı bozmayın.
Very busy, huh? Keep it together!
Yokluğumu aratma!
All we gotta do is keep practising, man. Just keep it together.
Bütün yapmamız gereken, birlikte olmak, ahbap.
Keep it together now.
Şimdi birleştirin.
- Keep it together, dear friend.
Sabret hayatım. Moralini yüksek tut.
I put myself in charge, because you can't keep it together.
Yetkiyi kendi kendime aldım, çünkü kendini toparlayamıyorsun.
You've gotta keep it together.
Kendini toparla.
Keep it together.
Toplanın.
Lots of passion to start out with, and lots of understanding to keep it together.
Bizi bağlayan tutkumuz oldu. Anlayışlı olmamız da bizi bir arada tutuyor.
Do it? Keep it together.
- Nasıl başardığımı mı?
Let's just keep it together until he gets here.
O gelene dek idare edelim.
I don't know how you keep it together.
Bu halde onları nasıl bir arada tutabiliyorsun anlamıyorum.
Um, I was married once, but, uh, I just didn't know how to keep it together.
Ben bir kere evlendim ama uzun süre nasıl birlikte olunacağını bilmiyordum.
Keep it together, Albert.
Kontrolü elden bırakma Albert.
You just keep it together and you'll be fine.
Kontrolü elden bırakma, o zaman iyi olursun.
Keep it together.
Bir arada olmamız gerek.
Keep it together, Mr. Paris.
Bizi tek parça tutun By Paris.
Or maybe Joe can keep it together.
Belki Joe onu idare edebilir.
Understand, that while I'm not a prophet, I can tell you that if I were going to be sent away in a life pod and forced to watch everything I love and have fought for die before my eyes without even a chance to keep it together the life pod would suffer just such a terrible accident.
Ben kahin sayılmam ama size bir filikaya bindirilip gönderilirsem sevdiğim, uğruna savaştığım şeylerin gözlerimin önünde yaşama şansı tanınmadan yok olduğunu izlersem filikanın başına böyle bir kaza geleceğini söyleyebilirim.
Keep it together, babe, all right?
Toparla kendini bebeğim, tamam mı?
Keep it together.
Kendimize hakim oluyoruz.
Do you think you can keep it together?
Kendine hakim olabileceğini düşünüyor musun?
Yes, I can keep it together.
Evet, kendime hakim olabilirim.
Keep it together.
Kendine hakim ol.
Keep your hands together and step into it.
Ellerini yanyana tut ve adım al.
After 18 months of combat, it takes 24 hours a day to keep her together.
18 aylık bir seferden sonra tam 24 saatte hayata döndürülebildi.
We keep squabbling, but once there's trouble, we're in it together.
Atışmaya devam edelim, ama bu kez bir sorun var, birlikteyiz.
It's because right now nobody want to hear a scream... and because the people... on top want to keep the others from hearing it, for fear that they'd all... start screaming together!
Çünkü şu anda kimse bir çığlık duymak istemiyor ve tepedeki insanlar diğerlerinin duymasını engellemek istiyorlar. Çünkü onlar da hep birlikte haykırmaya başlamaktan korkuyorlar!
I wasn't hanging on to you, but to my pain, trying to hold it, to keep you near me, to keep us together.
Sana değil acıma tutunmuştum seni yanımda, bizi bir arada tutmak için acı çekmeyi sürdürdüm.
It's a miracle you were somehow able to keep putting him back together again.
Onu kurtarmanız bir mucize.
It's a difficult time for all of us so could we just keep working together?
Zor bir dönem geçiriyoruz. Bu yüzden işleri aksatmadan çalışalım, olur mu?
Yeah, I got it. Gotta just keep her together, all right?
- Evet, sen sadece onu sakinleştir, onu iyi ederiz.
Gotta keep it together.
Toparlayıcı olmalıyım.
It's like if we could put our hearts together and keep them that way forever, we'd be safe, no matter what.
Kalplerimizi bir araya getirir o şekilde tutarsak... ne olursa olsun güvende olacağız.
It's gonna keep us together for the rest of our lives.
Bu bizi hayatımızın sonuna dek bir arada tutacak.
Sometimes when it was bad the only way to keep my mind together was to concentrate on ways of killing you.
Bazen moralim çok bozulduğunda aklımı başımda tutmanın tek yolu, seni öldürmenin değişik yollarına konsantre olmaktı.
Listen, love keep your edges together. I want to keep it close.
Dinle, tatlım kenarları takip et.
All right, let's keep it together!
- Pekala, hadi birleşelim.
- Oh, well, you know, two blokes living together, you keep it really neat and tidy.
Bilirsin işte, Bir evde iki erkek yaşıyorsunuz ve burayı gerçekten derli... toplu tutuyorsunuz.
And it helps to keep the neighborhood together.
Onları bir arada tutan bir yer.
One word from you, from the Vorlon empire... could help keep it all together. The Alliance is fracturing.
İttifakta çatlaklar başladı.
THAT'S WHY IT'S GREAT THAT WE'RE TOGETHER, BECAUSE I THINK WE NEED PEOPLE LIKE YOU TO KEEP PEOPLE LIKE ME IN CHECK,
İşte bu yüzden birlikte olmamız çok güzel benim gibi insanları kontrol altında tutmak için sizin gibi insanlara ihtiyacımız var sizin gibi her şeyi aşırı düşünen insanlarında bizim gibi insanlara ihtiyacı var.
It'll be cathartic. This will keep us together.
Bu bizi bir arada tutacak.
He thinks it's going to keep us together.
Bizi birarada tutacağını düşünüyor.
When people are together or about to marry and something happens to keep them apart, it pushes a button.
İnsanlar bir araya geldiğinde, ya da evlenmek üzereyken onları ayıran bir şey olması, insana dokunur. Eğer saldırgan davrandıysam, gerçekten özür dilerim.
But it makes me even sicker to think that I've angered you when all I wanted to do was keep the best damn team in radio together. Oh, God.
Radyodaki en iyi ekibi bir arada tutmaya çalışırken seni sinirlendirmiş olmak, beni daha da hasta ediyor.
- You know what, Jesus? The money you and I going to make together, you could buy 20 of them if you want. I'll keep it.
- Biliyor musun, Jesus?
But I swear to god, that if we keep our heads, and we stick together We're gonna make it.
Bir arada kalırsak eğer başaracağımıza inanıyorum. Yemin ederim. Eğer aklımızı başımıza alırsak.
Whatever it takes, I'll keep this marriage together.
Ne olursa olsun bu evliliği sürdüreceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]