Make me an offer перевод на турецкий
134 параллельный перевод
Well, make me an offer.
"İyi, Bana bir teklif yap o zaman".
Would you make me an offer? All right.
- Bir teklif yapabilir misiniz?
They're going to make me an offer on Thursday.
Perşembe günü bana bir teklif verecekler.
Come on, make me an offer.
Hadi, bana bir teklif sun.
All right, make me an offer.
Bana düşündüğün fiyatı söyle.
Come on, Uncle, just make me an offer.
Hadi ama tefeci, bana bir teklifte bulun.
Make me an offer.
Bana bir teklifte bulun.
Make me an offer.
Bana bir öneride bulun.
- See anything else you want, just make me an offer.
- İstediğiniz başka bir şey varsa, sadece bir teklifte bulunun.
- Make me an offer.
- Bir teklifte bulun.
Make me an offer.
Ne teklif ediyorsun?
Why not make me an offer?
Neden bana bir teklif yapmiyorsun?
- Make me an offer on 80.
- 80'de bana teklif ver.
You worked your act and I thought : "Sooner or later, he's gonna come make me an offer."
Sokakta işini hallettin ve ben de er ya da geç gelip bana bir teklif sunacaktır diye düşündüm.
If you want the club, make me an offer that doesn't insult my intelligence.
Kulübü istiyorsan, zekâmı aşağılamayan bir teklifte bulun bana.
Make me an offer. Thirty dollars. Thirty dollars.
Bud'ın yanındaki kız var ya.
Then make me an offer.
Sonra da bana bir teklifte bulunun.
I'd sell my soul to the Japanese if they'd make me an offer.
Bana teklif versinler diye Japonlara ruhumu satıyorum.
Make me an offer.
Hadi bir teklifte bulun.
Make me an offer.
Bir teklif yap.
Well, she did make me an offer, but that's not why I came... to San Pedro DE los Saguaros.
Pekala, O bana bir teklif sundu fakat bu San Pedro de los Saguaros'a gelme sebebim değil.
So unless you're prepared to make me an offer,
En azından bana bir teklif sunun.
Then maybe you'd like to make me an offer I can't refuse.
O zaman bana reddedemeyeceğim bir teklifte bulunun.
Make me an offer.
Teklif verin bana!
Make me an offer!
Bana bir teklif verin.
Make me an offer! ( ENGINE STARTING )
Bir teklif ver bana!
Jack says you'll make me an offer I can't refuse.
Jack bana reddedemeyeceğim bir teklifte bulunacağınızı söylüyor.
Make me an offer.
Teklifini sun.
- Make me an offer. - Excuse me?
Bana teklifte bulun.
They did make me an offer, but I turned those fed fucks down right there.
Bana teklif ettiler ama o federal salakları reddettim.
Make me an offer.
Bana bir teklif yap.
You come to me and you make me an offer.
Bana geldin ve çok ilginç bir teklifte bulundun.
If you want to make me an offer....
Teklif yapmak istersen...
- Make me an offer.
- Bir teklif ver.
Make me an offer on the house.
Bana evin için bir teklif ver.
Can you make me an offer?
Bir teklif verebilir misin?
So if someone doesn't make me an offer in the next five minutes, I'll execute a spy.
Beş dakika içinde bir şeyler duymazsam ajanlardan birini öldüreceğim.
Make me an offer!
Bir teklif getir bakalım.
Make me an offer over asking and it's yours.
Teklif edilenden fazlasını verin ev sizin olsun.
Make me an offer.
Bir şey öner.
They've asked me to make you an attractive offer.
Sana cazip bir teklifte bulunmak istediklerini söylediler bana.
If you want to hire me, make an offer.
Beni tutmak istiyorsanız, teklifinizi yapın.
Let me make you an offer.
Sana bir teklifim var.
Let me make you an offer, Dr. Mesmer.
Size bir teklifte bulunmama izin verin Dr. Mesmer.
Without the correct polite vocabulary... how would you indicate what you would like me to do... or make an offer of something I might find agreeable.
Doğru sözcükleri kullanmazsan eğer... benden yapmamı istediklerini ya da... hoşuma gidebilecek tekliflerini nasıl anlatacaksın?
Only this : that if he is so, you can have no reason to suppose he'll make an offer to me.
Sadece şunu : Eğer kızınızla sözlüyse bana evlilik teklifi yaptığını sanmanız için bir neden olamaz.
Are you trying to make me some kind of an offer?
Siz bana bir çeşit teklifde mi bulunuyorsunuz?
- I just got the offer today but I'd make more money than I do now, riding around in an ambulance, and even though I'll be handling breasts all day, my beautiful fiancee, who is very secure with the--will let me- -
Şimdi aldığımdan daha fazla para veriyorlar, ambulansla geziyorsun, ve tüm gün memeleri elleyecek olsam da kendine özgüveni sağlam, benim güzel nişanlım, bana izin...
Let me make an offer
Sana bir teklif sunayım
I don't believe you commissioned me to make an offer on the widow's claim to keep the regulators off you, al.
Beni dulun hissesine talip olmakla görevlendirmenin, kanunları senden... uzak tutmak için olduğunu sanmıyorum.
If that is the case, you cannot suppose he would make an offer to me.
Öyleyse, bana bir teklifte bulunmuş olacağını düşünemezsiniz.
make me proud 45
make me happy 23
make me 142
make me laugh 18
make me lose my breath 18
make your move 45
make it happen 119
make some noise 52
make a wish 235
make sense 40
make me happy 23
make me 142
make me laugh 18
make me lose my breath 18
make your move 45
make it happen 119
make some noise 52
make a wish 235
make sense 40
make it rain 28
make it count 38
make a difference 25
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make your choice 53
make love to me 50
make a statement 17
make it count 38
make a difference 25
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make your choice 53
make love to me 50
make a statement 17
make a hole 97
make a decision 55
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make love 46
make it quick 271
make it right 27
make a decision 55
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make love 46
make it quick 271
make it right 27