Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Make it stop

Make it stop перевод на турецкий

1,312 параллельный перевод
Make it stop.
Kes şunu.
And how do we make it stop?
Nasıl durdururuz?
Then make it stop.
Öyleyse buna bir son ver.
MAKE IT STOP!
Durdurun şunu!
Did he ever find a way to make it stop?
Bunu durdurmanın bir yolunu buldu mu?
Oh, God, make it stop!
Sana yardım ettim. Artık başkalarına yardım etme zamanı geldi.
Make it stop!
James, durdur şunu.
How do you make it stop?
Bunu nasıl durduracağız?
How do you make it stop?
Durdur şunu?
Make it stop five.
Yeter artık beşliği çak.
... MAKE IT STOP!
Durdur şunu.
MAKE IT STOP!
Durdur şunu.
But I have to make it stop!
Ama durdurmam gerekiyor!
" How can we make it stop?
" Bunu nasıl durdurabiliriz?
- Make it stop!
- Durdur şunu!
Make it stop.
Durdur şunu!
Tyro, please, make it stop.
Tyro, lütfen bitir artık.
I just want to make it stop.
Sadece bunu durdurmak istiyorum.
God, please make it stop.
Tanrım, lütfen beni durdur.
We have to make it stop.
Buna bir son vermeliyiz.
It might be enough to make people cry if they read it maybe even write a check but it's not gonna be enough to make it stop.
Okuyan insanları ağlatmaya yetebilir hatta bir çek yazmalarına bile ama bunlar hiçbir şeyi durdurmaya yetmeyecek.
Make it stop!
- Bandı getir Duke!
And you've got to make it stop, and you've got to indicate... to the people who run it, to the people who own it... that unless you're free, the machine will be prevented... from working at all.
İnsanlara bu makineyi kimin çalıştırdığını asıl sahibinin kim olduğunu göstermelisiniz! Çünkü sizler özgür olmadıkça, bu makine sizi sindirmeye devam edecek.
He will try to play with your emotions... try to make it stop liking of Mr. Schneider.
Bay Schneider den sizi soğutmak için duygularınızla oynayacaktır,
But you are part of it, somehow. If you want to make it stop you have to figure out how it started in the first place.
Ayrıca artık sen bir parçası oldun ve eğer bir son vermek istiyorsan,... olayların en başına gitmelisin.
Go on, make it stop.
Hadi, durdur şunu.
Lee, when your baby's crying because it's hungry, you'll do anything to make it stop.
Lee, eğer bebeğin aç olduğu için ağlıyorsa ağlamaması için her şeyi yaparsın.
And it's then that you must throw your body on the gears and on the levers and on the machine itself and make it stop.
Bundan böyle kendinizi çarkların, pistonların hatta makinelerin kendilerin önüne atmalı ve onları durdurmalıyız.
Make it stop!
Durdur!
How do we make it stop?
Bunu nasıl durduruyorsun peki?
I need you to make it stop.
Siteyi kapa.
make it stop hurting, just like you did before. please?
Acıyı durdur, daha önce yaptığın gibi, lütfen?
Make it stop!
Durdur. Durdur.
Mr. Green, you guys stay on the timer. Make it stop.
Bay Green, zamanlayıcıyı durdurun.
Make it stop! - OK...
- Durdurun şunu!
- Make it stop!
- Tamam. Durdurun!
So I just wanted to stop by and tell you that whatever decision you make, we can live with it, because I know you'll make the right decision.
Uğrayıp size bunları söylemek istedim. Kararınız ne olursa olsun bununla yaşayabiliriz. Çünkü doğru kararı vereceğinizi biliyorum.
But if you think it's going to make us stop our lawsuit, you're wrong.
Artık dava açmayacağımızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Stop it! I told Carl those pants make his legs look stubby.
Carl'a bu pantolonun onu güdük gibi gösterdiğini söylemiştim.
Right. But during a non-profitable phase, it might make sense for you to do everything to stop hemorrhaging cash, right?
İyi durumda olmadığınız zamanlarda, paradan kısmak için herşeyi yapabileceğiniz de mantıklı olabilir, değil mi?
The only way to stop the invasion on Earth is to make sure that it never happens.
Dünya'daki istilanın gerçekleşmemesinin yolu asla olmamasını sağlamak.
He wasn't trying to make it look pretty, just trying to stop the bleeding.
Evet. Aslında güzel görünmesi için değil, kanı durdurmak için uğraşıyordu.
You three guards are in there to stop their fast break. Make them have to walk it down the court.
Oyuncularınız, hızlı atağa karşı koymak zorunda.
Stop wearing that stupid pink wristband like it's gonna make any difference.
O pembe bilekliği takarak bir şey değiştireceğini sanma!
Make it stop!
- Bekle, Duke.
And we gonna make it eight if you don't stop whining.
Mızmızlanmayı kesmezsen, sekiz olucaz.
Because I need to stay here, and if you make it hard for me, I might cry so hard I'll never stop.
Çünkü burada kalmam gerekiyor ve bunu benim için zorlaştırırsan hiç durmadan ağlayabilirim.
What does it take to make this stop?
Bunu durdurmak için ne gerekiyor?
Make it stop!
Durdur.
I have to make sure that public confidence in the system is not undermined. If you wish to protect the integrity of the system, I suggest you stop allowing it to be ruled
Sistemin sağlamlığını korumak istiyorsan şayet o zaman avamın iradesine göre yönetilmeyi bırakmalısın.
Bill, make them stop. Stop it!
Bill, durdur onu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]