Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Nothing's working

Nothing's working перевод на турецкий

213 параллельный перевод
You are still working here as if nothing had happened.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi hala burada çalışıyorsunuz.
Nothing's working here!
Hiçbiri işe yaramıyor.
Mrs. Tilford, at 28, do you spend your life with other people's children no new clothes, working every night, nothing to look forward to but a summer vacation with Karen Wright?
Bayan Tilford, 28 yaşında, hayatınızı başkalarının çocukları ile harcar mıydınız? ... her gün aynı eski elbise, geceleri bile çalışmak, geleceğe dair düşünmemek hâttâ ha affedersin, Karen Wright ile yaz tatili planları yapmak!
For the braziers working day by half, for junteros that are hired with their mules, for the rebates thet are dismissed when the vine dies, for the peasants in Galicia, La Mancha, Andalusia, Extremadura, that are burdened with taxes for centuries, the tax to the state, the tax to the master the tax of blood, for all those who have hungered for centuries, for all that have nothing, civil war is hope.
Günün yarısını çalışarak geçiren pirinç işçileri için katırlarıyla birlikte işe alınan çiftçiler için şarapları bozulunca işleri aksayan şarap üreticileri için Galicia, La Mancha, Andalusia köylüleri için sırtına asırlardır vergi yüklenen Ekstremadura için devlete vergi, toprak ağalarına vergi, kan vergisi yüzlerce yıldır açlıktan kırılmış bu insanlar için hiçbir şeyi olmayan halk için, iç savaş bir umuttu.
Antonio, I've been working for two months and I have nothing.
Antonio, iki aydır çalışıyorum ve elimde hiçbir şey yok.
Instead I've been working for two months, and nothing's come of it.
Oysa iki aydır çalışıyorum ve elime hiçbir şey geçmedi.
There's certainly nothing wrong with being a working girl.
Ne olmuş ki, insan çalışıyorsa?
- I'm working for nothing again this week.
Bu hafta yine boşuna çalışıyorum.
It's better than working... and having ideas that never come to anything, and nothing changes.
Çalışmaktan, hiç bir işe yaramayan... fikirlere sahip olmaktan ve hiç bir şeyin değişmemesinden iyidir.
I would take every person that's tired of working jobs like on the auto lines and have worked for years for nothing and never getting ahead
Otoyol kenarlarından yıllarca bir hiç uğruna ve hiç ilerlemeden çalışmaktan bıkmış her insanı kurtarırdım
I'm working here for nothing
Burada karşılıksız çalışıyorum.
Legs ain't working, nothing's working.
Artık işe yaramıyor, hiçbir şey yaramıyor.
Nothing's working for us since Joseba died.
Joseba öldüğünden beri her şey aleyhimize sanki.
He's been working at nothing else formore than a week now.
Bir haftadır bu konu dışında hiçbir şey yapmadı diyebilirim.
Nothing's working out.
Her şey kötüye gidiyor.
Nothing's working back there.
İçeride hiçbir şey çalışmıyor. Özür dilerim Norm.
Nothing's working, sir.
Hiçbir şey çalışmıyor.
Yeah, that's swell, if you like working for nothing.
Evet. Bedava çalışmayı seviyorsan, harika.
Nothing was working.
İşleri berbatmış.
Nothing's working out.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Nothing's working... I'm fucked.
Durum çok kötü, işimi bitirecekler.
There's nothing like a family in business, working together.
Ailenle birlikte iş yapmak gibisi yoktur.
Deanna, nothing's working.
Deanna, hiçbir şey işe yaramıyor.
That in itself is trivial, there's nothing much to it, it's very easy, but what it spawned was a whole new generation of software and software building upon other software, building upon other software, and so you build up a complete edifice of mutually working co-evolving software.
Fare, kendi başına oldukça önemsiz, küçük, kullanması çok kolay bir şey ve bu, başka bir yazılım üzerine bir yazılım geliştirilmesine ve o da başka bir yazılımdan gelişerek yeni bir yazılım kuşağının doğmasına sebep oluyor, böylece tam bir karşılıklı çalışan ortaklaşa evrim yapısı geliştirmiş oluyorsunuz.
They should try. But if it's not working, nothing they do is gonna make it right, now is it?
Ama artık hiçbir şey işe yaramıyorsa uzatmanın bir anlamı yok.
We're still working on it, so nothing's absolutely certain yet.
Üzerinde hala çalışıyoruz, o yüzden kesin bir şey yok.
Great. Everything's in working order but nothing's working.
Süper, hiçbir şey arızalı değil ama hiçbiri de çalışmıyor.
- Nothing, I'm just working.
- Hiç, sadece çalışıyorum.
That's what I get for working at a dump like this, nothing works.
Böyle bir çöplükte çalışmanın karşılığı bu işte. Hiçbir şey çalışmıyor.
Uh, he's still working the party, acting smooth like nothing's nothing.
Hala bir şey olmamış gibi... etrafına gülücükler saçıyor, normal davranıyor.
I know there's nothing worse than when your shower's not working.
Sıcak suyun akmaması kadar kötü bir şey yoktur.
Nothing's working.
Hiçbir şey çalışmıyor
Nothing's working for you, is it?
Senin için işler iyi gitmiyor, değil mi?
I was working. Nothing I could do.
Çalışıyordum, yapabileceğim bir şey yoktu.
Occasionally we've had to accept candidates with minor shortcomings... but nothing that would prohibit someone from working in a field... such as law enforcement, for example.
Ara sıra, ufak kusurları bulunan adayları kabul etmek zorunda kalıyoruz tabii belli alanlarda çalışmayı engellemeyecek türden kusurlar. Mesela güvenlik güçleri gibi.
The NRC has three nest teams working. So far nothing.
NRC'nin 3 timi çalışıyor, ama bir şey yok.
He talks about working, but nothing has been done.
İş lafa gelince çalışıyor, ama hiçbir şey yaptığı yok.
There's nothing better than working with Torrente.
Torrente'yle çalışmaktan daha güzel bir şey yok.
It asks endless questions while it's supposed to be working so nothing is getting done.
Çalışması gerekenlere sonsuz sorular sorarak hiçbir işin yapılmamasına yol açıyor.
You've been working with him all week and you expect me to believe that nothing has happened?
Onunla bütün hafta çalışıyordun ve benden hiçbir şey olmadığına inanmamı mı bekliyorsun?
When you're working at this level, nothing is left to chance.
Bu düzeyde çalışıldığında, hiçbir şey şansa bırakılmamıştır.
There's nothing that we're doing except working.
Çalışmaktan başka yaptığımız bir şey yok.
A particle offood becomes embedded behind a tooth... and there it sits, working its way in behind the enamel... rotting it from the inside out... until there's nothing left to do but pull it.
Bir yemek parçası dişin arkasına yerleşir... ve orada kalır, diş minesinin arkasında yolunu bulur... hiç bir şey kalmayana dek çürütür orayı, ve çözüm olarak... sadece çekmek kalır geriye.
- When things aren't working, there's nothing to do.
- İşler yolunda gitmiyorsa yapacak bir şey yok.
Ten years working together, and with a woman... like you, next to him every day... there's been... nothing?
Senin gibi bir kadınla 10 yıl birlikte çalışıyor sen de her gün onun yanındasın ve aranızda hiç bir şey olmadı mı?
Well, I've got the week off from work, which is nothing, considering your husband owes me 50 comp days, but I've been working really hard lately, so...
İşten bir hafta izin aldım. Ki bu, kocanın bana borçlu olduğu 50 günün yanında hiç kalıyor ama olsun. Son zamanlarda çok çalışıyordum.
I'm sorry, but I got five remotes, nothing's working.
Üzgünüm ama elimde çalışmayan beş tane kumanda var.
We're working on it, but so far we've got nothing.
Üzerinde çalışıyoruz ama şimdiye kadar hiçbir şey bulamadık.
Keep working like nothing happened?
Hiç birşey olmamış gibi çalışmaya devam mı edelim?
Like X-ray said, you know, working all day out in the hot sun, you know, while Caveman sits around and does nothing.
X-lşını'nın söylediği gibi. Biz kızgın güneşin altında çalışırken, Mağara Adamı hiçbir şey yapmıyor.
"Nothing's working, Manubhai. I've tried everything" We'll have to sell the trucks
hiç bir şey fayda etmez, Manubahai, her şeyi denedim kamyonları satmalıyız

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]