Remember this one перевод на турецкий
548 параллельный перевод
You've got to remember this one thing.
Bir şeyi aklından çıkarma.
You remember this one?
Bunu hatırlıyor musun?
I remember this one time...
Hatırlıyorum da, bir seferinde...
I remember this one night he got bothered because I was making her laugh.
Bir gece kardeşimi güldürdüğüm için sinirlendi.
Remember this one with Ray Charles on Jerry's special?
Bunu hatırladın mı, Ray Charles Jerry'nin özel konuğuydu.
Remember this one?
Bunu hatırlıyor musun?
Remember this one?
Bunu hatırlıyor musunuz?
You know of all the relationships I'll look back on in 50 years'time I'll always remember this one.
Biliyor musun 50 yıl sonra geri dönüp baktığımda bütün ilişkilerim içinde bunu daima hatırlayacağım.
Thank you very much. Now, see if you remember this one.
Bakalım bunu hatırladınız mı?
The most important thing to remember is, we've got one shot at this.
Unutmamamız gereken en önemli şey tek bir şansımız olduğu.
If one of you don't help me, everyone of you whose face I remember... I'll call out, if you live through this epidemic, to be challenged.
Eğer içinizden biri bana yardım etmezseniz, yüzünü hatırlayıp ismini söylediklerim eğer bu salgına yakalanırsanız, gününüzü göreceksiniz.
Guide them, Gracious Father, protect and keep them through all the trials and vicissitudes of life, that they may never cease to remember this hour... and this pledge of love which they have given, one to the other... in thy sacred sight.
Onlara yol göster Yüce Babamız. hayatın bütün zahmetleri için ve hayattaki bütün yollar için onlara yol göster ki bu sayede bu saati asla unutmasınlar ve birbirlerine verdikleri bu içten sevgiyi, senin bu kutsal bakışının içinde unutmasınlar.
But remember this, Doc... if one man gets through to Abilene with his cattle... we might as well throw all our ideas out the window.
Ama unutma Doktor... eğer bir adam bile sürüsünü Abilene'e götürürse... bütün planlarımızı çöpe attık demektir.
This is one trip you'll remember.
Bu seyahati hiç unutamayacaksınız.
Remember this always, while one of us lives, Baghdad lives.
İkimizden biri yaşadığı sürece, Bağdat da yaşayacak.
Just remember, I'm coming out of this in one piece, Miss Carson.
Yalnız şunu unutma Bayan Carson, bu işten tek parça halinde sıyrılacağım.
You see, we're used to men getting shot... and the boys just haven't stopped to remember... that this is your grandfather and the only one you've got.
Biliyorsun biz ateşi kesmek istiyoruz... ve çocuklar unutmaması lazım ki... Büyükbabanın sahip olduğu tek şey sensin.
I still remember the lady who gave us one like this.
Bize bunun gibi bir tane veren kadını hala hatırlarım.
I remember when we won this one.
Şunu ne zaman kazandığını anımsıyorum.
Well, this... Can you remember how tall he was, approximately, the number one man?
Birinci adamın boyu ne kadardı, anımsıyor musunuz?
Well, then remember this, if the brain can play one sort of trick on you, it can play another, just as it's doing now.
Öyleyse, şunu anımsa, beyin sana bir tür oyun oynayabiliyorsa, tam da şimdi olduğu gibi, bir oyun daha oynayabilir.
And this is all she had to remember of her one love, of her one chance to, as you say, sail out of this room forever.
Tek aşkından, senin deyişinle, odasından sürekli yelken açma şansından tek anımsadıkları bunlardan ibaret.
I remember particularly this one night in Buffalo when I was Othello.
Özellikle Buffalo'da Othello'yu oynadığım o geceyi anımsıyorum.
It's this one. I remember because it looks like a little yellow rocket.
Bu, küçük sarı bir rokete benzediği için hatırlıyorum.
In a few years, when I have forgotten you, and other adventures like this one will happen to me from sheer force of habit, I'll remember you as the symbol of love's forgetfulness.
Bir kaç yıl içinde, seni unuttuğum zaman,... bu çeşit başka hikayeler geçince başımdan,... aşkın unutuluşu olarak... anacağım seni.
But before we vote on this motion, I think we ought to remember one thing.
Bu öneriyi oylamadan önce, şunu unutmamalıyız bence.
No, one more moment... to remember all of this.
Hayır, biraz daha kalalım. Bütün bunları unutmamak istiyorum.
We members of this little community remember them for the many kindnesses they showed to each and every one of us.
Bu küçük cemaatin mensupları olarak onları bizlere gösterdikleri hayırseverlikle hatırlıyoruz.
This is a particularly good one... because it will help you always to remember... how many days there are in each month.
Bu sana her ayda kaç gün olduğunu hatırlatacak.
This is one of the rules I must remember.
Bu hatırlamam gereken kurallardan biri.
I remember one winter it was almost as cold as this, down south of Arkansas.
Hiç unutmam, Arkansas'ın güneyinde bunun kadar soğuk bir kış olmuştu.
I remember... one time I was all dressed up to go out and take this girl to a basketball game.
Hatırlıyorum da bir keresinde giyinmiştim kızın birini basket maçına götürecektim.
When you must choose between one good and another or one evil and another remember this :
İki iyi ya da iki kötü arasında seçim yapman gerektiğinde şunu hatırla :
Remember that this is the first trial for heresy, and an important one, to be held under our pontificate.
Unutma bu, sapkınlık ile ilgili ilk yargılama ve papalığın sorumlu kılındığı en önemlilerinden biri.
Listen, Charlie, you remember that last week I mentioned... that we had this plumbing problem in one of our factories?
Baksana Charlie, geçen hafta bir fabrikamızda... tesisat sorunu olduğunu söylemiştim, hatırladın mı?
One of the things I remember feeling on this trip was that we had to get back, because I knew we were wounded.
Bu göreve dair hatırladığım şeylerden biri yaralandığımız için geri dönmemiz gerektiğiydi.
And one that I'll always remember - and this is the sort of thing you read out to your crews at briefing - this one went on to say :
Bu her zaman hatırlayacağım bir şeydir. Bu bir brifing sırasında, adamlarınıza söyleyeceğiniz türden bir şeydir. Söylediği şuydu :
I don't remember another storm like this one since I got married.
Evlendiğimden beri böyle bir fırtına görmedim.
This one was running and the other one was hunting him, remember?
Bu kaçıyordu diğeri onu kovalıyordu, hatırlıyor musun?
Please you have to remember one thing This can only be used to protect the less fortunate
Yalnız sakın şunu unutma, bunu sadece iyileri korumak için kullanabilirsin.
If this appears inhumane, remember, these animals know only one way of life.
Bu eğer insanlık dışı geliyorsa, unutmayın, bu hayvanlar tek bir hayatı tanıyorlar.
Billy, remember this, No one is unbeatable.
Billy, şunu asla unutma, kimse yenilmez değildir.
Remember I told you when you started, the guys who last in this business are the guys who fly straight,
İlk başladığında sana söylemiştim. Bu işte kalıcı olanlar... yamuk yapmadan çalışan... öne çıkmayan adamlardır.
Remember how to do this one?
Nasıl yapıldığını hatırlıyor musunuz?
But remember, if you speak to anyone about this, one human soul, mind, well, may God have mercy on your soul.
ama sakın unutmayın, tek bir insana bahsederseniz, tek bir insana tanrı ruhunuza merhamet etsin.
Yeah, I remember this one.
Evet, o kadını hatırlıyorum.
On this evening, and you must remember this, people have always tried to bring joy to one another.
Yılbaşı gecelerinde, ki bunu asla unutmayın ; insanlar birbirlerine neşe vermeye çalışır.
And as angry as we have the right to be, let us remember that we are in this struggle to kill the idea that one kind of man is superior to another kind of man.
Hakkımız olan öfkemizle, şunu unutmayalım, biz bir fikri yok etmek için mücadele ediyoruz. Bir tür insanın, başka bir tür insandan daha üstün olduğu fikrini.
Now, the one who cranks the most juice into her hubby gets to drive off in that car, and, kids, remember, don't try this at home.
Kocasını en çok kızartan arabaya sahip olur. Ve çocuklar, unutmayın, sakın evde denemeyin.
Dilemma, dilemma. Well, let's see how others may have handled this. I remember reading one time,
çocuklar, Peg hadi ama yeni bulduğumuz servetimizin bizi Dynasty dizisindeki gibi birbirimize düşürmesine izin vermeyelim
You're with this one hoping to forget about the... other one, even if I don't remember her name.
Onu unutmak için bu ilişki. Adını hatırlamasam da.
remember this 223
remember this day 16
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
remember this day 16
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's my favorite 23
this one too 30
this one's different 27
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
this one too 30
this one's different 27
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
this one is 58
this one says 29
this one does 25
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
this one says 29
this one does 25
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142