Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Second best

Second best перевод на турецкий

586 параллельный перевод
Well, Prince, always second best?
Ee, Prens... hala ikinci sırada mısın?
By that time she had to be content with second best.
O zamana kadar daha azıyla yetinmek durumunda kaldı.
I was right not to settle for second best, right to keep hoping, because it's all come true.
En iyi ikinciyi kabullenmemeye, umudumu sürdürmeye hakkım vardı, çünkü hepsi gerçek oldu.
Steve, I hope you won't think this is second best, but one of you fellas oughta have this!
Steve, bunun en iyi ikinci olduğunu düşünmezsin umarım ama bir arkadaşınız bunu almalı.
What can I offer him except a shabby second best?
Onu ikinci sıraya koyduğumu söylemekten başka ona ne sunabilirim?
I'm satisfied to remember, because I had the best, and not the second best, but the only best, a rose.
En iyiye, ikinciye değil en iyiye sahip olduğumu hatırlamaktan memnunum. Bir gül.
You're second best.
Ancak ikinci olursun.
You gave me the second best rope.
Bana elindeki ikinci iyi ipini verdin.
I won't be second best!
Ben en iyi ikinci olmam!
They were forever after miserable, because they always regretted it, and they felt that that they had taken second best.
Ondan sonra sonsuza kadar mutsuz oldular, çünkü her seferinde pişman oldular ve ikinci iyiyi seçtiklerini düşündüler.
Indeed, you may have wondered why I continue to rent my second best room to a woman of that sort.
.. öyle bir yere gitmedim. Aslına bakarsanız neden.. .. onu evden atmadığımı bilmiyorum.
You're good, Kid... but as long as I'm around, you're second best.
Sen iyisin Kid ama ben ortalıkta oldukça en iyi ikincisin.
- If you're willing to settle for second best.
- Eğer en iyi ikinciye razı olmak istiyorsan.
You're the second best shooter in the state, aren't you?
Sen bu eyaletin en iyi ikinci silahşörü değil misin?
- My wife, she says I'm second best but she claims there are 80 fellas tied for first.
Karım ikinci en iyi olduğumu söylüyor, ama en az yetmiş kişinin de birinciliği paylaştığını iddia ediyor.
- I'll tell you, Lewis that's the best, the second best sensation I ever felt.
- Bir şey söyleyeyim mi? Bu şimdiye kadar hissettiğim en iyi, yani ikinci en iyi şey.
I'm the second best flyer in the world.
Dünyadaki en iyi ikinci pilotum ben.
Second best.
İkinci en iyi.
A competitor called him "beta," the second letter of the Greek alphabet because, he said, "Eratosthenes was second best in everything."
Arkadasi onu Yunan alfabesinin ikinci harfi "beta" olarak isimlendirmisti, çünkü ona göre Eratosthenes her konuda "en iyi ikinciydi".
I never settle for second best
İkinci kaliteye asla razı gelmem
But the second best for you is to die soon. Nietzsche.
Ama ikinci seçenek de en kısa zamanda ölmektir.'Nietzsche'.
You're not second best, pal.
Sen ikinci sırada değilsin, dostum.
Every time you go up against them, we come out second best.
Ne zaman onlara karşı çıktıysanız, her seferinde başarısız oldunuz.
After all, that's the second best thing going.
Ne de olsa buralardaki 2. en güzel şey.
Dragging out life to the last possible second is not living to the best effect.
Hayatı mümkün olduğunca uzatmak en iyi şekilde yaşamak değildir.
My son Vasily has never been second-best to anyone!
Oğlum Vasily bir savaşta asla en iyi ikinci olmamıştır!
In the second, if it's any good to you, the general asked for the best and most experienced troops.
İkincisi ve eğer senin için önemliyse, general orayı en iyi ve en deneyimli birliklerinin tutmasını istedi.
Second half now in ground, hope for the best.
Artık ümidim, kalan kısımdaydı.
Because I knew the university was second-best.
Çünkü üniversite, ikinci en iyiydi.
My best pilot's dead, my second-best pilot's in Mobile, stewing himself with corn liquor.
En iyi pilotum da öldü. İkinci en iyi pilotum ise Mobile'de bourbon viskiyle demleniyor.
Your second novel was the best book I've ever read.
İkinci kitabınız tartışmasız okuduğum en iyi kitaptı.
The best go by cab... the second-rate take the train... and the worst go off with their customers.
En iyiler taksiyle ikinci kalite olanlar trenle en kötüleri de müşterileriyle gider.
Second-best wine.
En iyi ikinci şaraptan.
After you threw me over I couldn't settle for second-best.
Sen beni terk ettikten sonra ikinci en iyi kişiyi bulamadım.
I shall give you a second supply which you must hide as best you can.
Size ikinci bir miktar vereyim sizi olabildiğince idare edecektir.
It's a jury rig at best and we'll need every second of use we can get out of it.
En iyisi durumu kurtarıp, onu kullanmakta harcayacağımız her saniyeyi geri kazanmak.
Now that I'm second in command of OSMS, I will do my best for the progress of the group, and I ask for your support.
Madem ki OOÖO grubunun ikinci adamı oldum grubun yükselmesi için elimden ne geliyorsa yapacağım.
In the second place, I do hope you will not refuse to help me in a matter that concerns the best interests ofyour sister.
İkincisi ise, kızkardeşinizin menfaatlerinin korunması ile ilgili bana yardımınızı esirgemeyeceğinizdir.
- He's my second best friend.
- Haddini aşıyorsun.
The British were absolutely at their best in the Second World War.
İngilizler 2. Dünya Savaşı'nda, en iyi performanslarını sergiliyorlardı.
Attacking the Germans in Tunisia was the next best thing to a second front in Europe.
Almanlara Tunus'ta saldırmak Avrupa'da ikinci bir cephe açmak için yapılacak, sıradaki en iyi şeydi.
No, second-best.
Hayır, ikinci kalite.
The best will be submitted to a second test a more detailed, more specific one.
En iyisi ikinci teste boyun eğmek olacak daha detaylı daha özel bir test.
Mr. Books, you the most famous man I ever seen and the second-best haggler.
Bay Books siz gördüğüm en ünlü adam Ve en iyi ikinci pazarlıkçısınız.
I'll bring food and more you need in the best way to a second þã.
Size yemek sağlayacağım ve ihtiyaçlarınızın mümkün olan en iyi şekilde karşılayacağım.
The movie with the duel, the guy's best friend went with him as his lieutenant, his second?
Filmdeki düelloda adamın en yakın dostu yardımcısı oluyordu ya?
I think Erica has the second-best man in the five boroughs.
Sanırım Erica bu civarın en iyi ikinci erkeğine sahip.
Dr. Davis Scott is taking out half my colon on Wednesday. And he's the second-best surgeon in California.
Dr. Davis Scott çarşamba günü benim bağırsağımın yarısını alacak olan Kaliforniyanın ikinci en iyi cerrahıdır.
Second, please tell me which is the best inn in town
İkincisi, bana söyler misiniz... Kasabanın en iyi hanı hangisidir?
This is not the best place to be sending from, and a lot of the equipment I'm using... has been rotting down here since the second world war.
Burası yayın için uygun bir yer değil, ve kullandığım ekipmanın çoğu... İkinci Dünya Savaşından beridir burada çürümekte.
But, in a way, they tried to do the best for them, to stay with them a second longer, a minute longer, just to hug them and just to kiss them, because they knew they will never see them again.
Yine de bir şekilde onlara en iyi şekilde davranmaya çalıştılar. Onlara sarılıp öpmek için, kendilerini bir saniye bir dakika daha hayatta tutmaya çalıştılar. Çünkü onları bir daha göremeyeceklerini biliyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]