Best not перевод на турецкий
6,046 параллельный перевод
Best not to think about it.
Düşünmemek en iyisi tabi.
Back then, if you didn't have good news for a Barrow... Best not say anything at all.
O zamanlar bir Barrow'a verecek kötü bir haberin varsa ağzını açmamak en iyisiydi.
If we want their help, best not to have them intimidated by a group of king's guards.
Eğer yardımlarını istiyorsak, kralın korumaları tarafından korkutulmamalılar.
Not getting nominated for a People's Choice Award is the best thing that ever happened to me.
People's Choice Ödüllerine aday olamamak başıma gelen en iyi şey.
I'm doing the best that I can, but if I do not get him to the hospital soon, he is going to bleed to death.
Elimden geleni yapıyorum, ama kısa sürede hasteneye götürmezsem kan kaybından ölecek.
Not to mention what's best for Toby.
Toby için bunun en iyisi olduğundan bahsetmiyorum bile.
- Not that you're not the best.
- En iyisi olduğun için değil.
you're not at your best.
- En iyi performansında değilsin.
Andrew and Zelda, at least at this point in their relationship, are not best friends.
Andrew ve Zelda ilişkilerinin bu noktalarında birbirlerinin en iyi arkadaşları değiller.
Our victim is not Ducky's best friend.
Kurbanımız, Ducky'nin en iyi arkadaşı değilmiş.
You know, Henry, you are not the best drinking buddy.
Biliyormusun, Henry, sen kesinlikle en iyi içme arkadaşı değilsin.
It might not have been the best decision, but it was justified.
En iyi karar olmayabilir ama en adaletlisiydi.
If not for that, then at least to convince Caroline that Enzo is not new best friend replacement material.
Bunun için gelmeyeceksen de en azından Caroline'ı Enzo'dan kanka olmayacağı konusunda uyarmak için gel.
Even though he's not nominated for himself, or the show. Here he is, doing his best.
Dizi ya da kendisi aday gösterilmedi ama yine de gelmiş elinden geleni yapıyor.
He's in his room, but, um, I'm not sure that now's the best time.
Odasında ama iyi bir zamanlama olduğundan pek emin değilim.
I'm not sure transferring him is the best idea right now.
Transfer edilmesinin şu an iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
That makes me a damn good SEAL but not the best husband.
Bu beni çok iyi bir Kara Kuvvetleri askeri yapar ama en iyi koca yapmaz.
- Not the best idea to be handling a firearm when you've been drinking!
- Alkollüyken silah çekmek iyi bir fikir değildir.
Despite my best efforts, the therapy was not successful.
Elimden geleni yapmama rağmen terapi başarılı olmadı.
We're not even the best Dakota.
En iyi Dakota bile değiliz.
Everybody may not look their best in this video.
- Bu videoda herkes pek iyi görünmeyebilir.
If i'm not around when you're old enough, This is the best way to shave a mustache.
Eğer bunun için yeterince büyüdüğünde yanında olmazsam sakalını en iyi alma şekli budur.
- Well, not best friend.
- En iyi arkadaşı değildim.
They're not the best.
Çok da iyi değiller.
You're not his best friend.
Onun en iyi arkadaşı değilsin.
And I'm not here to kill you, but from the looks of your conversation with rowan, that'd probably be my best move.
Ve ben buraya sizi öldürmek için gelmedim, fakat Rowan'la yaptığın konuşmaya bakınca, bu benim en iyi hamlem olacak.
And I am so not giving him my best-of DVD now.
Şimdi o en iyiler DVD'mizi nah alır.
Mary, I've been thinking, And perhaps what's best is that we're not underfoot.
Mary, düşünüyorumda belkide en iyisi ayak altından çekilmek.
Just not the best driver that day.
Sadece, o gün en iyi sürücü o değildi.
It's not a best before date.
- İşlevini yitirmiyor ki.
It's not ideal, but assaulting from up here is our best bet.
Çok uygun değil ama buradan saldırmak bizim en iyi şansımız.
I mean, it's not my best work, but I've got a good enough sense of humor to laugh at myself.
- Kabul ediyorum, benim en iyi işim değildi. - fakat kendime gülecek kadar - iyi bir mizah anlayışım var.
But now's not the best time for a reunion.
Fakat şu an kucaklaşmanın pek zamanı değil.
Well, I was feeling a little guilty about not visiting my mother in the hospital, but only made it as far as this beach, looked over, saw you, and curiosity got the best of me.
Annemi hastanede ziyaret etmediğim için suçlu hissediyordum. Ama bu kumsala kadar gelebildim şöyle bir baktım, seni gördüm ve merakıma yenik düştüm.
It's not, uh, best job, but I get all the U.S. shows.
Yapılacak en iyi iş değil ama tüm Amerikan kanallarını izleyebiliyorum.
Well, think about it, if you're a businessman and you're trying to create the finest product, the best singer is not always the best songwriter.
Düşünecek olursanız, en iyi ürünü bulmaya çalışan bir iş adamı olsanız en iyi şarkıcı her zaman en iyi şarkı yazarı değildir.
You and I were not on the best of terms at the time. And since you're playing the innocent victim in all this, let me remind you you stole some very damaging information about us when you disappeared.
İkimiz içinde kötü dönemlerdi tüm olaylarda masum kurbanı oynadığın dönemi biraz hatırlatmak isterim ki, bizden çaldığın zarar verici bilgiler ile ortadan kaybolduğun bir dönemdi.
While not the best rendering, this is...
Çizim çok iyi olmamakla birlikte- -
Here's another choice that might not be the best...
Pek de iyi olmayan başka bir seçenek daha.
Aluminium is not the best thing, the strongest material, to build a vacuum chamber out of, so they built an outer concrete skin which is part radiation shielding and part an external pressure vessel so this thing can take the force that's present on the outside
Alüminyum, vakum odasını kaplamak için en iyi ve en güçlü madde değildir. Bu yüzden radyasyon kalkanı ve harici basınç tankının parçası olarak dışına beton bir kaplama yapılmış.
Hey, do your best just to, like, not hit anything this time, if you can?
Bu defa elinden gelenin en iyisini yap da bir şeye çarpma, tabi yapabilirsen?
Walter, I think that going after these types of people is not what we are best suited for.
Walter bence bu tür adamların peşine düşmek pek bize göre değil.
Not even my best time.
- En iyi zamanım bile değil.
Based on current projections, it's not in the government's best interest to intervene at this time.
Planlara göre bu kez, müdahale etmek hükümetin faydasına değil.
I would've made a proper house call earlier, but I'm not sure your sergeant would be happy if I were in his office poaching his best detective.
Gelmeden önce haber verebilirdim, ama ofisindeki en iyi dedektifini çalacağımı öğrenince, amirinin buna pek sevineceğini sanmıyorum.
The females are looking for the perfect partner, choosing those males who are not just good dancers but who can fight for and hold the best spots on the dance floor.
Dişiler mükemmel bir eş arıyorlar erkekleri seçerken sadece iyi dansçı olanları değil kimlerin dans pistinde en iyi noktaları elde etmek için dövüşebileceğine bakıyorlar.
Charlie : I'm also not the best typist.
Pek de iyi daktilocu sayılmam.
Okay, I may not be the best parent in the world, but at least I found a woman willing to have a kid with me.
Louis altı saat daha uyur. - Walden?
That's not the best part.
Bundan daha iyisi var.
- Maureen... perhaps this is not the best time to talk about this.
- Maureen belki de bunları konuşmak için doğru bir zaman değildir.
Just once, it's not my best feature
Sadece bir kereliğine, çünkü iyi günümde değilim.
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
not at all 5606
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
not at all 5606
notorious 29
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
not now 3813
nothing changes 92
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
not now 3813
nothing changes 92