Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / So how about it

So how about it перевод на турецкий

722 параллельный перевод
So how about it, Setsuko?
Söyle bakalım Setsuko.
So how about it?
Ne düşünüyorsun?
So how about it?
Buna ne diyorsun?
So how about it, second-in-command?
Eee, ya sen vekilim? Sen de geliyor musun?
So how about it?
Ne dersin?
So how about it?
Bu kadar mı? Bir fincan çay da içemez miyiz?
So how about it?
Bu nasıl?
So how about it?
E ne diyorsunuz?
So how about it, Bart?
Ne dersin Bart?
I don't know how she feels about me, and so I'm just kind of- - I'm taking it slow, but at the same time, it's really hard'cause I really want to, you know, see where this is gonna go.
Bana olan hislerini bilmiyorum ve bu yüzden biraz ağırdan alıyor gibiyim ama aynı zamanda çok da zor çünkü gerçekten de bu işin nereye uzanacağını görmek istiyorum.
I didn't hear about it, but seeing how you act, it's so obvious.
Duymadım ama davranışlarına bakınca çok belli oluyor.
- Thank you. But how is it that you know so much about me?
Benim hakkımda bu kadar şeyi nereden biliyorsun?
You're the one who asked me to rise as the sun in your life. How can you sound so crass about it?
Sana özel doğmamı söylüyordun şimdi de her yerde doğuyor diyorsun.
Ohh, why you are so sure about it, I don't know how you are going to turn out either...
Ohh, nasıl da bu kadar emin olabiliyorsun. Bu tanışmanın sonu nasıl olacak, bilemiyorum.
So how about the check, do I get it?
Eee, çeki yazacak mısınız bari?
At a moment which is so painful for the whole fatherland, how is it possible to think about... the offences painful to one's person?
Bütün vatan için böyle acı bir anda, kişinin kişiyi acı ile suçlaması... nasıl mümkün olabilir?
And now, Donald, how would you like to hear a story... about another bird so amazing you won't believe it?
Bir başka kuşla ilgili bir hikayeye ne dersin? Buna inanmayacaksın.
I don't know how the men on line feel about it... but so far as the staff is concerned, I'd just as soon have a commander-in-chief... with a little bit of cowardice about him.
Ön cephelerdeki askerler nasıl hissediyor bilmiyorum ama... Karargahtaki subaylar gibi başkomutanımız da biraz endişe duyup kendini korusa, ateşe atmasa iyi olacak.
I've heard so much about how quick you are with a gun. I've heard it said there is none quicker.
Sizin silah çekmede ne kadar hızlı olduğunuzu çok işittim ve daha hızlısının olmadığını da duydum.
And you know how I feel about green, so I tried it on.
Yeşili ne kadar sevdiğimi bilirsin. Denedim.
But seeing as how you're so worried about it, I'll tell ya.
Madem ki onun hakkında endişeleniyorsun, evet söyleyeceğim.
How about a nice drive in the country? It's so pretty.
Buralar çok güzeldir.
Well, you remember how them dogs do when they come through here... so you can tell me about it someday, okay?
Köpeklerin burada ne yaptığını unutma böylece bir gün bana anlatırsın, tamam mı?
How do you know so much about it, commander?
Hakkında nasıl bu kadar bilgi sahibisiniz, Komutan?
How come you're so worried about it?
Endişelenmene gerek yok.
It's so hard to have any hope about anything after you see how completely inhuman people can be
İnsanların bu kadar acımasız olduğunu gördükçe herhangi bir şey için umut etmek zorlaşıyor
So, how about it, honey?
Ne dersin tatIm?
So, how about it, brother?
Buna ne dersin kardeş?
So that's how you knew about it.
Demek bu şekilde biliyordunuz.
- How do you know so much about it?
- Bunları nereden biliyorsun?
( Dep. Commissioner ) How much does the press know about it so far?
Şu ana kadar basın olay konusunda ne biliyor?
How do you know so much about it?
Bununla ilgili bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun? Ben tutuklandım mı?
How can anyone get so upset about coffee, whether it's...?
Nasıl olur da kahve için bu kadar kırıcı oluyorsunuz?
I see how strongly you feel about it, so fine.
Bu konuda hissettiklerini anladım, yani tamam.
How did I know they were gonna be so damn stubborn about it?
Bu kadar inatçı olduklarını nereden bilebilirdim?
There's something about this that is so black, it's, like, how much more black could this be?
Bence bu çok kara bir şey gibi, şey gibi, bu daha ne kadar siyah olabilir?
Who says, "See here. Now I know how you feel about me... and you know how I feel about you... and we understand each other, so let's lie down and get on with it."
"Bak" der. " Şimdi hakkımda ne düşündüğünü biliyorum... sen de hakkında ne düşündüğümü biliyorsun... ve birbirimizi anlıyoruz.
So you have just one day to find out who this client is, what Undertow is all about, and how you're going to stop it.
Bu durumda müşterinin kim olduğunu Akıntı'nın neyle ilgili olduğunu ve nasıl durduracağınızı bulmak için bir gününüz var.
so, how about it?
Öyleyse kabul ediyormusun?
How's it you know so much about treating bullet wounds?
Nasıl oluyor da kurşun yaralarını tedavi etme konusunda bu kadar çok şey biliyorsun?
I know it's a drag... but you're gonna have to order some food if you wanna sit here, so... how about the specials on the menu?
Biliyorum kötü ama burada oturacaksanız spesiyaller menüsünden bir şeyler sipariş etmeniz gerekiyor.
So I pick it up, figure I'd get a few laughs about how full of shit this kid is.
O çocuğun yazdığı saçmalıklarla biraz eğlenmek için kitabı aldım.
So, how about it?
Peki. Ne olacak?
I just thought, you know, it's been a long time since I did something nice for you, so how about this?
Burası güvenli. Koltuk altımla yaptığım bir numaraydı sadece.
So this is how you go about it?
Ona böyle mi sahip olacaksın?
So, how is it you know so little about cars?
Peki ya sen nasıl oluyor da arabalarla ilgili az şey biliyorsun?
You know we're meant to be together... so how about getting me through it this time?
Beraber olduğumuzu biliyorsun... bu sefer bana yardım edecek misin?
He gave me this big speech about how even though we live together still, he thinks that we should be able to see other people, so I said, "That's okay." But it backfires on him every once in a while.
Başka insanları da görebileceğini düşünüyor, ben de tamam dedim ama bir süreden beri bu söylediği onun aleyhine geri tepip duruyor.
So whenever you hear a story about uncanny, spooky, telepathic experiences think about this experiment and think about how likely it would be to come about anyway.
Bu nedenle ; ne zaman esrarengiz, tuhaf, telepatik olaylar duyarsanız bunun üzerinde düşünün ve nasıl meydana geldiğini düşünün.
So I have to make a speech about saving our planet, which is a great concept, but I have no idea how to go about it.
Gezegenimizi kurtarmak hakkında bir konuşma yapmalıyım, fakat nelerden bahsedeceğimi hala bilmiyorum.
Sister, I can't imagine how you feel right now. But it's very important that we learn as much about what happened as possible, so we can get this information out over the police radio.
Rahibe, nasıl hissettiğinizi hayal edebiliyorum ama neler olduğu hakkında mümkün olduğu kadar fazla bilgi alabilmemiz çok önemli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]