Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Take that back

Take that back перевод на турецкий

2,327 параллельный перевод
Take that back!
- Lafını geri al!
Take that back!
Lafını geri al!
You don't want me to take that back to him.
Bu teklifi ona götürmemi istemezsin.
So you take that back to your little werewolf pack and you get the hell out of my house.
O yüzden o küçük sürüne geri dön ve evimden defol.
Take that back.
Sözünü geri al.
Oh, my god. You're not gonna take that back?
Aman tanrım.Lafını geri almayacak mısın?
Take that back, Butch!
Sözünü geri al, Butch.
What? Take that back.
Geri al lafını.
- You take that back.
- Sözünü geri al!
- You take that back.
Sözünü geri al. Kaç yaşımda olduğumu kimse bilmiyor.
So now I have to go pay a million dollars to these bounty hunters to get Mario back, cos if I don't, they're gonna take him straight to the cops and that little piece of shit will rat me out.
Bu nedenle şimdi bu ödül avcılarına bir milyon dolar ödemek zorundayım. Mario'yu geri alabilmek için, Çünkü bunu yapmazsam, onu doğruca polise teslim edecekler.
You obviously heard that, so I'm not gonna pretend to take it back... and I'm kind of glad you heard it.
Gerçi duydunuz, o nedenle geri alır gibi yapmayacağım.. .. aslında duyduğunuza da sevindim.
Can we put some of that in the business account so they don't take our copier back?
Bu paranın bir kısmını iş hesabına aktarabilir miyiz belki bu sayede fotokopi makinesini geri getirirler?
Why don't you take that out back, see if Kevin needs a hand?
Sen bunu arka bahçeye götür. Kevin'ın da yardıma ihtiyacı var mı bakarsın.
So, I'm assuming that you want to take all of this back to the lab. Correct?
Sanırım bunların hepsinin laboratuvara taşınmasını istersin, doğru mu?
That or the killer's. Well, we'll take it back to the Jeffersonian.
Bunu Jeffersonian'a götürelim.
You get your cab, and you let him take that limo of his back home... Alone.
Siz bir taksi tutun ve onu da limuzinle eve yalnız yollayın.
I'll take the box that doesn't talk back.
Karşılık vermeyen kutuyu alıyorum.
I'll just take that key back now.
Şimdi şu anahtarı alayım.
Then I guess we would let him back on the app team, and while we're doing that, you could take an aerial tour of L.A. on your flying pig.
O zaman uygulama takımımıza geri dönmesine izin veririz ve biz bunu yaparken de sen uçan bir domuz üzerinde Los Angeles turu atarsın.
I will take us back to the gate when you stand up in front of my crew and my passengers and admit that you were wrong.
Ekibimin ve yolcularımın önünde hatalı olduğunu kabul edersen uçağı kapıya götürürüm.
And if I could take back that choice... I would.
Olanları geri alma şansım olsa alırdım.
And when she looked in the back of her car, she saw that even though it was her own private property, she would be forced to take it in for a state inspection!
Ve kız arabasının arkasına baktığında gördü ki, kendi mülkü olmasına rağmen devlet denetimi için başkasının gibi göstermek zorundaydı.
Maybe not like he plays them, but you write that down on paper, let me take it home, I'll come back and play all those notes.
Belki onun çaldığı gibi değil ama notalarını yazarsanız, eve götürürüm, dönüp bütün notalarını çalarım.
I gave it up once already and the law clinic came back to me with a similar case that might be related, so I told the Abreu family that I'd take it back
Bir kez elimden yolladım. Hukuk merkezi bana bununla alakalı olabilecek bir vakayla döndü. Ben de Abreu Ailesi'ne dosyalarını, ücretini dava bitiminde almak kaydıyla tekrar ele alacağımı bildirdim.
Well, you think that Dave is gonna take you back after what you did?
Sence Dave, yaptıklarından sonra seni tekrar işe alır mı?
Luke, d'you honestly think that Sarah's gonna take you back if you've shot yourself in the head?
Luke, kendini kafadan vurursan, Sarah'nın seni tekrar kabul edeceğini düşünüyor musun sahiden?
Do you think that you could arrange a flight to take all of us back to headquarters?
Hepimizi merkeze götürecek bir uçuş ayarlayabilir misin?
So no regrets that you didn't try to take him out Before he got his legs back?
Yani kendine gelene kadar onu indirmediğin için pişman değilsin, öyle mi?
What would it take for you to let me have marshal Givens back down to Harlan, do some more of that task-force stuff we've been running?
Şerif Givens'ın benimle Harlan'a gelmesine izin vermen için ne yapmak gerekiyor. Önceden yürüttüğümüz özel harekat işlerine devam edelim.
How long did you think it'd take before that'd come back on us?
Peşimize düşmeleri ne kadar zaman alır sandınız?
I go to the front door'cause I'm gonna take this back and I'm gonna put it right where I found it and this is gonna be a really funny story that I tell you, maybe, someday.
Ön kapıya doğru yürüdüm çünkü geri dönüp, hepsini bulduğum yere bırakacaktım ve ileride bir gün sana anlatacağım çok komik bir hikâye olacaktı, belki.
You wanna take that back to bed, yeah?
Onları yatağa mı götüreceksin?
Those that go to your homes to sell land conquered by Japan, to sell Yens, talking about a ship that is coming to take the Japanese people back.
Evlerinize gelip Japonya tarafından fethedilmiş toprakları ve Japon yeni satarak Japonları geri götürecek gemiden bahsediyorlar.
And to do that, we're gonna need you to go back to Claypool so he doesn't get suspicious- - still, all things considered, it's gonna take a hell of a lot of maneuvering to get us inside that place to get us what we need.
Bunu yapabilmek için de, Claypool'un yanına geri dönmenizi öneriyorum böylece o da bir şeyden şüphelenmez, tüm her şeyi düşünsek bile oraya gidip, istediğimiz şeyi alabilmek çok feci yetenek gerektirecek.
And don't give us any of that patient-doctor crap, or we'll take this back out there.
Doktor - hasta gizliliği saçmalığını da bir kenara bırakırsan, söylediklerimizi geri alırız.
Kid like that, you got to take him apart, find out where the damage is, then putting him back together again, strong.
Onun gibi çocuklar onları parçalara ayırıp, yarasını bulup....... tekrar birleştirmen gerekir, güçlü bir şekilde.
But I want to be clear, when Curtis gets back, he'll need to take more time than that.
Ama şunu netleştireyim Curtis geri döndüğünde, bundan çok daha fazla zamana ihtiyacı olacak.
I got to, I got to get a bunch of stuff out the back so that the junk removal guy can take it.
Birkaç şeyi dışarı çıkarmam gerekiyor, böylece eskiciler bunları alabilirler.
Patrick Leary is gonna take back the title that was stolen from him...
Patrick Leary kendisinden çalınan ünvanı geri alacak...
We're gonna protect what's ours and take back what we never had, because if the history channel taught us anything besides the culture of ice road trucking, it's that history defines men by moments and.
Bizim olanı korumalayız ve asla sahip olmadığımızı geri almalıyız, çünkü eğer History Chanel bize buzlu yolda kamyon kullanmak kültürü dışıda bir şey öğrettiyse oda tarihi anları erkeklerin tanımladığıdır.
Oh, you didn't want that call traced because that was the call that sent Elena hurrying back to the motel to take care of Sean.
- Bu aramanın takip edilmesini istemedin çünkü - Elena'yı motele geri döndüren aramaydı - ve buda senin onu öldürdüğün zaman.
That Fleur was going to take the baby back, alone.
Fleur'ün bebeği geri götüreceğini, Tek başına.
Take the car back, Authorized get, the money and move-Did that ass here.
Aracı geri ver parayı al ve hemen buraya dön.
I can track that signal back. Take us right to her.
Sinyali takip edersek bizi ona götürür.
I will take that as a Dan Scott-like pat on the back, Professor.
Bu sözlerinizi Dan Scott usulü bir tebrik olarak kabul ediyorum.
Steve, Fiona, you guys have to get Debs to take that kid back.
Steve, Fiona. Çocuğu geri götürmesi için Deb'i ikna etmeniz lazım.
Not until DNA comes back - That take a few days.
DNA sonuçları gelmeden olmaz bu birkaç gün sürer.
that would go from the hocks up through the snaffle and back down so that every time he took a step with his hocks, you know, it'd take ahold of his face to teach him to stay into that real infixed position.
Fakat atlara sekerek yürümeleri için arka bacaklarının diz kısmından ağızlarındaki geme doğru diz bağları takılırdı. Böylece hayvan her adım attığında bilirsiniz, yüzünü diğer yana çevirmesi gerekirdi. Bu, hayvana o alışık olmadığı pozisyonda kalmasını öğretirdi.
It gives meaning and purpose to the dressage work, and then when you take that purpose back into the dressage ring, the horse says, "I'm practicing working cows,"
Bu iş, yaptıkları spora anlam ve amaç katmaktadır. Daha sonra bu amacı alıp bir spor müsabakasına eşleştirdiğinizde, at, "İneklerle alıştırma yapıyorum." diyor.
- You take it back, and you get your ass right in that fucking house before I rip it in half.
Lafını geri al, ve ben ikiye ayırmadan kıçını o lanet olası eve sok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]