Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / The armory

The armory перевод на турецкий

547 параллельный перевод
- In the armory, below the guardroom.
- Silahhanede, nöbetçi odasının altında.
Bring to the council chamber the armory masters and the granary stewards.
Cephane ustalarini ve ambar kahyalarini meclis odasina getirin.
I will lead men against the armory at Migdol and get swords for the people!
Adamları cephaneliğe götürüp, kılıçları aldıracağım!
Very well, Mr. Turner, go down to the armory and get what you need. - Yes, sir.
Pekala Bay Turner, cephaneliğe gidip ihtiyacınız olanı alın.
I have to go back to the armory and set the fuse.
Cephaneliğe geri dönüp fitili ateşlemek zorundayım.
You've been to the armory and to the dungeons.
Cephanelikte ve zindanda bulundun.
Day after we robbed the armory.
Silah fabrikasını soyduğumuzun ertesi günü.
Check the weapons in the armory against the inventory list, and have the men clean them on appointed days.
Depodaki silahları listedeki kayıtlarla karşılaştıracak, ve belirli günlerde adamlarının onları temizlemesini sağlayacaksın.
Break open the armory.
Silah deposuna girin.
The armory's here.
Cephanelik burada.
- Why don't you go up to the Armory?
- Silah deposuna gitseniz?
Meyers, run these people up to the Armory.
Meyers, bu insanları silah deposuna götür.
I won't make it to the Armory.
Silah deposuna kadar dayanamayacağım.
But we're taking two people to the Armory.
Silah deposuna iki kişi götürüyoruz. Pekala.
- Is this the Armory?
- Silah deposu burası mı?
They were told to take us to the Armory.
Onlara, bizi Silah deposuna bırakmaları söylendi.
We can't stop now, we gotta get to the Armory so I can get some sleep.
Duramayız şimdi, silah deposuna gitmeliyiz. Biraz uyumamız gerek.
Men, get to the armory.
Askerler, cephaneliğe gidin.
He's broken into the armory and imprisoned all humans in the corral.
Silah deposunu kırdı, ve bütün insanları çevrili alana hapsetti.
Did you also raid the armory for the same reason?
Silah deposuna yaptığın baskının sebebi nedir?
Take them back to the armory.
Silahları depoya götürün.
It's over by the armory. I can't remember the name.
Şu an adını hatırlayamadığım cephane deposunun yakınında.
She just did a hell of a piece on the influence of the Armory Show and you ought to read it.
Daha geçenlerde Armory Show üzerine harika bir yazı yazdı.
- We can talk about the Armory Show.
- Armory Show'u konuşuruz.
Mr. Whigham, excuse me, but the Armory Show piece is on the top.
Bay Whigham, affedersiniz ama Armory Show yazısı en üstte.
Oh, this is the Armory...
Armory bu demek.
I told you what I thought about the Armory piece.
Armory yazın hakkında söylediklerimde gayet ciddiydim.
Followed by our main assault [br] against the armory at 2.
Ondan sonra, esas görevimiz, 2'de cephaneliğe karşı.
The sarge had left me and Ramone here to guard the armory while he went out to get pizza.
Çavuş pizza almaya gittiğinde, beni ve Ramone'u cephaneliği koruyalım diye burada bıraktı...
The armory, lad... to the armory!
Silah deposuna, delikanlı... Silah deposuna!
Must find this leak...'Tis said to be close by the armory.
Bu çatlağı bulmalıyız... Silah deposunun yakınlarında bir yerlerde olduğunu söylediler.
Frog... down to the armory, son!
Kurbağa silah deposuna koş, evlat!
You will pick up your weapons... In the armory before moving out.
Yola çıkmadan önce... silahlarınızı alacaksınız.
Better draw a gun from the armory, just in case.
Ne olur olmaz, depodan bir de silah kap.
Call the armory right now and get us all kitted out, hmm?
Operasyon ekibine haber verin.
Firearms are displayed in the Armory located on Level A.
Ateşli silahlar Silahhanede sergileniyor... A Katında bulunuyor.
You are entering the armory exhibit.
Şu sırada silah bölümüne giriyorsunuz.
Museum patron, you are now confined to the armory.
Müze ziyaretçisi, şu anda silahhanede hapissiniz.
Museum patron, you are now confined to the Armory.
Müze ziyaretçisi, şu anda silahhanede hapissiniz.
The armory exhibit is now sealed.
Silah bölümü artık mühürlendi.
There's a gun reported missing from the armory.
Depodan bir silahın eksik olduğu bildirildi.
I can get the cannons out of the old guard armory.
Eski askeri cephanelikten topları getirebiliriz.
We must be the great one armory of the democracy.
Bizler, demokrasinin silah deposu olmalıyız.
Caesar has appointed me not only as the keeper of this armory, but as the keeper of his own conscience.
Bunu Caesar kararlaştırdı ben sadece silah deposunun nöbetçisiyim, ama onun gibi vicdanı olan bir nöbetçiyim.
By a bomb from an armory 1, 000 times the size of ours.
Bizim silah deposunun 1,000 katı gücünde ki bir bomba gibi.
But with everything that's happening in the world today, you decide to sit down and write a piece on the influence of the goddamned Armory Show of 1913!
Ama dünyada onca şey olurken oturup 1913'de düzenlenen sergi hakkında yazı yazıyorsun!
Add to that an armory right inside the gate.
Kapının iç tarafında sağdaki silah deposunu buna ekle.
This week, the Freedom Network honors Anna Horowitz... who heroically lead a contingent of gray panthers... into the Visitor Armory at Charleston, South Carolina... where they reworked the control panels of 16 skyfighters... with baseball bats before getting away.
Bu hafta, Freedom Network Güney Carolina, Charleston'daki Ziyaretçi Cephaneliğindeki... 16 gökyüzü avcısının kontrol panellerini... kaçmadan önce Beyzbol sopalarıyla tamir eden, Gri panterler'in kahraman lideri Anna Horowitz'i ödüllendirdi.
The guy's a walking armory.
Adam yürüyen cephanelik gibi.
Here... The backup ops panels, plus shield and armory controls.
Burada... yedek dümen, ayrıca kalkan ve zırh kontrolleri var.
Holy shit! That's the police armory!
Lanet olsun, cephanelik!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]