The pictures перевод на турецкий
5,983 параллельный перевод
I want you to look at the pictures there.
Şuradaki resimlere bakmanı istiyorum.
- The pictures are from that time.
- Mimi'nin resimleri o zamandan.
She may have seen the pictures on television.
Resimleri tv'de görmüş olabilir.
The pictures are a tad risque.
Fotoğraflar azıcık müstehcen.
The men circulate the pictures and pleasure themselves.
Erkekler fotoğrafları dağıtıp kendilerini tatmin ederler.
Ask her to show you the pictures.
Brona'ya söyle de sana fotoğrafları göstersin.
Mo's got us down for the pictures.
Mo'yla sinemaya gitme şeyi.
Can't believe we're missing this for the pictures.
Sinema için bunu kaçıracağımıza inanamıyorum.
Because that's where he kept the pictures from the party.
Çünkü partinin fotoğraflarını orada saklıyordu.
Well, I need to make copies of the pictures and tweak them.
Önce kopyalarını çıkartıp, sonra biraz oynamak gerekecek.
You have the pictures of John Ross with the 16-year-old.
John Ross'un 16 yaşındaki kızla fotoğrafları sende.
My God, Kelly, you've got to see the pictures of Nikki's new puppy.
Nikki'nin yeni köpeğinin resimlerini görmelisin.
I'm not angry about the pictures.
Fotograflara kızgın değilim.
I'm going to the pictures.
- Ben sinemaya gidiyorum.
The pictures you take. Can people outside the sector see them?
Sektörün dışında yaşayanlar çektiğin resimleri görebilecek mi?
You have to see the pictures.
Çektiği fotoğrafları görmelisin.
Hmm, apparently, the church gardener is being treated for prostate cancer, but it's just going to look terrible in the pictures.
Görünüşe göre kilise bahçıvanı prostat kanserine yakalanmış. Çimler resimlerde kötü görünecek.
Yeah, you said you didn't want me showing the pictures anyway.
Evet. Zaten resimlerin sergilenmesini istemediğini söylemiştin.
I've seen the pictures, okay.
Resimleri gördüm, tamam mı?
That's why I need you to take the pictures, so that we can be sure.
Kanıtlamak için fotoğraf çekmek istiyorum.
Your house is great. Saw the pictures on the website.
Eviniz müthiş, internette görmüştüm.
What did you see in the pictures?
Resimlerde ne gördün?
Now, I don't know how this exactly ties into being a treasurer. But I do know if I can survive the berries and the pictures of me being like this... ♪ Hurry, boy, it's waiting there for you ♪... then I'm definitely the dude to lead this school 'cause all moms suck!
Şimdi, Bunun nasıl saymanlık olayına vardığını tam olarak bilmiyorum ama bütün bu Bere'lerden kurtulup,... resimlerim böyle çekilmezse Kesinlikle bu okulun başkanı olurum, çünkü bütün anneler berbat!
The pictures will look spectacular!
Fotoğraflar olağanüstü gözükecek!
These are the pictures she downloaded the night before she left for Gentry.
Bunlar Gentry'e gitmeden önceki akşam indirdiği resimler.
So, these are all the pictures from the blue skies gala?
Mavi Gökyüzü galasında çekilen resimlerin hepsi bu mu?
I was just looking at the pictures of charlene and the kids.
Charlene ve çocukların fotoğraflarına bakıyordum ben de.
I want the camera so I can get pictures of this magical day.
Bu fevkalade günü çekebileyim diye kameram olsun istiyorum.
No, no, no, we gotta come back in the morning and take pictures!
Hayır, sabah geri gelip fotoğraf çekmeliyiz.
Look, I took pictures of some of the stories in Ali's journal before "A" got it.
A almadan önce günlükteki bazı hikayelerin fotoğrafını çektim.
Yes, there are some recent pictures up on the website.
Evet, internet sitesinde yeni çekilmiş resmi var.
You'd send me pictures of the kid?
Bebeğin fotograflarını mı göndereceksin bana?
Cultures all over the planet looked up at the same stars and found different pictures there.
Gezegenin dört bir yanındaki kültürler aynı yıldızlara baktılar ve farklı resimler gördüler.
A nervous mom reported a man taking pictures of children in the park four times.
Bir anne, adamın birini çocukların fotoğrafını çektiği için 4 kez şikayet etmiş.
Well, we got pictures of the car at four different booths.
Arabanın dört gişeden geçerken fotoğrafları var.
Well, firstly, I'd like to compliment the tabloids for their ability to capture those amazingly bad pictures of me.
İlk olarak gazetecilere öyle kötü fotoğraflarımı çekebildikleri için helal olsun diyorum.
I took pictures of some of the stories in Ali's journal before "A" got it.
A almadan önce günlükteki bazı hikayelerin fotoğrafını çektim.
Yeah, I just took a walk around the cabin, took a couple of pictures.
Etrafta biraz yürüyüp birkaç fotoğraf çektim.
I actually wanted to take some pictures of that covered bridge on the way.
Yol üstündeki kapalı köprünün fotoğraflarını çekmek isterim.
So when you're done with the roll you take it to the drugstore and a week later you pick up your pictures.
Film bittikten sonra fotoğrafçıya götürüyorsun bir hafta sonra fotoğrafların hazır.
We're supposed to come by and take some pictures of the vehicle.
Aracınızın fotoğraflarını çekmek zorundayız.
They made me look at pictures on the internet.
İnternetten resimlere bakmama sebep oldular.
Wow, the Amazon is just like I pictured it after seeing all those pictures online.
Vay, Amazon, online resimlerini gördükten sonra... tıpkı betimlediğim gibi bir yermiş.
I need to look at the pictures again.
Fotoğraflarını bir daha çekmem gerek.
- The entire media took pictures!
- Bütün basın çekti ya, bütün basın çekti!
I am allowed to take pictures! Give me the camera!
Fotoğraf çekme iznim var!
Yeah. The first casualties to go are people that post, uh, pictures of their entrées.
İlk silinecekler arasında olur olmadık yerde yemek resmi paylaşanlar var.
- Why the hell were there pictures of us, Gus?
- Neden fotoğraflarımız çekildi Gus?
A.B., I want you to pick three or four of the best pictures and send them to Dash anonymously.
A.B., en iyi fotoğraflardan 3 ya da 4 tanesini seç, isimsiz olarak Dash'e gönder.
Get pictures of Trettel and his wife to the media. Any news outlet that'll pick up the phone.
Trettel ve karısının fotoğraflarını medyaya yayın eğer bir arama gelirse telefonu bana yönlendirin.
Hammer Road Pictures invites you to meet the man, the myth...
Hammer Road Pictures size bu adamı takdim eder...
pictures 175
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the people 229
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the policeman 19
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the people 229
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the policeman 19