The signal перевод на турецкий
6,024 параллельный перевод
Maybe it did, but someone is blocking the signal.
Belki yarattı, ama birileri sinyali engelliyor.
I've captured the signal within this communicator.
Bu iletişimcinin içinde sinyali yakaladım.
I've found the signal and engaged autopilot.
Sinyali buldum ve otomatik pilota bağladım.
I'm gonna need to upgrade my wireless antenna software to pick up the signal from the plane, so someone's gonna have to drive me there.
Kablosuz antenimin yazılımını uçaktan sinyal alabilmek için yükseltmem gerek... -... bu yüzden beni oraya birisi bırakmalı.
The signal's gone.
Sinyal gitti.
That makes it easier to triangulate the signal.
Sinyali bulmayı kolaylaştırıyor.
Just lost the signal, but I can track it back, I'm pretty sure...
Sinyali kaybettik ancak tekrar takip edebilirim, eminim...
The signal bounced off a relay node.
Sinyal bir yayın ağından sekti.
There's a portable radio in the jeep, but the signal will never make it to the northern air temple.
Cipte taşınabilir bir telsiz olacaktı ama sinyalin Kuzey Hava Tapınağı'na ulaşması mümkün değil.
If I boost the signal using Central City's network... and send a false update, we'll get a ping back and then...
Eğer sinyali Central Şehri'nin ağını kullanarak güçlendirip yanlış bir güncelleme gönderirsem bir geri dönüş alırız...
We've been trying to track Snart... but he must've disconnected the signal somehow.
Snart'i takip ediyorduk ancak sinyali bir şekilde kesmiş olmalı.
We're trying to find the signal.
Sinyal almaya çalışıyoruz.
I lost the signal.
Ben sinyal kaybetti.
Are you gonna remember the signal?
İşareti hatırlayacak mısın?
The last tweets I was able to read before the signal went down, were saying they was an ongoing evacuation center.
Sinyal gitmeden önce okuduğum son tweette tahliye merkezleri olduğunu söylüyordu.
Checking the signal.
Sinyali kontrol ediyorum.
So the signal's fainter.
- Sinyalin azalması da öyle.
Can you get around the signal?
- Etrafından alabilir misin?
Don't send out the signal.
Sinyal gönderme.
Send the signal!
Sinyal gönder!
Yeah, I got a text before the signal disappeared.
Evet, sinyal kaybolmadan önce mesaj atmıştım.
The signal disappeared?
Sinyal kaybolmadan mı?
A different signal is required to direct the Beamer to a certain location... But - -
Projektörü istenilen yere yönlendirmek için farklı bir sinyal gerekli.
I mean, this ship is light-years ahead of anything that we've got, with the automated life support and the homing signal.
Yani, bu gemi sahip olduğumuz her şeyin çok ilerisinde otomatik yaşam desteği ve özgüdüm sinyali olan bir şey.
FBI's attempting a Morse code signal from the observatory.
NSA uydu ile ulaşmaya çalışıyor. FBI bir gözlemevinden mors kodu göndermeye çalışıyor.
Back in the Air Force, I once dropped down to 1,500 feet to catch a signal.
Hava kuvvetlerinde bir keresinde sinyal almak için 450 metreye kadar alçalmıştım.
- Can't risk missing the wireless signal again, so we're gonna have to hardwire it
- 3 metre mi? Neden? Kablosuz sinyalini kaybetmeyi göze alamam bu yüzden bilgisayara kabloyla bağlayacağız.
Maggie isolated the signal.
Maggie sinyalin kaynağını buldu.
I still see the signal.
Sinyali hala alıyorum.
YOUR MAJESTY, WE RECEIVED A DISTRESS SIGNAL FROM THE AIRSHIP CARRYING THE PRISONERS.
Majesteleri, esirleri taşıyan hava gemisinden bir acil durum çağrısı aldık.
I thought that, uh, we might have some signal... from inside the palace by now, but... we have nothing good or bad. Then again, it's the early hours of a coup.
Şimdiye kadar saraydan bir sinyal gelir sanıyordum ama iyi ya da kötü bir şey gelmedi.
That's why I sent out the radio signal.
Bu yüzden radyo sinyalini gönderdim.
He monitors nearly every signal that passes through the air.
Havadan geçen neredeyse tüm sinyalleri izler.
I need your access codes for the antennas to send an analog signal.
Analog sinyali gönderebilmek için senin erişim kodlarına ihtiyacım var.
That signal means the surface patrol is back and someone needs medical attention.
Bunun anlamı, yeryüzü devriyesi geri döndü ve birinin tıbbi yardıma ihtiyacı var demektir.
No, still no signal, but I cached the maps for the whole area before we left London.
Hayır, hala sinyal yok, ama Londra'dan ayrılmadan önce tüm bölgenin haritasını indirmiştim.
- Yeah, I have to get to the hotel for the wireless signal.
- Otelin kablosuz sinyalini almak zorundaydım.
Anything that puts out a signal, or is somehow connected to the grid, I can reach out and touch it.
Sinyali olan veya şebekeye bağlı olan her şeye ulaşabiliyor ve onlara dokunabiliyorum.
It's the same signal Monty heard on the black box of the exodus ship.
Monty'nin Göç gemisinin kara kutusunda duyduğu sinyalle aynı.
Marryat symbol, used by the merchant navies in the 1800s to signal danger or distress.
Marryat sembolü, 1800'lerde ticaret filoları tarafından tehlike veya endişe bildirmek için kullanılan bir sembol.
If you can get a signal, then you can find me thanks to our friends at the NSA.
Sinyal alıyorsanız beni bulabilirsiniz. Ulusal Güvenlikteki dostlarımız sağ olsun.
Signal frequency looks like... the police band.
Sinyal frekansı polis telsizine benziyor.
Felicity was also able to retrieve cutter's phone signal from the laptop.
Felicity Laptop'tan Cutter'ın telefon sinyalini de buldu.
- If you try to defuse the bomb the trigger will transmit a signal and the rest of the bombs are gonna explode.
Barry, bombayı çözmeye çalışırsan ikinci tetikleyici bir sinyal gönderecek ve diğer bombalar patlayacak.
I tracked the psychic signal here.
Psişik sinyalin buraya kadar izledim.
When was the last time you heard a busy signal?
En son ne zaman bir meşgul sinyali duymuştun?
And, remember, if you see Ingrid, use the secret signal.
Unutma, Ingrid'i görürsen gizli kodumuzu kullan.
I'm in, I've got him on the baby monitor, and you should have signal now, Harold.
Girdim. Onu bebek monitöründen izliyorum. Şu anda sinyali alıyor olman gerekiyor Harold.
Grace sent up the bat signal.
Grace bana yarasa mesajı yollamış. - İçeri gel, odasında.
We tried to call you, but we couldn't get a signal in the hills.
Aramayı denedik ama tepelerde şebeke yoktu.
It's the only place I can get a signal, dude...
Sadece buradayken çekiyor, dostum.
signal 128
signals 27
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
signals 27
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the song 78
the same thing happened to me 16
the same 389
the sex 65
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the song 78
the same thing happened to me 16
the same 389
the sex 65