There i was перевод на турецкий
36,643 параллельный перевод
So... there I was. not to mention you and Heather.
Sona gelmiştim. Seni, Heather'ı ve en iyi arkadaşımı kaybetmenin acısı hâlâ içimdeydi.
There was one thing I still wanted.
Hâlâ istediğim bir şey vardı.
There was a Ruby on the cover... I would not soon forget.
- Kapağında, asla zihnimden çıkmayacak güzellikte bir yakut vardı.
There was always a lot of moving parts. Maybe I was lying to myself.
Belki kendime yalan söylüyordum.
And then there was one other thing that I wanted to ask you.
Sormak istediğim bir şey daha var da.
And I got there and it felt like this was home.
Gidince sanki evimdeymişim gibi hissetmiştim.
And I was determined to live there.
Orada yaşamayı koymuştum kafaya.
I was gonna go there, write poetry sit in cafes and smoke cigarettes.
Oraya gidecek, şiir yazacak kafelerde oturup sigaramı içecektim.
Oh, I was there this summer.
Bu yaz oradaydım.
I was a teacher, but there's not many jobs around here.
Öğretmenlik yapıyordum ama buralarda çok iş yok.
I was a receptionist there before I met you.
Seninle tanışmadan önce orada resepsiyonistlik yapıyordum.
♪ Yes, love me... ♪ I thought there was no one there.
İçimde kimse yok sandım.
Oh, I didn't realize there was something not to tell.
Anlatılmayacak bir şey olduğunu bilmiyordum.
We got him on tape, and I don't know how you get into this storytelling thing but he's gonna say that's what he was doing there and that creates plausible deniability.
İtirafı kasette var ama bu hikâye anlatma işine nasıl girdiyseniz yaptığının o olduğunu söyleyecek ve bu da inandırıcı yadsınabilirlik yaratacak.
I'm saying there was an energy pulse right here.
Dedektöre göre burada enerji titreşimi varmış.
- That was... I was there longer than 2 seconds.
İki saniyeden fazla kaldım canım.
I want you to be really careful because there was some kind of heist in Delaware.
Gerçekten dikkatli olmanı istiyorum Çünkü Delaware'de bir tür hırsızlık vardı.
I really shouldn't have been watching him, but I mean, there was, like, no one else.
Ona ben bakmamalıydım ama başka kimse de yoktu.
And if it was raining, I would just leave him out there for hours.
Ve eğer yağmur yağıyorsa onu orada saatlerce bırakırdım.
If I was in a dream, why would that one bad pea be in there?
Eğer bir rüyada olsaydım, neden bir adet çürük bezelye orada olurdu ki?
Even if I wasn't paralyzed, there was no fighting against it.
Felce uğramamış olsam da, buna karşı savaşmanın yolu yoktu.
There was nothing I could do.
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
I thought there was another one.
Bir tane daha var sandim.
Before you go, there's something in the garden I was hoping you could help me with.
Gitmeden önce bahçede yardımcı olabileceğini düşündüğüm birşey var.
I was there.
- Oradaydım.
She was there. I saw her.
Oradaydı, onu gördüm.
I thought there was something in my room.
odamda bir şey var sandım.
I think Eugene was there.
- Sanırım Eugene de oradaydı.
I heard there was this guy... Who's trying to take on the gangs, like some sort of vigilante or something.
Çetelerle mücadele eden bir adam olduğunu duydum, kendi kurallarını kendi koyan biri.
As I was saying, there is a potential for this attack...
Dediğim gibi, bu saldırı için bir potansiyel var...
Yeah, I was called there.
Evet, oraya çağrıldım.
There were some flaws, I know, but my plan to make me a hero was so...
Bazı kusurlar vardı, biliyorum, Ama beni bir kahraman yapmayı planladım...
Look, man, I was in a very tight spot there, you know.
Bak, dostum, orada çok sıkı bir yerdeydim biliyorsun.
I was there for you.
Seni öldürmeye gelmiştim.
You know there was a time when I thought we were on the road to getting back together.
Biliyor musun bi ara tekrar bir araya geliyoruz diye düşündüm.
I used to spend the summers there when I was a kid.
Ben çocukken yazları orada geçirirdim.
Everything about who I was is on there.
Geçmişte kim olduğumla alakalı her şey bunun içinde.
You know, all the time I was there, I just kept picking up things.
Orada geçirdiğim onca zaman boyunca, bir şeyler öğrenmeye devam ettim.
I just wondered how things were going and if there was anything I could do.
İşlerin nasıl gittiğini ve yapabileceğim bir şey olup olmadığını merak etmiştim.
I would give anything to talk to him right now if there was nobody smarter no knock well except for maybe whoever taught him wait, what?
Şuanda onunla konuşmak için neler vermezdim ki ihtiyar Doc'tan daha zeki kimse yoktur Ona eğiten kişi hariç tabi Evet, dur Ne?
There was a woman on the bus, and I had a plastic daisy in my hair,
Otobüste bir kadın vardı, benim de saçımda plastik bir papatya.
There was a beech tree in the grounds and I dug.
Mülkte bir kayın ağacı vardı ve kazdım.
Since I could not spend any money on Mars, and I was there for six years...
Mars'ta para harcayamadım ve altı yılım orada geçti.
I told you there was something happening.
Bir şeyler olduğunu söylemiştim sana.
I wasn't there, but I h... I had a dream that night that... That I was in her apartment.
Ben orada değildim ama o gece gördüğüm rüyada kadının evindeydim.
Sorry, I was just lost in thought, and as you know, when I'm in there, I'm in deep.
Affedersin, sadece düşüncelere dalmıştım ve bildiğin gibi bir kere dalınca derin dalarım.
- I tried, but Bane was in there.
- Denedim ama Bane oradaydı.
I put it into my computer, started looking through some of the footage and, uh, there was three American people.
Bilgisayarıma koydum, Bazı çekimler arasında bakmaya başladı Ve uh, üç Amerikalı vardı.
I stepped out, but the... the snow was so deep, the wind, I... I kept on falling, and... suddenly I looked up, and... there were these two men standing above me.
Dışarı çıktım ama kar çok derindi, çok rüzgâr vardı sürekli düşüyordum ve birden kafamı kaldırdığımda başımda dikilen iki adam gördüm.
I was standing right there.
Gözümün önünde olmuştu.
There was an emergency I had to attend to.
İlgilenmem gereken acil bir durum çıktı.
there isn't 382
there it is 2912
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there it is 2912
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67