Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We're back in

We're back in перевод на турецкий

1,848 параллельный перевод
Yeah, we're stuck in traffic in a stolen police car with a missing child in the back seat.
Tabii ya, çalinti bir polis arabasinin içindeyiz ve arkada nereden geldigi belirsiz bir bebek var.
We're thinking of spending the night and we're gonna come back in the morning.
Düsündük de bir gece daha burada kalip yarin sabah rahatlamis bir sekilde dönmeye karar verdik.
That's why we're gonna get up early, and we'll be back in plenty of time.
O yüzden sabah erkenden kalkip yola çikacagiz. Tam vaktinde orada olacagiz.
We just had a delicious brunch. We're in a hurry to get back, so we gotta get going.
Az önce çok leziz bir kahvalti yaptik ve oraya bir an önce gelebilmek için elimizden geldigince acele ediyoruz.
Then we'll see how quickly you're back in the psychiatric ward.
O zaman seni Psikiyatri Kliniği'ne ne kadar hızlı göndereceklerini görürsün.
Your heart's in really good shape, and all the blood tests came back very good, so I think we're on for later today.
Kalbin çok iyi durumda. Kan tahlillerinin de sonucu çok iyi. Bence bu akşam için hazırız.
We're going to want to get this tested back in New York.
Bunu New York'taki patronumuza iletmek istiyoruz.
And we're back with The Ugly Truth, where we're gonna be talking about... what it is men and women really want in relationships.
Çirkin Gerçek programına tekrar hoş geldiniz, erkeklerin ve kadınların bir ilişkiden beklentilerini konuşacağız.
We're gonna have you back in Cindi's arms in no time.
Seni derhal Cindi'nin koynuna sokacağız.
And then we're gonna rendezvous back here in, like, five minutes, okay?
Beş dakika sonra burada buluşacağız, tamam mı?
All right, we're back in business.
Pekala, işimize geri dönelim.
I'm also back in charge of finding the band, which is why we're here.
Aynı zamanda grubu bulma işine de geri döndüm bu yüzden buradayız.
You don't suppose it's possible that we went in a circle and now we're right back at Nathan's, do you?
Etrafta daire çizip, Nathon'ın evine yaklaşmış olamazmıyız?
But taking a step back here, we're talking about a man who dressed up as a medieval knight and was living in the dungeon of a burnt-out church, who is headed for a town that no longer exists.
Ama biraz ağır olalım derim. Burada orta çağ şövalyeleri gibi giyinen ve yanmış bir kilisenin mahzenlerinde yaşayan ayrıca var olmayan bir şehre giden bir adamdan bahsediyoruz.
I'll make it back in baseball season if we're still out here.
Eğer o zamana dek hala burada olursak beysbol sezonunda ödeşiriz.
We're almost back to normal temperature in the conn.
Komuta'nın ısısı neredeyse eski haline döndü.
Yeah, we're undercover murder solvers, and if we don't make it back in time, we'll blow our cover.
Gizlice cinayeti çözeceğiz ve zamanında dönemezsek gizliliğimizi bozarız.
We're gonna see Sunset Strip, Walk of Fame, tour of the stars'homes, and an excursion down Rodeo Drive, and that, people, is for the very attractive lady in the lavender sweater in the back.
Sunset Strip, Şöhret Yolu, yıldızların evleri, ve Rodeo Drive'da bir gezi. Bu, arkada oturan leylak rengi kazak giyen çekici bayan için.
near the door, okay ; we're gonna come in through the back.
Biz arkadan geleceğiz.
And we're back in your keister.
Popona geri döndük.
If we can't back up your story, we're in trouble.
Haberi doğrulatamazsak başımız dertte.
Well, as near as we could figure it, they're descendents of a lighthouse keeper who went missing off of Catbird Island back in the 1800s.
Tahmin edebildiğimiz kadarıyla, 1800'lerde Catbird adasında kaybolan deniz feneri koruyucularının soyundanlar.
Gabriel had to come in for business but we're gonna fly right back on Sunday morning.
Gabriel'in iş için gelmesi gerekti. Ama pazar günü Costa Brava'ya geri dönüyoruz.
I'm sorry I went behind your back, but we're in a pretty unusual situation here, and I wanted to get some answers.
Özür dilerim geçmişine geri gidiyorum, ama şuanda özel bir durumdayız, ve benim bazı cevaplara ihtiyacım var.
Hey. I just got the results back from the command chair, and it's the victim, plus an unknown female, so we're closing in.
Komuta koltuğunun sonuçlarını aldım, biri kurbana, diğeri de kimliği belirsiz bir kadına ait, yani sonuca yaklaşıyoruz.
That alien voice-thing said today and we're stuck in the back end of beyond.
Şu uzaylı ses şeyi bugün dedi. Ve biz uzak bir yerde sıkışıp kaldık.
As you can probably see, things are going much better between me and Paul, but, you know, some very big decisions need to be made in regards to our future, and the possibility that we're not going back to New York,
Sen de herhalde görmüşsündür, Paul'le aramız giderek düzeliyor. Geleceğimizle ilgili çok önemli kararlar vermemiz gerekiyor. New York'a bir daha dönmeyebiliriz.
Look, if we're gonna get this economy back on track, We have to get more money in the pockets of hard-Working
Bakın, eğer bu ekonominin seyrini düzeltmek istiyorsak öncelikle bu çöküntüye sebep olan para babaları yerine...
We'll leave this in case we're not back by suppertime.
Akşam yemeğine yetişemememiz ihtimali için bunu bırakıyoruz.
We're moving back in 3 weeks.
3 hafta içinde taşınacağız.
We're moving back in 3 weeks.
3 hafta sonra oraya taşınıyoruz.
When you get in the office in the morning, we'll go back in and we'll re-suture--half an hour, tops.
Yarın sabah ofise geldiğinde en fazla yarım saatte tekrar dikeriz.
We're back in three minutes.
3 dakika mola veriyoruz.
Our Veridian Dynamic family works for every member of your family... even the dead ones... and we're working to bring them back... and copy them in case you lose them again.
Yalnızca lapa yemekten bahsetmiyoruz. Veridian Dynamic ailemiz, her aile bireyiniz için çalışıyor. ... hatta hayatta olmayanlar için bile.
We're going to wake up one morning living back in the stone age.
Bir sabah uyanıp Taş Çağında yaşamaya başlayacağız.
Give me the gun, we're going to get back in the car, we'll drive downstairs, we'll talk to my boss.
Bana silahı ver, arabaya binelim. Aşağıya gidelim, sonra patronumla konuşuruz.
We're going to bring those back to town with us, see if they yield some DNA that might already be in the system.
Onları merkeze götürüp.. .. sistemde kayıtlı DNA örnekleriyle karşılaştıracağım.
We're taking all this back,'cause I don't want it in the house, Allison.
Bunları geri götürüyoruz. Bunları evde istemiyorum Allison.
We can either commandeer the sub, get off this island before anyone knows we're gone, or we can head back in the jungle, start from square one.
Denizaltıya el koyup kimse fark etmeden adadan gidebiliriz ya da ormana dönüp en baştan başlayabiliriz.
Then we put it back in the box when we're all done.
İşimiz bitince kutuya koyuyoruz.
We're going to make it back in time with your damn ice, which is all you really care about.
Zamanında orada olacağız lanet buzunla birlikte ki tek önemsediğin de o.
We went out for a boat ride and now we've been dragged back to shore, the boat's covered in fish brains and you're naked.
20 dakika kadar önce kayıkla geziye çıktık, şimdi de kıyaya geri geldik. Kayık, balık beyniyle kaplı ve sen de tamamen çıplaksın.
We travelled back 30 years in time, and you're still trying to find ways to shoot each other?
Zamanda 30 yıl geriye gittik ama siz hâlâ birbirinizi vurmanın yolunu mu arıyorsunuz?
- We're not going back in time.
Zamanda geri gitmeyeceğiz.
We're just running to the store, ana.We'll be back in a bit.
Markete gidiyoruz, Ana.
We're just running to the store, ana.We'll be back in a bit.
Markete gidiyoruz, Ana. Birazdan döneriz.
We're back in 10!
Yayına son 10 saniye.
Okay. We're back in business. You guys ready to go?
Tamam, işimize geri dönelim, Sizler başlamaya hazır mısınız?
If we have to obtain with a warrant, we're gonna come back here and take every computer And every piece of paper in this building, and then we're gonna have a sit-down chat with each one of your members.
Eğer izin çıkarmamız gerekecekse buraya geri gelip binadaki bütün bilgisayarları, bütün evrakları toplarız. Ve sonra herbir üyenizle tek tek oturup sohbet ederiz.
Tell you what we're gonna do, I'm just gonna 20 dollars in my pocket, so I can get home, but I'll be back to check on you though man.
20 dolar vereceğim sana. Bana da eve dönecek para kalsın. - Seni gelir yoklarım yine.
So if you're back, we'll waive the house fee if you come on in.
Dönersen, haber ver

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]