Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Whatever the case

Whatever the case перевод на турецкий

167 параллельный перевод
Whatever the case...
Yine de...
Whatever the case, it appears that all of them wield a significant amount of social clout.
Durum her neyse, görünüşe göre hepsi önemli ölçüde sosyal güce sahip.
Whatever the case may be, we have coexisted with humanity since before recorded history.
Ne olursa olsun, zamanın başlangıcından itibaren insanlıkla birlikte var olduk.
Promise me to say nothing, whatever the case and I'll go quietly.
Bana söz ver. Kimseye bir şey söylemeyeceğine. ve sessizce gideyim.
He'll never betray us, whatever the case.
Her ne olursa olsun bize ihanet etmez.
Whatever the case may be.
Her neyse işte.
Whatever the case, she doesn't want to reveal her secret.
Hangi durum geçerli olursa olsun, dul kadın sırrının açığa çıkmasını istemez.
Well, whatever the case, give me your address. I'll be there in an hour.
Kaç olursa olsun, bana adresini ver, bir saat içinde gelirim.
Morning- - or afternoon, whatever the case may be.
Günaydın veya iyi günler, size hangisi uyarsa artık.
Whatever the case, in this place with its dark corners and endless possibilities, the pig felt sure he would find a way to redeem himself.
Durum ne olursa olsun, gizli köşeleri ve sonsuz imkanları olan bu yerde, domuz, kendini bu esaretten kurtacak bir yol bulacağına emindi.
Whatever the case and in spite of my not remembering the incident I've lived my life with a fascination for bleeding fine cuts.
Her ne kadar, o kazayı hatırlamasam da ince kesik kanamalarına düşkünlükle yaşadım.
Whatever the case, I was alone.
Her neyse, yalnızdım.
Whatever the case, Mystery Inc. will be there.
Olay ne olursa olsun... -...
Whatever the case, we're separated from our wives and kids.
Ne olursa olsun, bizi eşlerimizden ve çocuklarımızdan ayırıyorlar.
Whatever the case, the natives had this delightfully refreshing drink.
Yerlilerin nefis bir içkisi vardı.
Well, whatever the case may be...
Aah peki...
Whatever the case, for Nazca boobies this system is very effective in a world where the stakes are so high
Nedeni ne olursa olsun, bu sistem menfaatlerin çok yüksek olduğu bir dünyada sümsük kuşları için ideal.
Whatever the case, you're a very lucky young lady.
Ne olursa olsun çok şanslı olduğunuzu bilin.
Well, whatever the case, it's not a message that would lead to Kira.
Ama yine de bu notların Kira'yı bulmana yardım edeceğini hiç sanmıyorum.
Well, whatever the case, I won't say anything careless about this video.
Eh, ne olursa olsun, bu kaset hakkında pek bir şey söyleyemem.
Whatever the case, it doesn't matter.
Orada her ne olduysa çok bir önemi yok.
By the way, if you should have to fire Miss Wales for any reason whatever, at any time remember I'd like to review the case myself first.
Bu arada, Bayan Wales'i herhangi bir sebeple kovman gerekirse durumu önce ben gözden geçirmek isterim.
Please tell the chamberlains and steward how I feel in whatever words you think will best help my case.
Lütfen nazıra ve vekilharca neler hissettiğimi bana yardımı dokunabilecek kelimelerle ifade edin.
So, you follow the same law of improvisation... which is that you do whatever your impulse, as the character, tells you to do... but in this case, you are the character.
Doğaçlamanın kurallarını takip ediyorsun karakterin, güdülerin sana neyi gösteriyorsa o şekilde davranıyorsun, ancak bu seferinde canlandırdığın kendinsin.
Whatever you think, the case has got to come before a magistrate now.
Ne düşünürsen düşün, olay mahkemeye taşınacak, böyle olmalı.
If I was willing to fight for a case with my life... You said you'd be behind me, whatever the consequences are.
Eğer bir davada hayatımı ortaya koymuşsam,... benim arkamda olacağınızı söylemiştiniz, sonuçları ne olursa olsun.
Moreover, the evidence taken before me in this case would not, in my judgment... ... warrant a conviction of the defendants by trial jury of any offense whatever.
Dahası, bu davada benden önce toplanan kanıtlar bana göre... sanıkların herhangi bir suçtan hüküm giymesi için... gerekçe olamaz.
Whatever the MFA may prefer, this case is in Section 9's jurisdiction.
MFA ne düşünür bilmem ama bu olay 9. bölgenin yargılanma yetkisini etkileyecektir.
You better find her. Because whatever you stepped in on this case is being tracked into my office, and I don't like the smell of it.
Onu bulsan iyi olacak, çünkü olayda karıştığınız her neyse benim ofisime kadar uzandı ve ben kokusunu beğenmiyorum.
Whatever you may think, this is not the Bobby DeLaughter case.
Ne düşünürsen düşün, bu senin davan değil.
You heard the judge : since you lost the case, I can seize whatever I want to pay my legal fees.
Hâkimi duydun : davayı kaybettiğin için avukat masraflarımı çıkartmak için ne istersem haczedebilirim.
The prosecution will do whatever they can do... spend whatever money they can to win a case... and you have to do the same thing or you will lose.
Savcı davayı kazanmak için bütçeyi kullanarak canı ne isterse yapar eğer siz de aynı şekilde cevap vermezseniz kaybedersiniz.
Whatever the league decides to do in this case... they won't get an argument from us.
Federasyonun kararı ne olursa olsun herhangi bir itirazımız olmayacak.
Just in case the boat can't make it back home... for whatever reason.
Eğer bu gemi eve dönemezse... herhangi bir sebeple.
Whatever's left in the serving case.
Servis masasında ne kaldıysa artık.
There's a pad and paper if you decide to write the great American novel... and over here, you have a tiny-but-annoying bell... in case there's something that you need... and you want to summon the common-but-lovely house-wench... who will leave her talking mice... and come to fetch the Contessa whatever she needs.
Kalemin ve defterin. Belki roman yazarsın. Birde minik ama sinir bozucu bir çanın var.
Whatever Sam's reasons are, the upshot is, we've got no case.
Sam'in nedenleri ne olursa olsun, dava açamıyoruz.
Now we're back in New York, and on opposite sides of a major case, So whatever we may or may not do in the future in the short term...
Şimdi New York'a geri döndük ve esas davanın zıt taraflarındayız, o yüzden kısa vadede gelecekte her ne yapabiliyorsak ya da yapamıyorsak- -
Do whatever it takes to close the case clean.
Dosyanın sorunsuz bir şekilde kapanması için ne gerekiyorsa yap.
That's your x ray, and you're the one that detected traces of nitrates on the briefcase, so unless you want to go out there and get the prints for me... 60 seconds, and then you disarm whatever's in that case.
Bu röntgenin. Çantada nitrat izleri bulan sensin. Tabii oraya gidip parmak izlerini almak istersen, o başka.
In the case of the chemical plant, or whatever Julio's company was, the problem laid within the Board of Management.
Kimya fabrikası olayında, Ya da Julio'nun şirketi her ne idiyse, Sorun yönetim kurulundaydı.
Whatever be the case.. you come back home to me.
her ne olursa olsun.. evine ve bana geri dönecektir.
In any case, spray the water and keep rubbing the polish like this and you'll have the spit shine or whatever.
Her halükarda, suyu serp ve bu şekilde sürmeye devam et. Böyle yaparsan pırıl pırıl botların olur.
Well, if that's the case, call upon destiny or providence or whatever forces are gonna bring you two together and make the shot... blindfolded.
Madem öyle, o zaman kaderini, Tanrı'yı ya da, artık sizi hangi güçler bir araya getirecekse onları yardıma çağır. Ve basketi yap. Gözleri kapalı halde.
Whatever there was to find in the case of the upright judge... would be long-buried in the past... like a dead cat in the back yard.
Saygıdeğer yargıcın dosyasında bulunacak her ne vardıysa çoktan geçmişe gömülmüş olacaktı arka bahçeye gömülen ölü bir kedi gibi.
Whatever be the case!
Bizim Hindistanımızda bu olur.
I think that the sooner we solve this case, the sooner this curse, or whatever it is, is gonna disappear.
Bu olayı ne kadar çabuk çözersek, bu lanet ya da her neyse o kadar çabuk yok olacak.
Sweetie, there's extra breastmilk in the freezer in case she gets thirsty, whatever.
Tatlım, eğer susarsa diye dolapta fazladan anne sütü var.
It's a detonator on whatever you're selling in case the deal goes bad.
Anlaşmanın kötüye gitmesi durumda patlamayı başlatacak bir fünye bağlıdır.
If the murder case is mentioned, stick to what we agreed on. Stress that you'll do whatever you can to help the investigation.
Cinayet davası gündeme gelecek olursa, anlaştığımız gibi polisin olayı çözmesi için elinden geleni yapacağını söyleyeceksin.
whatever anyone says... and that the case is solved?
Kim ne derse desin, sadece Yagami Light'ın Kira olduğuna karar verip davayı çözemez miyiz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | translate.vc.com@gmail.com