Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Where were you born

Where were you born перевод на турецкий

264 параллельный перевод
Who were your parents, and where were you born?
Aileniz kim, nerede doğdunuz?
- Where were you born, Stella?
- Nerede doğmuştun, Stella?
"I want to be alone with you. Where were you born?"
" Seninle yalnız kalmak istiyorum, June.
Child, where were you born?
Nerde doğdun, çocuğum?
And where were you born?
- Peki ya nerede doğdunuz?
- Where were you born?
- Nerede doğdunuz?
- And where were you born?
- Ya siz nerede doğdunuz? - Seattle, Washington.
Where were you born?
Nerede doğdunuz?
Where were you born?
- Nerede doğdun?
Where were you born?
Nerede doğdun?
Where were you born, Miss Imbrie?
Siz nerede doğdunuz Bayan Imbrie?
- Where were you born, Miss? - Mrs!
- Nerede doğdunuz, Bayan?
Where were you born?
Doğum yerin?
My dear, where were you born?
Siz nerede doğdunuz?
Where were you born?
Doğum yeriniz neresi?
Another question first : where were you born?
Öncelikle başka bir soru : Nerede doğdun?
I must know the truth : where were you born?
Gerçeği bilmeliyim : doğum yerin neresi?
- Where were you born?
- Doğum yerlniz?
Where were you born?
Nerede doğmuşsun?
- Where were you born?
- Nerede doğdun?
Where were you born, sir? '
Nerede doğdunuz efendim?
Yes, wh... Where were you born?
Evet, ne-nerede doğmuştunuz?
Where were you born, anyway?
Nerede doğdun sen?
"Where were you born?"
"Doğum yeriniz?"
Where were you born to die?
Nerede ölmek için doğdun?
Ju, where were you born?
Ju, nerede doğdun?
Where were you born, Miguel?
Sen nerede doğdun, Miguel?
Uh, where were you born?
Nerede doğdunuz?
You were born and raised in Boston and you went to Harvard, where you edited the Lampoon.
Doğma büyüme Bostonlusunuz. Harvard'da okuduğunuz yıllarda Lampoon dergisinde editörlük yaptınız.
Where you were born, how you came out west, where you got that dress, where you got your jewellery, what stories about you are true and what aren't.
Nerde doğmuştun, Batı'ya nasıl gelmiştin, şu elbiseyi nereden almıştın, mücevherlerini nereden almıştın, senin hakkında doğru yanlış bir dolu hikaye.
Where you were born.
Doğduğun yer.
Then it's time you learned where you were born.
Öyleyse doğduğun yeri öğrenme zamanıdır.
You were going to tell me where you were born.
Bana nerede doğduğunu mu anlatacaktın?
That's where you were born.
Sen orada doğdun.
Where were you then when Bonnie was born?
Bonnie doğduğunda neredeydiniz peki?
Where you were born, where you grew up...
Nerede doğduğunu, nerede büyüdüğünü...
I know when you were born and where.
Ne zaman ve nerede doğduğunuzu da biliyorum.
- A reminder of where you were born.
- Doğduğun yeri hatırlatması için.
Sell the château where you were born, your family home? To sell it.
- Onu satmak için.
I didn't ask where you were born.
Sana nerede doğduğunu sormadım.
Shahna, where were you born?
Shahna, sen nerede doğdun?
But you can tell me where you were born.
- Ama en azından doğduğun yeri biliyorsundur.
The place where you were born.
Gördüm. Doğduğun yeri gördüm.
You're talking about a guy who held my hand in the hospital, who cried when his baby was born. Where were you?
Hastanede elimi tutan, bebeğimiz doğduğunda ağlayan bir adamdan bahsediyoruz.
This is where you were born and raised.
Burası doğup, büyüdüğün yer.
- You remember where you were born?
- Nerede doğduğunu hatırlıyor musun?
I want to see where you were born, the valley, the yaks...
Doğduğun yeri, yaşadığın yeri görmek istiyorum.
It's a long way from where you were born.
Doğduğun yerden çok, çok uzakta.
This is where you were born the first time.
Burası önceki doğduğun yer.
Do you believe them because you have some reason to believe them, or do you believe them simply because of where you were born?
Onlara inanmaya bir sebebiniz olduğu için mi inanıyorsunuz yoksa sadece doğduğunuz yer dolayısıyla mı inanıyorsunuz?
- Where were you born?
Tekrar hoş geldin. Nerede doğdun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]