You make me перевод на турецкий
22,319 параллельный перевод
You make me an offer of proof that rises considerably above this piece of shit complaint or I dismiss your cause of action altogether.
Bu sikindirik tazminat talebini arttıracak bir kanıtla bana gelirsin yok gelemezsen davanı komple esastan reddederim.
- You make me say it one more time I won't be so polite.
Bir kere daha söylettirirsen bu kadar nazik olmam.
You make me spinning like a spring.
Beni bir zemberek gibi oynayamazsın.
What will you make me realize?
Farketmemi sağlayacağın şey ne?
I'm not gonna let you make me a prisoner of my own paranoia again.
Beni yine kendi paranoyamın esiri yapmana izin vermeyeceğim.
Make sure you come and find me in our next life, okay?
Bir sonraki hayatında mutlaka gelip beni bul.
Don't make me laugh, I don't believe you.
Yalancı. Sana inanmıyorum.
And, you know, the only thing that kept me going was the knowledge that I would find you one day, and I would make you pay.
Devam etmemi sağlayan tek şey bir gün seni bulup bunu ödeteceğimi düşünmemdi.
I had to make sure you weren't trying to cheat me.
Bana ihanet etmeyeceğinden emin olmam lazım.
Since you're all so fond of tattling, I'll give you the chance to make it up to me.
Madem laklak etmeyi o kadar seviyorsunuz gönlümü almanız için bir şans vereceğim.
If you don't help me, I'll make sure you pay for it.
Yardım etmezseniz size ödetirim.
Are you kidding me, if you looked that hot, it would make my day. You didn't let me finish.
Justin kesinlikle daha seksi olmam gerektiğini düşünüyor.
You know when you presume, you make a "pres" out of "u" and "me."
Varsayarak bir yere varamazsın.
You have to make a choice, Liv,'cause we're going to lose me one way or the other,
Bir seçim yapman gerekiyor, Liv,... çünkü iki durumda da beni kaybedeceğiz,
You want me to make you a plate?
Sana da bir tabak çıkarayım mı?
So can you help me understand this note you left on your subpoenaed smartphone? It's a lyric from "Good Morning Magic Sunshine." It says, "Make me warm and toasty while I lay here warm and cozy,"
Peki, mahkeme celbi izniyle araştırdığımız akıllı telefonunuzda "Good Morning Magic Sunshine" adlı bir şarkının sözlerinde ben burada sıcak ve rahatça otururken beni sıcak tut yazması ve tarihin de sözleşmenin bitmesinden 23 gün önce olmasını anlamamıza yardım eder misiniz?
David : What do you make of New Zealanders so far? Me?
Yeni Zelandalılar şu ana kadar sende nasıl bir etki bıraktı?
Tell me you have not been careless enough to make an enemy of Rayna Cruz.
Bana Rayna Cruz'la düşman olacak kadar aptal olmadığını söyle.
You want me to make an example out of you, huh?
Seni ibtet olsun diye öldürmemi mi istiyorsun, huh?
But believing in you, the most incredible person that I've ever known- - no, that does not make me crazy.
Fakat senin tanıdığım en harika insan olduğuna kalpten inanıyorum... hayır, bu beni deli yapmaz.
Right now I bet Ghost is plotting against me even though he knows I will kill the both of you if he tries to make a move.
Şimdi kesin Ghost beni öldürmek için planlar yapıyordur. Eğer bir hamle yaparsa ikinizi de öldüreceğimi söylediğim hâlde.
You turning snitch on me does not end well for you, but I'll tell you how you can make it up to me.
Beni ele vermen senin için iyi sonuçlanmaz. Ama bunu nasıl affettirebileceğini sana söyleyebilirim.
Knox wants me to make sure you're mentioned on the tape.
Knox benden senin de kayıtta olmanı istedi.
Don't make me use it on you.
Bana bunu kendi üstünde kullandırtma.
Don't make me ask you again, Guano!
Tekrar sordurma bana, Guano!
Don't make me shoot you.
Kendini vurdurma bana.
So, you moved all this stuff down here to make me think I was in the media room.
Yani, bütün bu şeyleri medya odasında olduğumu düşünmem için taşıdın.
Dude, don't make me hit you.
Dostum, dayak attırma kendine.
You won't make a mockery of me!
684 ) \ fs36 } Özür dilerim. 684 ) \ fs36 } Ama oyun..
So, uh, did you really come just to make me breakfast?
Yani, sadece bana kahvaltı hazırlamak için mi geldin?
Is this something that happens to you frequently, Dr. Fuentes? Oh, yes. They either call to me, or simply make love to me with their eyes.
Oh, evet onlar beni ya arar ya da gözleriyle aşk yaşarız senin haşin bakışlarına göre konuşursak bir kadının katil olması mümkündür
What, you're gonna make me drink alone?
Beni bir başıma sarhoş mu edeceksin?
To see me make you proud.
Benimle gururlandığını görmek.
Have you come to make fun of me?
Benimle dalga geçmeye mi geldin?
But you are mistaken if you think it will make me reverse my decision to give Signor Pazzi the Papal account.
Ama bunlar kararımı değiştirecek sanıyorsan yanılıyorsun. Papalık hesapları yine Sinyor Pazzi'de kalacak.
Not great, but... Good enough to make sure you never call me that again.
Harika değil ama bana bir daha onu dedirtmeyecek kadar iyiyim.
You make fun of me.
Beni eğlendiriyorsun.
And hundreds of decisions every day that determine its future, but you won't let me make a single one about my own?
Baba.
Lizzy, I need you to make me a promise.
Lizzy, bana bir söz vermeni istiyorum.
You want me to make something of myself, well... well how about this, Dad?
Kendim için birşey mi yapmamı istiyorsun Baba peki buna ne dersin?
Because he told me that he kissed you because he wanted to make you feel better about Connor... and then he realized it was a mistake.
Çünkü bana seni öptüğünü söyledi, çünkü seni Connor konusunda daha hissetmeni istediğini söyledi ve bunun bir hata olduğunu farketmiş.
You know, this morning over breakfast my wife told me I'd make a friend today.
Biliyor musun, bu sabah kahvaltıda eşim bana arkadaş yapmamı söyledi.
Doesn't it make you sick that while you're here, battling me, there are people out there, hurting everyone we care about?
Sen burada benimle savaşırken önemsediğimiz herkesi inciten insanların olduğunu bilmek seni de hasta etmiyor mu?
You can think all the moves you want, but at the end of the day, the moves that I'm making are the ones you're telling me to make.
İstediğin kadar hamle düşünebilirsin ama nihayetinde yaptığım hamleler senin bana yapmamı söylediklerin.
You've got to get over your shit and make love to me, Brendan.
Derdinin üstesinden gelip benle sevişmen lazım Brendan.
You got to get over your shit and make love to me, Brendan.
Kendini toparlayıp benimle sevişmen gerek Brendan.
I'm gonna make this right. You hear me?
İşleri yoluna sokacağım, duyuyor musun?
So you make it your business to commit suicide and take me down with you?
Sen de intihar görevine çıkıp beni de yanında götürmeye mi karar verdin?
So you make it your business to commit suicide and take me down with you.
Yani intihara kalkışıp beni de yanında götürmeye mi karar verdin?
So you make it your business to commit suicide and take me down with you.
Yani intihar etmeye ve beni de Seninle beraber götürmeye karar verdin.
Because you make him accountable to me.
Çünkü sen bunu benim için yaptırıyorsun.
you make me happy 42
you make me laugh 67
you make me feel 28
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make a good point 33
you make 37
you make it sound so easy 34
you make the call 17
make me proud 45
you make me laugh 67
you make me feel 28
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make a good point 33
you make 37
you make it sound so easy 34
you make the call 17
make me proud 45
make me happy 23
make me 142
make me an offer 34
make me laugh 18
make me lose my breath 18
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
make me 142
make me an offer 34
make me laugh 18
make me lose my breath 18
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499