You make me nervous перевод на турецкий
149 параллельный перевод
You make me nervous.
Beni geriyorsun. - Ah, kapa çeneni!
You make me nervous.
Sinirimi bozuyorsun.
Please sit down. You make me nervous.
Ona çok yaratıcı bir hediye almışsın.
You make me nervous.
Sinirlerimi bozuyorsun.
You make me nervous.
İçime kurt düştü.
Come on and sit down. You make me nervous.
Beni geriyorsun.
Sit down, doctor, before you make me nervous.
Siz beni tedirgin etmeden oturun doktor.
You make me nervous.
Beni geriyorsun.
- No, you make me nervous.
Biliyorsun seni görünce sinirlerim bozuluyor.
You make me nervous.
Burada beni kızdırıyorsun.
You make me nervous.
Karşında geriliyorum.
I'm doing my eye lines, and you make me nervous.
Gözüme kalem çekiyorum, ve sen beni sinir ediyorsun.
You make me nervous.
- Beni geriyorsun.
I'll tell you what... you make me nervous.
Teşekkürler. Ama şunuda bil, sende beni geriyorsun.
Stop sulking, you make me nervous, goddamit!
Ağlamayı kes lanet olası! Canımı sıkıyorsun!
It's you, you make me nervous.
Beni siz geriyorsunuz.
Sit down, Rayborn. You make me nervous.
Otur, Rayborn, beni geriyorsun.
- You make me nervous, that's why!
- Beni telaşlandırıyorsun, bu yüzden oldu!
Because you make me nervous.
Çünkü beni tedirgin ediyorsun.
- You make me nervous, man.
- Bak beni kızdırıyorsun.
But Joep... you make me nervous.
Ama Joep sen beni geriyorsun.
You make me nervous. Yeah.
Beni sinir ediyorsun.
Are you trying to say there is anything in these figures to make me nervous?
Bu rakamlarda gergin olmamı gerektirecek bir şey mi var demek istiyorsunuz?
You make me nervous!
- Beni sinirlendiriyorsun.
Doesn't that make you nervous, out here with me, alone?
Benimle yalnız başına kalmak sizi huzursuz etmiyor mu?
Oh, you make me so nervous.
Beni çok endişelendirdin.
- You just make me nervous, that's all.
- Biraz geriyorsun, hepsi bu.
I seem to bother people I seem to make'em nervous and maybe you could tell me why
Sanki insanları rahatsız ediyorum, onları sinirlendiriyorum belki nedenini bana siz söyleyebilirsiniz.
Fräulein, I should warn you, guns make me very nervous.
Fraulein, uyarmalıyım, silahlar beni rahatsız eder.
You know, it's just that you make me very nervous sometimes, Chico.
Biliyor musun, bazen beni çok sinirlendiriyorsun, Chico.
- Okay, you love me but they gossip about us. - Don't make me nervous!
10 saniyeniz kaldı.
You make me nervous.
David!
You be kind, don't make me nervous
Biraz kibar ol, beni korkutamazsın.
If you make one move that makes me nervous I'll put you out at the first intersection.
Beni kızdıracak tek hareket yaparsan seni ilk kavşakta bırakırım. Anladın mı?
You make me so nervous!
Beni sinirlendiriyorsun!
You know, you make me very nervous.
Biliyorsun, beni çok kızdırdın.
So don't think for one second that you can come down here... flash a badge... and make me nervous.
Onun için, bir anlığına bile, buraya gelerek bir rozet parıldatıp beni sinirlendirebileceğini sakın düşünme.
Uh... you make me really nervous.
Beni fazlasıyla geriyorsunuz.
Woogie, you're starting to make me a little nervous.
Woogie. Beni sinirlendiriyorsun.
Nonsense, don't make me nervous, you're imagining things.
Oğlum saçmalama, vesvese yapma benim de kafamı bozma. - Ban gazlıyorum vallaha anlamam.
- Geeks make me nervous. - Is that really it..... or is there something you're hiding?
- Bu gerçek sebep mi, yoksa sakladığın bir şey mi var?
- Well, you don't make me nervous.
- Sen beni germiyorsun ama. Beni sinirlendiriyorsun.
You make me mad. Mad beats nervous.
Sinir gerginliği bastırıyor.
- You don't make me nervous. - Oh, Jerry.
Beni germiyorsun.
You don't. You don't make me nervous.
Beni sinirlendirmiyorsun.
You know, I think coffee might make me more nervous.
Kahve beni daha gergin yapabilir.
It's wrong of you To make me nervous
Hata yapıyorsun beni sinirlendirerek
- You'll make me nervous.
Beni de gerginleştiriyorsun.
Travis, are you going out of your way to make me nervous?
Travis beni sinir etmek için mi uğraşıyorsun?
- No. Well you make me a little nervous but don't tell anyone.
- Sen beni biraz heyecanlandırıyorsun.
Loaded guns pointing at me, they make me a little nervous. You know?
Başıma çevrilmiş silahlar beni biraz gerer, anlıyor musun?
you make me happy 42
you make me laugh 67
you make me feel 28
you make a good point 33
you make me sick 180
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
you mean 3569
you make me laugh 67
you make me feel 28
you make a good point 33
you make me sick 180
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
you mean me 104
you mean you don't know 16
you made it 730
you miss me 101
you meant it 23
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
you mean me 104
you mean you don't know 16
you made it 730
you miss me 101
you meant it 23