You make me happy перевод на турецкий
625 параллельный перевод
Won't you make me happy?
Beni sevindiremez misin?
I could never forget... the way you make me happy each minute!
Beni ne kadar mutlu ettiğini bir an bile unutmayacağım. Asla.
Not till you make me happy.
Beni mutlu edene kadar olmaz.
You can't make me go! Please! I'm happy.
Seninle ilgileneceklerdir.
You're enough to make me happy.
Mutlu olmama sen yetiyorsun.
You don't want me to confess just to make you happy, do you sir?
Sadece sizi memnun etmem için itiraf etmemi istemiyorsunuz, değil mi bayım?
Today, you'll make me very happy by doing the same for Elizabeth.
Bugün sen de aynısını Elizabeth için yaparak beni çok mutlu edeceksin.
Don't you want to make me happy?
Beni mutlu etmek istemiyor musun?
You make me so happy, Your Majesty.
- Beni çok mesut ettiniz, Majesteleri.
It seems to me you could make some girl wonderfully happy.
Bence bir kızı çok mutlu edebilirsin.
You have made me very happy today, Catherine... and I hope you will continue to make me happy.
Beni bugün çok mutlu ettin Catherine. Umarım mutlu etmeye de devam edersin.
It would make me most happy to think of you sitting before your own fire with your own children playing near at hand.
Beni en çok, sizi evinizin şöminesi önünde otururken ve kendi yakınınızda çocuklarınız oynarken düşünmek daha mutlu ederdi.
It would make me very happy if you do it.
Eğer boşanırsan beni çok mutlu edersin.
Here I have been laboring under the delusion that you and I were so in sympathy, so one that you'd know what would make me happy.
Yekdiğerimizin ne hissettiğini bilecek kadar uyumlu ve bir olduğumuz yanılgısı içindeymişim. Beni neyin mutlu edeceğini bilirsin sanmıştım.
Tell me he picked you up on the train and you'll make me a happy woman. - Greetings.
Seni trende bulduğunu söyle, bu da beni ziyadesiyle mutlu edecek.
Because you could make me perfectly happy.
Her bakımdan beni mutlu edebilirdin çünkü.
I don't want anybody to tell you how to make me happy.
Beni nasıl mutlu edeceğinizi size birilerinin söylemesini istemem.
You think new curtains are enough to make me happy.
Yeni perdeler beni mutlu eder sanıyorsun.
You'll make me very happy if you hit the road
Defolup gidersen beni çok mutlu edersin
You make me very happy.
Beni çok mutlu ettin.
I'd try to make you happy, if you still want me.
Seni mutlu etmeye çalışırım, beni hal istiyorsan.
- You make me real happy.
- Beni gerçekten mutlu ediyorsun.
You make me very happy.
Beni çok mutlu edersiniz
You make me very happy.
Beni çok mutlu ettiniz.
Did you think it would make me happy to see you like that?
Seni bu şekilde görmenin beni mutlu edeceğini mi düşündün?
Now, you can make me happy.
Şimdi, beni mutlu edebilirsin.
You can depend on me. That would make me so happy
Bana güvenebilirsen, beni çok mutlu edersin.
You make me feel happy.
Beni çok mutlu ettiniz.
Granddad, if you promise me Anders and Anne can have each other, then I'll promise you something that will make you really happy.
Dede, Andersle Anne'in birbirlerine kavuşacağına söz verirsen, ben de sana bir söz vereceğim. Seni mutlu edecek.
But gentle lords, you make me very happy.
Ama nazik Lordlar, beni çok mutlu ediyorsunuz.
Having a shop would make you happy and making you happy makes me happy.
Bir dükkân sahibi olmak sizi mutlu edecek... ve sizin mutlu olmanız beni de mutlu eder.
I will never forget how happy you make me every minute.
Beni ne kadar mutlu ettiğini bir an bile unutmayacağım.
Tell me, how can I make you happy?
Söyle bana, seni nasıl mutlu edebilirim?
But I... I am going to die soon, Helene, and it would make me very happy to know that you would not be alone, that you would marry again.
Ama yakında öleceğim ve senin tekrar evlendiğini ve yalnız olmadığını bildiğim için çok mutlu olacağım.
- To make me happy. You said that. But to go on, I have to be happy too.
Biliyorum, mutlu etmek istedin ama devam etmek için benim de mutlu olmam gerekir.
Stay with me, and I'll make you happy.
Benimle kal, seni mutlu edeceğim.
It would make me very happy if you and Luciani met each other and became friends.
Luciani ile tanışıp arkadaş olmanız beni çok mutlu eder.
You said you would make me happy
Buradan gidelim! Benimle birlikte mutlu olmak istediğini söylemiştin.
We were nice, we were happy, then you give me a kiss and run off with him and you make me feel like nothing, Rose!
Güzel anlaşıyorduk, mutluyduk. sonra bana bir öpücük verip onunla kaçtın. Kendimi bir hiç gibi hissetmemi sağladın, Rose!
Would you like to make me really happy?
Beni gerçekten memnun etmek istiyor musun?
You want me to make him happy?
Onu mutlu etmemi ister misin?
"I hope the man you marry will make you as happy as your father made me."
"Umarım evlendiğin adam seni babanın beni mutlu ettiği kadar mutlu eder."
I thought you were gonna make me happy.
- Hani beni mutlu edecektin?
You know, you two make me feel quite extraordinarily happy.
Siz ikiniz kendimi olağanüstü iyi hissetmemi sağladınız.
Giacobbe, it's you who taught me that you must jump to make them happy, jump now.
Giacobbe, şimdi atlarsan onların istediğini yapmış olacaksın, bunu bana sen öğretmiştin.
Oh, Gengobe, you just make me so happy...
Gengobe... beni o kadar memnun ettin ki...
Oh, Cotton, you make me so happy... you and the eggman.
Oh, Cotton, Beni çok mutlu ettin... sen ve yumurtacı.
Tell me what you want to make you happy.
Seni nasıl mutlu edebilirim, söyle.
You make me feel so happy.
Beni öyle mutlu ediyorsun ki.
You make me very happy.
Beni çok mutlu kıldın.
You both make me very happy
İkiniz de beni çok mutlu kıldınız.
you make me laugh 67
you make me feel 28
you make a good point 33
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
make me happy 23
you make me feel 28
you make a good point 33
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
make me happy 23
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you made it 730
you meant 25
you miss me 101
you mean you don't know 16
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you made it 730
you meant 25
you miss me 101
you mean you don't know 16