You might be surprised перевод на турецкий
95 параллельный перевод
You might be surprised.
Şaşırabilirsin.
You might be surprised how it changes the way you feel.
DuyguIarını nasıI değiştirdiğine şaşacaksın.
Well, you might be surprised, ma'am.
Belki şaşıracaksınız, hanımefendi.
You might be surprised by what happens.
Sonucuna belki sen bile şaşıracaksın.
And you might be surprised at just how good you can be.
Ve bu işte ne kadar başarılı olduğunuzu gördüğünüze şaşırabilirsiniz de.
- You might be surprised.
- Şaşırabilirsin.
I think you might be surprised about the change you can inspire in a man. Or a god.
Bence bir adamda sebep olabileceğin değişikliğe şaşırabilirsin... ya da bir Tanrı'da.
Actually, you might be surprised but that's kind of why we're here.
Aslında, şaşırabilirsiniz ama burada olmamızın sebebi bu.
You might be surprised.
Şaşırmış olmalısın.
- You might be surprised.
- Neler yapabileceğine şaşırabilirsin.
You might be surprised which one of us gets eaten.
Hangimizin yem olduğunu görünce çok şaşırabilirsin.
You might be surprised.
Ben olsam o kadar emin olmazdım.
If you give this situation half a chance... you might be surprised at how good it can be.
Eğer bu duruma biraz olsun şans verirsen sonuçuna sen bile şaşırabilirsin.
# If you look inside yourself you might be surprised #
? İçinize baktığınızda orada bir? ?
Try one, you might be surprised.
Bir tane dene, şaşıracaksın.
You might be surprised what a temptation our technology can be.
Bizim teknolojimizin cezbediliciği nelere kadirdir bilseniz şaşarsınız.
You might be surprised
Saymakla bitmez.
- You might be surprised.
- Sen sürpriz olabilir.
I mean, you might be surprised.
Demek istediğim, hayrete düşebilirsin.
Well, you might be surprised to learn that this is the first offer of marriage I've had all week.
Bütün hafta boyunca aldığım tek evlenme teklifi olduğunu duyunca şaşıracaksın.
Now, you might be surprised... but I have always been partial to Chinese.
Şimdi, belki şaşıracaksınız ama.. Ben hep bir Çin taraftarı olmuşumdur.
Nevertheless, and you might be surprised to hear this...
Konuya gelelim. Bunu duymak senin için sürpriz olabilir.
You might be surprised to know that I have a girlfriend who... loves to dance.
Dans etmeye bayılan bir sevgilim olduğunu öğrenmek sizi şaşırtabilir.
You might be surprised by my answer...
Yanıtım sizleri şaşırtabilir. Buna "şans" yardım etti.
This cigar, when you smoke it, you might be surprised by its effects.
Bunu içtiğin zaman etkileri karşısında şaşırabilirsin.
Kids, when you reach your late 20s you might be surprised to discover you still don't have life quite figured out.
Çocuklar, 20'li yaşlarınızın sonuna geldiğinizde daha tam oturmamış bir yaşantıya sahip olduğunuzu görüp şaşırabilirsiniz.
so I googled him, and you might be surprised to learn that richie, in his youth, won three atv motocross championships.
Google'da aradım ve gördüm ki, siz de duyunca şaşıracaksınız, Richie gençliğinde üç tane ATV Motokros şampiyonluğu kazanmış.
Still, once you do homenut, you might be surprised to see that you did make a difference.
Yine de, arkasında durduğunuzda, bir şeyleri değiştirdiğinizi fark edip şaşırabilirsiniz.
You might be surprised by how much you enjoy it.
Ne kadar eğlendiğine şaşıracaksın.
You might be surprised to learn that I've only been to one other wedding.
Bir önceki düğün deneyimimde... ne öğrendiğimi bilseniz şaşırırsınız.
You might be surprised by what you find.
Bulacakların sürpriz olabilir.
You might be surprised at what he's capable.
Onun yapabileceklerini görsen şaşırırsın.
I think you might be surprised with what I can accomplish.
Neler başarabileceğimi bilsen şaşardın.
I Think You Might Be Surprised.
Bence, şaşırabilirsin.
And if you think nothing could live here, you might be surprised.
Burada hiçbir şeyin yaşayamayacağını düşünüyorsanız, şaşırabilirsiniz.
After all, you might be surprised to hear, that thay all have quite an impressive area of gadgets, engineered in their bodies..
Sonuçta, duyduğunuza şaşırabilirsiniz ama hepsinin vücutları bölgedeki en etkileyici ekipmanlarla donatıldı.
You might be surprised.
Çok şaşıracaksın.
Now, let's play a duet good and loud. You'll be surprised at what might happen.
Şimdi bir düet yapalım, olacaklara şaşıracaksınız.
You might be shocked, or agreeably surprised.
Ya şok olursun, ya da bayılırsın.
You might be more surprised to learn how high up the ladder this dirty little secret goes.
Bu sırrın ne kadar derinlere gittiğini bir bilseniz, şaşkınlıktan küçük dilinizi yutardınız.
Then you might be a little surprised by your profile.
O zaman profilinde biraz şaşırabilirsin.
You might be surprised.
Fazla isim olduğunu sanmıyorum.
While this might not seem like a particularly good day for you, you'd be surprised.
Bu sana pek de iyi bir gün gibi gelmeyebilir ama şaşırabilirsin.
Prepare for the worst and who knows, you might be pleasantly surprised.
En kötüsüne hazır olur kimbilir, hoş bir sürpriz de yaşayabilirsiniz.
You might be pleasantly surprised.
Belki gördüklerin seni şaşırtır, memnun olursun.
- You, uh, might be surprised. - Yeah?
Şaşırtırım seni.
When you think about what he lived through since his incarceration... I wouldn't be surprised that he might have cracked... and wanted to escape from all media attention.
Hapse girdikten sonra yaşadıkları düşünülürse çok rahat çöküp aşırı medya ilgisinden kaçmış olabilir.
So as you might not be surprised to hear a big issue with students is the recent crackdown on underage drinking in off-campus bars.
Duyduğunuza şaşırmayacaksınız ama. Hearst'teki en büyük sorun, yaşı tutmayan öğrencilerin kampüs dışı barlarda içmeleri.
Eh, you'd be surprised what a man of the cloth might believe.
Bir din adamının nelere inanabileceğini bilseniz çok şaşırırdınız.
You can see why I might be a little surprised to hear that you're now singing my praises.
Şu anda beni övmen konusunda kafamın neden karıştığını anlayabilirsin.
In fact, I think you might be really, really surprised in the next few days.
İşin gerçeği, önümüzdeki günlerde çok şaşıracaksınız.
you might like it 24
you might think 18
you might be right 102
you might as well 26
you might say that 33
you might say 135
you might want to 27
you might 132
you might have 18
you might ask 17
you might think 18
you might be right 102
you might as well 26
you might say that 33
you might say 135
you might want to 27
you might 132
you might have 18
you might ask 17
you might just make it 23
you might learn something 35
you might need this 21
you might not 20
you might need it 24
you might have to 16
you might be 35
you might want to see this 26
you might just make it after all 22
you might as well know 16
you might learn something 35
you might need this 21
you might not 20
you might need it 24
you might have to 16
you might be 35
you might want to see this 26
you might just make it after all 22
you might as well know 16
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
you mean me 104
you mean you don't know 16
you made it 730
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
you mean me 104
you mean you don't know 16
you made it 730
you miss me 101
you meant it 23
you must be tired 132
you mess with me 18
you mean now 32
you mean her 17
you mean like this 37
you mean that 100
you missed me 68
you mustn't 153
you meant it 23
you must be tired 132
you mess with me 18
you mean now 32
you mean her 17
you mean like this 37
you mean that 100
you missed me 68
you mustn't 153