Anlatayım перевод на английский
4,777 параллельный перевод
Dinleyin, anlatayım.
Listen, let me talk to you.
Sebebini anlatayım.
Let me tell you why.
Nasıl anladığımı anlatayım.
" Let me tell you how I figured this out.
Nedenini anlatayım.
Let me tell you why.
İşler nasıl boka sardı anlatayım.
Let me tell you how shit hit the fan.
Ne kadar berbat durumda olduğumu anlatayım size.
Listen, let me tell you how messed up I was.
Wayne'in işine neden son verdiğimi anlatayım.
Um... Here's why Wayne got fired. Let me tell you why.
Sana şimdi ne yapacağımızı anlatayım.
Let me explain how this is gonna go.
Şunu açıkça anlatayım.
Let me make this very clear.
Onlara sen mi anlatmak istersin yoksa ben mi anlatayım?
Do you want to tell them, or should I?
- Anlatayım Bob. Arabama atlayıp gaza bastım.
I just got in my car and drove it.
Ben anlatayım.
I'll tell you what happened.
Hatırlat da sana bu hikayeyi anlatayım.
Remind me to tell you that story.
O zaman sana şunu anlatayım...
And then I tell you something...
Sam'in öldüğü gece olanları anlatayım sana.
Let me tell you what happened that night that Sam died.
Neden anlatayım?
Why should I?
Ben hala Nicholson'ın hikayesinin daha iyi olduğunu düşünüyorum, niye olduğunu anlatayım.
I still think the Nicholson story is better, and I'll tell you why.
Balayınızı biraz daha heyecanlandırmanın bir yolunu anlatayım.
Let me tell you something that's gonna make your honeymoon a little more exciting.
Ekibin başında hâlâ sen mi varsın yoksa derdimi Boden'a mı anlatayım?
So, are you still in charge of our truck, or do I have to go around you and talk to Boden?
Beni yemeğe götür ben de sana şarap hakkında bildiğim her şeyi anlatayım.
You take me out to lunch, and I will tell you everything I know about wine pairings.
Sana tüm boyutlarıyla anlatayım, olur mu?
So let me just give you the full format, okay?
Sana derdimi anlatayım istiyorsan. Kendim olmama izin vermeyip beni kontrolün altında tutmaya çalışıyorsun!
And as for what's wrong with me, it's you, because you're always trying to control me, not letting me be a guy!
Ben anlatayım. Burada yapmamız gereken bir iş var. Ve ben Volm'a bizim yerimize yapacak kadar güvenmiyorum.
We've got a job to do here, and I do not trust these Volm to do it for us.
Texas'taki kilisemde ne yaptığımızı sana anlatayım.
I'll tell you what we'd do in my church back in Texas.
- Ne anlatayım?
- Tell them what?
Şey, otobiyografimi okuyamayacak olacağınız için anlatayım.
- Well, since you won't be around To read my autobiography, I'll tell you.
Daha anlatayım mı?
Want me to say more?
... şimdi de basit şeyleri basitçe anlatayım, değil mi?
So now I can keep it straighforwardly simple.
Sana neye dönüştüğümü anlatayım ki bıraktığın etkiyi tam olarak anlamış ol.
So, let me tell you how I turned out, just so you're crystal clear on your impact.
Yani Brooms'ları mı anlatayım?
You mean tell you about the Brooms?
Senin anlayacağın dilden anlatayım.
Let me put this in terms you'll understand.
Hadi size ufak bir hikâye anlatayım.
Let me tell you a little story.
Bırak da sana sonunun nasıl olduğunu anlatayım!
Let me tell you where it ends!
O zaman ben de her şeyi anlatayım.
I might as well come clean.
- Sakin ol, anlatayım.
- Just relax and I'll explain to you.
Ne olduğunu öğrenmek istiyorsan sana her şeyi anlatayım.
You want to know what happened? I'll tell you what happened. I don't care what happened.
Demek istiyorsunuz ki, ben size birşeyler anlatayım ve siz bana birşeyler anlatın ve böylece arkadaş olalım?
You mean, I tell you things and you tell me things and then we're friends?
Ben anlatayım sana Walt'u gözlük suratlı.
I'll give you the goods on Walt, Glasses Face.
Dur sana iyice anlatayım.
Let me make this totally clear.
- Ortamı anlatayım dedim.
Just to give you the context.
Anladın mı? Yoksa bir daha mı anlatayım?
Do you understand that or should I say it again?
Biraz hikâyenin geçmişini anlatayım.
All right. Now a little backstory.
Kaba hatlarıyla anlatayım o zaman.
Just the broad strokes, then.
Öyleyse izin ver ben anlatayım.
Then allow me.
- Detaylarıyla anlatayım yani?
- You'd like the specifics of that, huh?
Ashley'e bunu anlatayım da gör!
Wait till Ashley finds out!
Anlatayım mı?
Let me give it to you.
Sana bir şey anlatayım.
Let me tell you something.
Sana neden sorunlarımı anlatayım ki?
Why the hell should I tell you my problems?
En baştan anlatayım.
So there's this girl - I should start from the beginning.
- Tamam, anlatayım.
- All right, I'll tell you.
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207