Anlat bakalım перевод на английский
2,050 параллельный перевод
Anlat bakalım.
Spit it out!
Anlat bakalım.
Talk to me.
Neden yaşamayı hak ediyorsun anlat bakalım.
Tell me why you deserve to live.
Anlat bakalım neler oldu?
So, tell me what happened.
- Lila, anlat bakalım. - Hayır, hayır.
Lila, go on, tell it.
Anlat bakalım.
Okay, spill it.
- Anlat bakalım...
- Tell me.. - Sir..
Anlat bakalım.
Tell us. Just tell us.
Anlat bakalım, Patterson?
Well, Patterson?
Anlat bakalım Julia nasıl?
And then? How are you Julia?
Anlat bakalım John, yeni, ilginç nelerin var?
So John, what of new and interesting?
- Anlat bakalım.
- You tell me.
Peki anlat bakalım... bana tarzından bahset.
So tell... tell me about your approach.
Zigong, anlat bakalım...
Zigong, tell me
- Anlat bakalım, eğleniyor musun?
- So, having fun?
Anlat bakalım.
Go ahead.
Orada neler var anlat bakalım.
Tell me what else there'the'out...
Anlat bakalım nasıl gidiyor?
Tell me : How's it going?
Anlat bakalım.
Enlighten me.
O zaman olanları anlat bakalım!
Then part your lips and see it done!
Küçük peri masalını anlat bakalım.
Spin your little fairy tale.
Anlat bakalım, Lacy benden tam olarak ne istiyorsun?
So, tell me, Lacy, what is it exactly that you need from me?
- Anlat bakalım.
- Tell me everything.
Anlat bakalım.
Now you have to tell me.
Anlat bakalım gecenin bir yarısı, kendi başına büyük bir otel odasında kalabalığın haykırışlarının heyecanıyla tek duyduğun, o lanetli seslerken şarkıyı söyleyen oğlunun sesi "On and On"...
So tell me late at night when you're all alone in that big hotel suite and the adrenaline of the cheers from the crowds have long subsided and all you are left with are the haunting sounds of your son singing "On and On"...
İyi misin, dostum? Anlat bakalım, ne var?
You all right, pal?
Anlat bakalım.
Tell me about it.
Anlat bakalım.
Okay. Tell me about it.
Anlat bakalım, Liam.
Talk to me, liam.
Anlat bakalım öyleyse.
Do tell, then. Please.
- Anlat bakalım, bitir şu hikayeyi.
. Go on, finish your story.
Anlat bakalım.
Let's hear it.
- Anlat bakalım.
Tell me.
Anlat bakalım.
Shoot
- Hey, hey, hey. Ne? Anlat bakalım.
Hmm?
Şu montaj işini anlat bakalım.
Steve. So tell me about news gathering.
Peki anlat bakalım, şu yıllıkları asla bulamadın mı?
So what's the deal, you never found this thing?
Evet, anlat bakalım.
- Thai. So talk.
- Anlat bakalım.
- Tell me.
Anlat bakalım.
So, tell me.
Yeni değişiklikleri anlat bakalım.
So... talk me through these new changes.
Hadi ama artık. Olan biten her şeyi anlat bakalım.
Fill me in on everything that's been going on and don't leave out the good parts.
Jamie hakkında neler bildiğini anlat bakalım
Tell us what you know about Jamie
Anlatın bakalım. Nasıl tanıştınız?
- Hvordan mødtes I?
- Anlatın bakalım.
- Talk to me.
Şimdi en son nerede kalmıştık bir bakalım Barry Brown'un ölümü üzerine dayılarının nasıl üzüldüğünü anlatıyordun.
OK, now, picking up where we left off when we last spoke, you were telling us how upset your uncles were over the death of Barry Brown.
- Anlat bakalım.
- Go ahead.
Anlatın bakalım.Neler oluyor?
So? Tell me. What's going on?
- "Hadi anlat bakalım" için.
Show and tell, apparently.
Anlatın bakalım, siz ne gördünüz?
So tell me what you saw.
Anlat bakalım.
So good.
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43