Başın nasıl перевод на английский
1,294 параллельный перевод
- Başın nasıl?
- How's that head of yours feeling?
- Başın nasıl?
- How's your head?
Başın nasıl, adamım? Hmm?
How's your head, man?
- Başın nasıl?
How's your head?
Amy, başın nasıl?
Amy, how does your head feel?
Bu mekanın kirasını tek başıma nasıl ödeyeceğim?
HOW THE HELL AM I SUPPOSED TO PAY THE RENT ON THIS PLACE
- Baş ağrıların nasıl bugün?
- How's your headache today?
Korkularınızla nasıl baş edeceğiniz sizin değerliliğinizi kanıtlar.
How you deal with fear will prove your worthiness.
Filmlerde, sorumlu vatandaşların kendi başlarına basını nasıl izleyebilecekleri de anlatılıyordu.
The films also showed how the responsible citizens could monitor the press themselves.
Başın nasıl?
- How's your head? .
Başının üstü, Nasıl da kıpkırmızı...
Upon your head How golden-red
Başın, burunsuz ve kulaksız nasıl görünürdü?
How would that head look without the ears and nose on it?
Onlar gittikten sonra babam bir saat boyunca bağırdı durdu. Politik kariyer şansını nasıl heba ettiğimi başıma kaktı.
They left him to scream at me for over an hour about how I could flush any chances of a political career down the toilet.
Peki ya ölü oldukları söylendiği sırada yatağının başında olan kişilerin söylediklerini hatırlamalarını nasıl açıklıyorsun? Giysilerini tarif etmelerini, kıravatlarındaki desenlere kadar?
How do you explain their ability to recall what everyone said... around their deathbed after they were declared dead- - to describe what the doctors were wearing... down to the patterns on their ties?
Bana en başından beri, karına nasıl ulaşacağını bildiğini mi söylemeye çalışıyorsun?
Are you telling me you've known how to reach her from the start?
Yarın neler olacağını kim bilir? Tek başına nasıl yaşayacaksın bir düşün.
Who knows what will happen tomorrow Think how you'll live alone.
Tek başınıza halledebileceğinizi nasıl düşünebildiniz. - Aslında hiç böyle yapmaz.
- Actually he is never like this.
Baş ağrın nasıl oldu?
How are your headache?
- Evet. İçinde ateş düşürücü yazıyor, başım ağrısını nasıl geçirebilir ki?
- Yes it says it fights fever how will this help my headache?
Dylan, başımızın derde gireceğini biliyordum ama buradan nasıl kurtulacağımızı bilmediğimi söylemiştim.
Dylan, I told you- - I know that we are in trouble, but I don't know enough to know how to get us out of it.
Kendimi bir masanın üzerine yatırılmış olarak görebiliyorum çıplağım, aklım başımda değil ve onlar benim çıplak ve yardıma muhtaç bedenim üzerinde kimbilir nasıl deneyler yapıyorlar.
I can just see myself lying on a table no clothes, no will, while they probed and explored and did whatever they wanted to my naked, helpless body.
Duyumlarımıza göre, SEC başınızın çaresine nasıl bakacağınızla yakından ilgileniyormuş.
We hear that the SEC is very interested in how you take care of your own
Baş ağrın nasıl?
How's the hangover?
Bunu kendi başına nasıl yapacağını öğretirim.
I'll teach you how to do it on your own.
Peki, kulpta yazan baş harflerinizi D.B., nasıl açıklayacaksınız?
Well, how do you explain your initials, D. B., on the handle?
Bir cinayet soruşturmasını mahvetmek Jiminez'i nasıl başımızdan alacak?
How is screwing up an investigation gonna keep Jiminez off our backs?
Basın turu nasıl gidiyor?
So, how's the press tour going?
Kendine hakim olamayarak yabancılarla yatmak... arkadaşlarınla ya da ailenle yakın ilişkin olmaması... nefret ettiğin bir iş ve biten bir ilişki... bütün bunlarla nasıl baş ediyorsun?
How does having compulsive sex with strangers... no close relationship with friends, or family... a job that you hate, and a broken engagement... feel manageable to you?
Sevgilinin çoğu zaman nerede olduğunu bile bilmezken başının dertte olup olmadığını nasıl bileceksin?
You don't know where he is, so how do you know if he's in trouble?
Zoe, saat başı, Harry'nin gözünü boyamak için McCann'ı ve bombalama olayını nasıl durduracağımızı tekrar tekrar yazacaksın
Zoe, you're going to rewrite Special Ops on how we're stopping McCann and his bomb for Harry's eyes.
Davaya basının ilgisi nasıl?
How are you doing with the media coverage on this case?
Diğer tüm çocuklar anneleri tarafından alınırken ve burnunuz ölümüne donarken okul kapısında tek başınıza beklemenin nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what it's like to be waiting at the school gate all on your own, with your nose freezing to death while all the other kids get picked up by their moms?
Bir dakikalığına zevzekliği bırak lütfen ve aklını başına toplayıp, Brooklyn'e nasıl gidebileceğimi söyle bana.
Please stop jabbering for one minute... and pull your wits together and tell me how to get to Brooklyn.
Sadece dikkatlice dinle ve arasıra başını salla. Konuşman gerekirse, sadece, "Bu konuda nasıl hissediyorsun?" de.
Just listen attentively, nod occasionally, and if you must speak, simply say,
Sadece adınızın orada nasıl basıldığını öğrenmek istiyorsunuz. Yanlış mıyım?
You just want to know how to get your name in print, right?
Bay Gilliam, aristokratların suçları ile nasıl baş edersiniz?
Mr. Gilliam, how would you deal with white-collar crime?
Başımıza nasıl bir kâbus geldiğine inanamayacaksın.
You wouldn't believe what a nightmare this has been!
"Başınızı nasıl bir derde soktu." Annem onlara inanıyor ama ben inanmıyorum.
And mommy believes them, and I don't.
Peki, bu iki bölgedeki devlet destekli terörizme karşı açılan savaş, o yeni safhanın gerçek anlamda başını çeken insanlar tarafından nasıl sürdürülmüştü.
Well, how was the war against state sponsored terrorism waged in those two regions by the people who in fact are leading the new phase, so pretty close historical continuity not just those two of course.
Hazır müşterilerin olacak, işleri nasıl yürüteceğini bileceksin akıllıca davranacaksın, dahası bunu tek başına yapamazsın, oğlum.
- Mm-hmm. Gotta have your clientele, man, you gotta know how to move it, you gotta be smart about it. And besides, you can't do this shit by yourself.
Nasıl oluyor da bu ayyaşın başı hep belaya giriyor?
How come that drunk's always getting into trouble?
Mr Waffle'ın nasıl ısırılacağını merak ettim ve işte maymunlar iş başındaydı.
I wonder how Mr Waffle's gonna bite it? Then there were the monkeys in the works.
Her ne kadar tesisten uzakta, kendi başına yaşasa da takıldığı kişilerin nasıl olduklarını anlamaya çalışırım.
Even though she's living on her own away from the facility, I try to get a feel for the quality of people she hangs out with.
Sandra baş ağrın nasıl?
Sandra how's your headache?
Başınızın nasıl belada olduğunu söylememe gerek yok herhalde.
Don't think I have to tell you folk the kinda trouble you're in!
Başınızın nasıl belada olduğunu söylememe gerek yok herhalde.
Don't think I have to tell you folk the kinda trouble you're in.
Ama bu kumaşların hepsi başımı ağrıtıyor. Sence bu nasıl?
I keep wanting to give this room a little spruce... but for the life of me... every one of these fabrics gives me a headache.
Fırçayla başını nasıl derde soktu?
How'd he get in trouble with a whisk?
Başının üstünde bir çatı bile yokken ya da bir sonraki yemeğini nereden bulacağını bilmezken nasıl başaracak?
Not even a-A... a roof over his head, Or knowing where his next meal is coming from?
Başımızın nasıl bir belaya gireceğinin farkında mısın?
TO THE STREET. THIS IS NOT THE WAY TO DEAL WITH THIS.
Sizin kızınız olsa bu durumla nasıl baş edileceğini bilirdiniz.
If she was your daughter, you'd totally know how to handle it.
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701