Belki de değildir перевод на английский
1,982 параллельный перевод
Belki de değildir.
You know, maybe not.
İyi bir fikir gibi gelmişti ama, belki de değildir.
Seemed like a good idea, but, you know, maybe not.
Belki de değildir.
Or maybe not.
Belki de bunu yapan insan değildir.
Maybe it wasn't a person at all.
Belki de iyi bir fikir değildir.
Maybe this isn't a good idea.
Onları durdurmak fikri belki de iyi değildir ama onlara yardım etmek işe yarayabilir.
Maybe the idea isn't to stop them But to figure out a way to help them.
Belki de zannettiğin gibi hoş biri değildir.
Maybe he wasn't as nice a guy as you think he was.
Belki de dışarıda değildir.
Well, maybe not on the outside.
Hayır, tüm söylemek istediğim, belki de - düğün için uygun bir zaman değildir.
No, all I'm saying is, maybe this is not the perfect time to plan a wedding.
Belki de kızımız hazır mal alan biri değildir.
Okay, so maybe our girl isn't somebody who buys off the rack.
Belki de öyle değildir.
Maybe not.
- Belki de o kadar kötü değildir.
Maybe that isn't so bad.
Mine çiçeği aklına girmemi engelliyor olabilir ama belki de hedefim aklı değildir.
- The vervain keeps me out of her head. Maybe that's not my target.
Belki de zamanla doğru değildir.
Maybe it's not the right time.
Belki de House aslında kötü birisi değildir.
And maybe House isn't so bad after all.
Belki annesi değildir de teyzesidir.
Maybe it wasn't her mother. Maybe it was her aunt.
Belki de tamamen bir gerginlik değildir.
Okay, maybe it's not a complete stretch.
Belki de "Korkuyu Sakla" değildir.
Oh. Well, maybe it's not Cape Fear then.
Belki de Thor o kadar güçlü değildir.
Perhaps Thor is not so powerful after all.
Belki de bu bir ayrılık değildir.
Well, maybe this isn't a breakup.
Dinle, belki de bunun zamanı değildir. Neden?
- Maybe now's not the time.
Belki de o, senin için "özel" kişi değildir.
Well, maybe he's not the one for you.
Belki de Lee Wuan Kai değildir.
Maybe it's not Lee Wuan Kai after all.
- Belki de zamanı değildir.
- Maybe now is not the time.
Belki de soğuk değildir.
Maybe he's not a cool customer.
Vay, belki de bu bilinçlendirme fuarı değildir belki de bulaştırma fuarıdır.
Wow, this may be the only STD fair to actually spread STDs.
Belki de iyi bir fikir değildir.
Maybe this isn't such a good idea.
Ama belki de düşündüğü gibi değildir.
But maybe not as well as he thought.
Belki de sigara içmek o kadar kötü bir şey değildir.
You know, maybe smoking's not so bad.
Bu da eğlenceli sayılır. Belki de kan değildir.
Well, maybe it's not blood.
Belki de Darryl, o kadar da kötü biri değildir.
Wow. Guess maybe darryl isn't such a bad guy after all.
Belki de o değildir.
Wasn't it her..?
Tamam. Belki hepsinde ustalaşamadım ama belki de spor bana göre bir şey değildir.
OK, may be I didn't master all of them, but may be athletics aren't my calling.
Belki de grup değildir.
And maybe it's not a band.
Belki de hayatım senin bahsettiğin kadar güzel değildir.
Maybe my life isn't as blessed as you paint it to be.
Şu anki durumu düşünürsek bu yangın belki de bir kaza değildir.
Given our current situation, I'm thinking this fire might not be an accident.
Rach belki de bu iyi birfikir değildir.
Rach, maybe this is not a good idea.
Belki de onun bardağı değildir.
Well, maybe it's not his cup.
- Göründüğü gibi değildir belki de.
- Maybe it's not what it looks like.
Belki de kurtarmaya çalıştığım kişi sadece o değildir.
Maybe it's not just her I'm trying to save.
Belki de yatılı okul çok kötü değildir...
Maybe it's not so bad to go to boarding school.
Belki de sorun hep işvereninde değildir.
Maybe it's not always your employers.
Ama belki de orada değildir.
But maybe it's not.
Kusura bakmayın, ama bize lazım olan şey oyunu kurtaracak biri değildir belki de.
With all due respect, maybe a game changer's not what we need.
Belki de en güzeli değildir.
Maybe not ever.
Belki de o son İnsan değildir.
Maybe he's not the last one.
Bilmiyorum. Belki de gitmek iyi bir fikir değildir.
I don't know, maybe leaving isn't such a good idea.
Belki de üzerine vazife değildir Albert.
Maybe it's none of your business, Albert.
Pardon, belki de o senin standartlarına uygun değildir.O bir Seal değil.
Oh, I'm sorry, maybe he's not up to your standards. He's no Seal.
Bilmiyorum, belki de öyle değildir.
I don't know, maybe not.
- Belki de benim hatam değildir.
- So maybe it's not my fault.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38