Belki de vardır перевод на английский
2,327 параллельный перевод
Belki de vardır.
I would think so.
Belki de vardır.
Or perhaps I am.
Belki El Cielo'da erkekler de vardır.
Perhaps there are also known as men in El Cielo.
Belki de Welke'nin vardır?
Maybe Welke did.
Belki de bilinçaltının derinliklerinde saklı onu utandıracak ve suçlu olmasını düşündürecek bir anısı vardır.
Maybe- - I mean, I don't know, maybe she's buried the memory in the depths of her subconscious out of shame and guilt.
Belki de üstüne giyecek bir şeye ihtiyacın vardır.
Perhaps a sweater.
Olabilir belki de Elmo Ridgefield adında bir kuzenim vardır.
Could be. Or maybe I have a cousin Elmo Ridgefield.
- Belki de bir vinci vardır.
- Maybe he's got a winch.
Belki de benim gücüme karşı bağışıklığın vardır ya da hiç kimsenin doğrulara karşı bağışıklığı yoktur.
Maybe you are immune to my powers... Or maybe no one is immune to the truth.
Belki de ona gerçek adaleti gösterecek vaktimiz vardır.
Maybe we've got time to show him some real justice.
Belki de hâlâ yeni arenanın açılışındaki oyunlara katılman için bir olanak vardır.
Perhaps there is still opportunity for you to gain placement in the opening games of the new arena.
Belki de programın bir metni vardır ve biz de o metni yayından önce görebiliriz.
Perhaps if the programme was scripted and we saw a transcript prior to broadcast?
Belki de onun bir teorisi vardır.
Hopefully, he'll have a theory.
Belki de Norn'ların bu İşte parmağı vardır.
Perhaps the Norns had something to do with this.
Belki de sizin vardır, efendim.
But maybe you do, sir.
Kaç kişiyi veya hangi sebeple olduğunu Tanrı bilir ama belki de bu amacına ulaşmak için tutuklulara ihtiyacı vardır.
God knows how many or for what reason, but... maybe he needs the detainees to accomplish that goal.
Ama belki de, hükümetinizden başka birinde vardır.
But perhaps someone else in your government did.
Belki de başka bir şeye odaklanmaya ihtiyacın vardır.
Well, maybe you just need something else to focus on.
Belki de eşyaların arasında gizliden gizliye değer verdiğin öteberilerin vardır.
Maybe you have a treasure trove of stalker paraphernalia.
Belki de haklı oldukları bir nokta vardır!
Maybe they have a point!
Belki de başımdan geçenlerin de bir parça etkisi vardır.
Maybe a bit because of some stuff I've been going through. - There it is.
Belki de sana bilgi veren biri vardır.
Maybe you got someone feeding you information.
Belki de Max'in kendisiyle alakası vardır.
Maybe it has something to do with Max himself.
Belki de Bali'ye planladığı seyahatiyle bir ilgisi vardır.
Perhaps it has something to do with his pending trip to Bali?
Belki de ona "Beyaz Kraliçe" demelerinin başka bir sebebi vardır!
Maybe there's more than one reason why they call her the white queen!
Unuttuğun bir şey vardır belki de.
Maybe you left something out.
Belki de bir yerlerde Virgil Downing'in hizmet edebileceği adalet arayan sinirli bir kız vardır.
Maybe, maybe there's a really angry girl out there that's looking for justice, the kind Virgil Downing can deliver.
Belki de onları biraz sarsmak için senin ve benim gibilere ihtiyaç vardır.
Perhaps it needs the likes of you and I to shake things up a bit.
Belki de bu sorulara cevap verecek birisi vardır.
You know what, maybe there is someone who can answer these questions.
Belki de üçüncü bir seçenek vardır.
Maybe there's a third option.
Belki de sadece gönlünü rahatlatmasına ihtiyacı vardır.
Maybe he just needs to ease his heart.
Belki metin de posta kutusunun adresi de stüdyoda vardır.
Maybe the studio has, and the P.O. box number.
- Belki de Herpes'i vardır.
- Maybe he has herpes.
Belki de defansta daha sağlam adamlara ihtiyacı vardır?
Maybe if they played more men back of centre...?
Belki de dediği gibi, başında çok fazla şey vardır.
Probably like she says, it's just one thing too many.
Belki başka bir şeyler de vardır diye düşündüm.
I thought maybe something else was going on.
Belki de birkaç kardinale daha ihtiyacımız vardır.
Well, perhaps we need some more cardinals.
Şikayette bulunanların belki de 10 katı kadar şikayette bulunmayan vardır.
For every one person who filed a report, there's got to be ten times as many who didn't.
Belki de seni uzun vadede mutlu edebilecek başka bir kadın vardır.
Maybe there's another woman out there who could make you happier in the long run.
Kim bilir, belki de dışarıda beni bekleyen milyonlar vardır.
Who knows, there may be a couple of millions waiting for me.
Belki de can simidine ihtiyacı vardır.
Yeah, maybe he just needs the kiddy bumpers.
Belki de birkaç tane babası vardır.
Maybe there's more than one.
Belki de çocukluğundan beri klinik depresyonu vardır buna bir de hamilelikte ortaya çıkan hormonal değişiklikler eklenince duygusal yeteneklerini kaybetmiş olabilir.
So what if it's a clinical depression, existed since childhood, then you add to that all the hormonal changes of pregnancy, and she's left with a completely disconnected emotional network?
Belki de ikinci bir saldırgan vardır.
Maybe there's a second unsub.
Ama belki de ortada iki farklı insan vardır.
But maybe this is two different people.
Ama belki de hizmet ettiğin Tanrı'nın başka planları vardır.
But perhaps the God you serve has other plans.
Belki de oyuncuların terapiye ihtiyacı vardır.
Maybe your guys need therapy.
Belki de onların adına çalışan başka birisi vardır.
Maybe they have somebody else working with them.
Belki de adamın aşk mektuplarını falan sakladığı kilitli bir kutusu vardır.
Maybe she had some secret lock-box or something where she stashed the guy's love letters and stuff.
Belki de senin bilmediğin başka gerekçeleri vardır, belki anlaşamıyorlardır.
There was probably other reasons why it didn't work like, maybe they weren't meant to be together.
Belki de tabloda bir lanet vardır.
Hmm. Maybe the painting's a curse.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
vardır 53
belki 3654
belki bir gün 64
belki de öyledir 60
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
vardır 53
belki 3654
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki biz 32
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki biz 32