Benimdi перевод на английский
1,138 параллельный перевод
Hiç kuşku yoktu ki para benimdi.
No doubt that it was my money.
Reis, o havlu benimdi.
Captain, that's my towel.
- O ilk benimdi.
So cute. He was mine first.
Pekala, hata benimdi.
All right, all right, fault me.
Her zaman memnun değildim ama benimdi en azından.
I didn't like it all the time, but it was mine.
O benimdi!
I've had it!
Siyahlar mı benimdi?
I'm black, right?
Camille benimdi.
Camille was mine.
Onlar benimdi!
They were mine!
- Onlar benimdi!
- They were mine!
Hatırlıyor musun, Chase, Renee ilk benimdi.
Remember, Chase, I had Renee first.
Benimdi.
That's mine.
O dergi benimdi.
That magazine was mine.
- Uşak hikâyesi benimdi sanıyordum.
- I thought I was getting the butler.
Küçük bir çocukken bu benimdi.
I had that when I was a little kid.
O benimdi.
She was mine.
- "O benimdi!"
- "He was mine!"
"O benimdi!"
"He was mine!"
O benimdi.
He was mine.
O benimdi!
He was mine!
Benimdi onlar
They are mine
Saat 10'da benimdi. "
At ten o'clock, she came across. "
Richard'dan önce benimdi o.
It was mine before it was his.
O benimdi.
She was to me.
O benimdi!
She was to me!
Benimdi. " " Şimdi de senin. "
"It was mine, and now it's yours."
Sayı benimdi.
I got the point.
Sayı benimdi, ama yeniden oynarız.
It was my point, but we'll play it over.
Sayı benimdi!
That was my point!
Arabadaki kişi adamlarımdan biriydi araba da benimdi.
The man in the car was one of my men... and the car was mine.
O Winchester benimdi.
That Winchester was mine!
O benimdi.
It happens to be mine.
O önce benimdi.
He was mine first.
Zaten bütün hata benimdi!
It's my fault, right?
- O benimdi, beni sevdi, yalnızca beni!
- He was mine, he loved me, only me!
Hepsi ölüydü ve armağan benimdi.
They were all dead and the prize was mine.
Eve döndüğümüzde William bana yardım etmek istedi... ancak ben neredeyse istemedim, çünkü o benimdi.
Once we got her home William offered his help and stuff... but it was almost like I didn't want it'cause she was mine.
Bu benimdi.
This used to be mine.
Dünya'nın kendisi kadar yaşlı ormanlar ovalar, düzlükler nadir, hassas çiçekler muazzam sessizlik ve sanat için yepyeni doğa harikaları hepsi bizimdi, benimdi.
Forests, old as the world itself... meadows... plains... strange, delicate flowers... immense solitudes... and all nature new to art... all ours... mine.
Yüzde 30 benimdi.
You owed me my 30 percent.
O benimdi.
That was mine.
- O benimdi, yani Japon şiiri değil.
- That was mine. Not the haiku thing.
Kolçak benimdi.
- I had the arm. Joe.
Pek çok insan bilmez. Springfield'daki ilk radyo benimdi.
Not many people know I owned the first radio in Springfield.
O benimdi!
It was mine!
- Benimdi o hikaye...
- My story?
Bunların hepsi benimdi.
This stuff was all mine.
Geçen sene bu dolap benimdi.
Had that locker last year.
Fil benimdi.
The elephant was mine.
- Benimdi.
- It was mine.
- Ama benimdi.
- "But mine own." It was mine.
benimdir 18
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18