Bir arkadaş перевод на английский
43,651 параллельный перевод
Reagan'nın taşınmasına izin vererek Nick'e iyi arkadaşlık yapıyorsun ama bunun olmasına izin verirsem ben iyi bir arkadaş olmam.
You were being a good friend to Nick by letting Reagan move in, but I wouldn't be a good friend to you if I just let that happen.
Sözde bir arkadaşınla bir toplantı başlattın,
You instigated a meeting with a so-called friend of yours,
Eski bir arkadaşımla konuştuğunu duydum.
I heard you had a conversation with an old friend of mine.
Bir arkadaşımın Westchester'da atış poligonu var.
A friend of mine owns a firing range up in Westchester.
Babanın bir arkadaşıyım.
I'm a friend of your father.
Sanırım konu o noktaya geldiğinde, ben sadece bir arkadaşım.
I guess when it comes down to it, I'm just a company man.
Kulübümden bir arkadaşım bir gün eve gelip " Tam sana göre bir çocuk buldum.
My sorority sister came home one day and said, " I have the perfect guy for you.
Bir arkadaşındaymış.
- He was at his friend's house. - Oh.
- Bir arkadaşı kayıp ihbarı yapmış, ben de 911 aramalarında bahsi geçen ve isminin olduğu dekolte dövmesiyle eşleştirdim.
One of her friends reported her missing, and I matched a 911 call that mentioned a very distinctive and eponymous tattoo on her decolletage.
Bir arkadaşını yanına almıştı.
She took a girlfriend.
Yakın bir arkadaşı müteahhitmiş.
A close friend of his is a private contractor.
- Eski bir arkadaşımla konuştum.
I got in touch with an old friend.
Hayvanat bahçesindeki bir arkadaşım alana kadar onunla ilgileneceğiz.
We're just looking after it until I can deliver it to a friend at the zoo.
Komployla onu öldüren bir arkadaşı olduğunu kanıtlamaz.
It does not prove that he had a partner who framed and killed him.
Ben MacGyver'ın işten bir arkadaşıyım.
I'm a friend of MacGyver's, from work.
Bir arkadaşının evine ya da...
A friend's house, or...
- Kusura bakma, bir arkadaşım işte.
Sorry, it's just a friend of mine.
Yine de özel bir arkadaşınla tanişmayı dört gözle bekliyorum. Ne oldu? Gördün mü?
I am, however, looking forward to meeting any, special friend that you might want to...
MacGyver'ın bir arkadaşıyım.
I'm a friend of MacGyver's.
Ortaokuldan bir arkadaşım.
A friend from junior high school.
Özel bir arkadaşım var.
I have a special friend.
Bu bir arkadaşın hediyesi.
It's a gift from a friend.
Bu kilisede mükemmel bir arkadaş oldu.
She's been a great friend to this church.
Annenin bir arkadaşıyım.
I'm friends with your mom.
Duş ve yemek için yine de banyo ve mutfağı kullanırdım ama bu çok amaçlı odayı bunların dışında bir şey için kullanıp eski erkek arkadaşım ve onun yeni kız arkadaşıyla karşı karşıya oturur olurdum.
Well, I'd still use the bathroom and the kitchen for showering and cooking, but I would use the multipurpose room for everything else, and I'd be living across the hall from my ex and his new girlfriend.
Genevieve'nin bir kız arkadaşı var, Suzy tamamen uygun değil, Ve eğer Joan ilgileniyorsa, burada olacaktı. Kişisel işlere katılmaktansa.
Genevieve has a girlfriend, Suzy is wholly unsuitable, and if Joan were interested, she would be here rather than attending to personal business.
Winter'ın kız arkadaşı Krsta Massey'e gönderilen şifreli bir mesaj.
A coded message addressed to Krysta Massey, Winter's girlfriend.
FBI'daki canım arkadaşımlarımın yanından daha güvenli bir yer mi var?
I mean, what safer place in the world to be than with my good friends at the FBI?
Sen o uygulamasını bir milyon dolara satan ama parayı birlikte hazırladığı arkadaşıyla paylaşmayan çocuk değil misin?
Hey, you're that kid that sold your app for a million dollars, but didn't share it with the guy you made it with.
Bir hafta önce ne güzel iki tane kız arkadaşım vardı.
Just a week ago, I had two amazing girlfriends I was crazy about.
Kadının yaşadığım ikilemde hiç bir önemi yok, ama Marcus göre, insan mesleki hayatını duygusal arkadaşı ile paylaşmalı ve bu da karşılıklı olmalı. Buna sen de katılıyor musun?
She's immaterial to my quandary, but... he feels it's imperative to share one's professional life with one's romantic partner and to have that partner reciprocate.
Bu sadece sürüngenlere karşı bencil bir oda arkadaşı olduğunu kanıtlar.
That only proves he's an inconsiderate roommate to reptiles.
Ama bu, Columbia Üniversitesi sürüngen bilimi bölümündeki arkadaşımdan bir kıyı taypanı iskeleti almadan önceydi.
But that was before a friend of mine at Columbia's herpetology department lent me the skeleton of a coastal taipan.
O yılana alınan zehir bir restoranda yedi kişiyi ve arkadaşınız Brian Beale'i öldürdü.
The venom from that species poisoned seven people at Arrondissement 21 and killed your friend Brian Beale.
Kız arkadaşı belli ki, çocuğa bir şeyler yapıyormuş ki, kedi de hayli isteksiz durumdaymış.
His girlfriend obviously does things for him that the cat is unwilling, or unable to do.
Gördüğün gibi, bir sürü arkadaşım var.
You see, I have a lot of friends.
Ama baban çok iyi bir adam, arkadaşım. O yüzden sözüne inanacağım.
But, your father is a very good man, a friend of mine, so I'm gonna give you the benefit of the doubt.
Son bir hatıra olarak arkadaşımı mutlu etmeliyim
I gotta get my friend laid as a last souvenir
En yakın arkadaşına ihanet eden bir adet ben mi?
Me betraying my best friend?
Kırgınlığına rağmen, en iyi arkadaşınsam eğer, ihanet çok ağır bir kelime derdim.
Uh, despite being offended, thinking I was your best friend, I will say this... "betrayal" is a harsh word.
Erkek arkadaşı uğruna kendini öldüren bir metres.
A mistress who kills herself to spite her boyfriend.
Ve bende ondan bir gün için erkek arkadaşın olmak istedim.
And so I asked... to... be your boyfriend for one day.
Sadece bir günlüğüne erkek arkadaşım olarak ne elde ettin?
And what will you have gotten out being my boyfriend for just one day.
Şans diye bir şey yok arkadaşım.
Not luck at all, my friend.
Ricky'nin arkadaşı bir sokak arasında öldü.
Ricky's buddy dead in an alley.
Arkadaşım Betsy'nin hüzünlü durumlar için bir Instagram hesabı var.
My friend Betsy has an insta about sad stuff.
Arkadaşının Instagram'da yaptığı bir şey için poz verdirdi.
She had me posefor some instagram thing her friend does.
Otele karısından başka birisi ile buluşmaya gittiyse kızgın bir koca veya erkek arkadaş tarafından durdurulmuş olabilir.
If he was going to the motel to meet up with someone other than his wife, it's possible he was stopped by an angry husband, a boyfriend.
O bir iş arkadaşıydı ve artık değil. Tıpkı senin gibi Don.
He was a co-worker, and now he's a no-worker, like you, Don.
Arkadaşın Howard güzel bir şey üzerinde çalışıyor mu?
Is your friend Howard working on anything cool?
Alanının zirvesindesin. Harika bir kız arkadaşın var.
You're at the top of your field, you have a great girlfriend.
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
arkadaşım 498
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşlık 38
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
arkadaşım 498
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşlık 38