Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bir tanrı

Bir tanrı перевод на английский

22,915 параллельный перевод
Yozlaşmış bir Tanrıyı yok ettiğiniz için size minnettarız, yani...
We are grateful that you took down a corrupt lord, so...
Bir Tanrıyı öldür, kuralları değiştir.
Kill a lord, change the rules.
Belki kendini bir Tanrı yaparsın!
Fuck, make yourself a lord!
Yani bir Tanrıyı öldürmek için neden toplantı düzenlenir ki?
I mean, why call a sit-down just to kill one lord?
Ne hoş bir numara, ve ne hoş bir tanrıça.
Such a lovely trick, and such a lovely diosa.
O yalan bir tanrı.
She is a false idol.
- İnsanın karısının bir tanrıyla arkadaş olduğunu söylemesi sık rastlanılan bir olay değil.
Oh, it's not every day your wife tells you that she was friends with a god.
- Gerçekten de bir tanrı mısın?
So, are you really a god?
Tanrım, onun bir kurda dönüştüğünü mü gördüm?
God, did I see him change into a wolf?
Tanrım! Nasıl bir insan böyle bir şey yapar?
God, what kind of a person does something like that?
Aman Tanrım, kocaman bir örümcek.
Oh, my God, a giant spider!
Tanrım! Başka bir tesadüf mü?
Oh, my gosh, is that another coincidence?
Tanrı Venganza, huzurunuzda olmak benim için bir onurdur.
Lord venganza, it is my honor to have an audience with you.
Tanrıları bir araya toplamalıyız.
We have to get the lords together. Now.
Ximena, Tanrılar bir araya geliyor.
Ximena,
Oradaki kıymetli Tanrın bize bir iş verdi, hatırlıyor musun?
Your precious lord over there gave us a job, remember?
Bence tanrı bir yalan.
I think God's also a lie.
Tanrı seni ona bahşederek bir hata yapmış.
God made a mistake giving you to him.
Hayır, burada emekliye ayrıldığı ve Tanrıların ona verimli bir nehir havzasında el değmemiş bir toprak parçası verdiği yazıyor.
No, it... it says that he retired, that the Lords gave him "untouched land in a fertile river basin."
Bu yüzden o bir Corleone girdi, tüm Tanrılar en kısa sürede onun sahip olduğunu indirdi.
Which is why she pulled a Corleone, had all the Lords whacked as soon as she got her.
Ölüm ile yaşam arasında duran bir adam sizi Tanrınıza ulaştıran bir adam...
The man that stands between life and death, the man that can bring you to God's doorstep,
Fareyim ve arkamda kuyruğumu sıkıştıran bir güneş tanrısı var.
I'm the rat, and I got the Sun God nipping'at my tail.
Tanrıçanın bir veba olduğunu söyledi.
( sobbing ) He said La Diosa was a plague.
Ben hiç gitmedim ama Tanrıça için buna benzer bir kiliseyi duymuştum.
I've never been, but I hear it's like a church for La Diosa.
Tanrı, bizim gibi adamları uykusunda rahat bir şekilde almıyor.
God doesn't take men like us peacefully while we sleep.
# Senin sevgin Tanrının bir lütfü #
"it is the grace of God.." ".. that your love is mine. "
# Senin sevgin Tanrının bir lütfü #
"it is the grace of God." ".. that you are mine. "
Adam tam bir aşk tanrısı.
He thought he was cupid.
Ulu Tanrım, bu bir futbol maçından bile uzun.
Jesus Christ, that's longer than a football match.
Monarşi dünyaya Tanrı'nın lütfunu aktarmak için verilen kutsal bir görevdir.
Monarchy is God's sacred mission to grace and dignify the earth.
Bu Tanrı'nın bir hediyesi.
This is God's gift.
Jessica, pek inançlı bir insan değilim diye düşünüyorum ama itiraf etmezsem yalan söylemiş olurum bazen Tanrının bir planı olduğunu düşünüyorum.
Jessica, I don't know that I've ever been much of a spiritual person, but I would be lying if I didn't admit that sometimes I think God has a plan.
Sanki Tanrı'dan gelen dev bir ışık başka bir yerde hayata yeniden başlamanı söylüyordu.
It was like a giant flashing sign from God that you need to start over somewhere else.
- Tanrım. Çok basit bir soru.
It's a simple question.
Ha bir bakkal ha Tanrı'nın Evi.
Grocery store or house of God, it makes little difference to me.
Şimdi ise Tanrı bilir hangi çelik yelekli ve eli silahlı insanlar tarafından öldürülmek isteniyorum. Ayrıca bebeğimi pis bir depoda doğurmak zorundayım.
But they have got body armor and assault rifles, and I have to give birth to my child, to a baby, in a filthy warehouse!
Belki konuşan bir köpeğin ona kadının ruhunu tanrılara kurban etmeyi emrettiğini düşünmüştür.
Perhaps he thought a talking dog was commanding him to offer her spirit to the gods.
Tanrı'nın tasvip edeceği bir şey değil. "
That's not God's way. "
"İnsanlığın ve Tanrı'nın karşısında saflığım bozuldu" olmadığı bir hafta.
"I have defiled myself in the eyes of God and man."
Serena bana göre Tanrıyla ilgili her şeye karşı çok güçlü bir nefret duygun var.
Serena, it feels like you have a pretty strong aversion to all things God.
Tanrım, burada bir yerde olmalı.
God, I must have something in here.
Bir hafta içerisinde bir kostüm ayarlayacak ve garanti ediyorum göz kamaştırıcı olacak, Tanrım.
He'll whip up a costume in like a week and guarantee it'll be stunning. Oh, my gosh, this is exciting.
Aman Tanrım, bu gerçek bir ölü adam.
Oh, my God, it's a real dead guy.
Peki Yeraltı Dünyası'nın Tanrısı'yla yüzleşebilmemiz için bize aurasını ödünç verecek yardımsever bir ölüyü nasıl bulacağız?
Okay. So how do we get a helpful dead person to loan their aura so we can confront the god of the Underworld himself?
Tanrı aşkına, Rumple. Alt tarafı bir hançer, ejderha değil ya.
For God's sake, Rumple, it's a dagger, not a dragon.
Tanrı aşkına bana bir baksana.
I mean, look at me, for God's sake.
Tanrım bir sigara içmeliyim.
Christ, I need a fag.
- Tanrı aşkına Alison bir kere de payına düşeni yap lütfen artık.
- Jesus Christ, Alison, just pull your weight for once. Please.
Tanrım, aklın anca bir şeye çalışıyor.
Jesus, you've got a one-track mind.
Tanrı sana gamalı haç verdiğinde, bir pencere açar.
When God gives you a swastika, he opens a window.
Hiçbir şirket masanın nasıl kullanıldığını bilmeyen bir hödük aramaz. Tanrım!
That's the kind of guy companies are looking for, not some bozo who doesn't know how to operate a table.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]