Bir şey daha var перевод на английский
5,599 параллельный перевод
- Yapmadıkları bir şey daha var.
Something else they're not doing.
Yapmadıkları bir şey daha var.
'Something else they're not doing.'
Bilmen gereken bir şey daha var.
There's one more thing you should know.
Başka bir şey daha var.
And it's-it's suffocating!
Bir şey daha var.
One more thing.
Bir şey daha var... yalnız gel.
One more thing... come alone.
Yapman gereken bir şey daha var.
There's something else that you must do.
- Yapmak istediğim son bir şey daha var.
I have one more thing I want to do.
Bilmen gereken bir şey daha var, Simon Stern ona daha düşük teklif yapıldığını fark edince tüm yönetim kadrosunu işten atmış.
You should know that Simon Stern fired his entire event-management team when he found out that he was underbid.
Eugene hakkında bilmen gereken bir şey daha var.
There's something else you should know about Eugene.
Hey, son bir şey daha var.
Hey, one last thing.
Bir şey daha var.
And one more thing.
- Bir şey daha var.
How's that even possible?
Bir şey daha var.
Oh, one more thing.
Zamanın varsa söylemek istediğim bir şey daha var.
I, uh, got one more thing, if you have a moment.
Hintlilerle paylaştığımız başka bir şey daha var.
That is something else that we share in common with Indian people.
Bilmen gereken bir şey daha var.
There's something else you should know.
Bir şey daha var.
And there's another thing.
Burada başka bir şey daha var.
There's something else in here.
Hoşuna gidecek bir şey daha var. Mesajın yayın araçlarına ulaşmış.
You'll also be happy to know that your message made it onto the airwaves.
Bilmen gereken bir şey daha var, kızının adı Liber8'in bazı örgüt içi konuşmalarında geçiyor.
You should also know that your daughter's name was mentioned in some internal Liber8 communications.
Ve, hey, bir şey daha var, burası çalıştığımız yere çok yakın.
And, hey, bonus, it's pretty close to city hall.
Doğrusunu söylemek gerekirse, endişe ettiğim başka bir şey daha var.
Honestly, there's something else I'm worried about.
Ve bir şey daha var. Ördeklerin sihir etkisi olduğunu düşünen varsa elini kaldırsın!
Oh, and another thing, raise your hand if you think ducks are magic.
Bir şey daha var Casey.
One more thing, Casey.
Bash, bir şey daha var.
Bash, there's something else.
Bir şey daha var.
Oh, just one more thing.
Bir şey daha var.
One last thing.
Ufak bir şey daha var :
Oh, and one tiny little thing.
Yapmam gereken bir şey daha var. Tünellerde buluşuruz.
I got one thing to do and then we're gonna meet in the tunnels.
Başka bir şey daha var. O cimri arkadaşına söyle kızımın kaplumbağalarını almayı bıraksın.
Oh, and another thing, tell your screw pal to stop buying my daughter turtles.
Başka bir şey daha var.
There's... there's something else.
Yani ikimizi de kurtaran ilaç var ya onu bulduğumda başka bir şey daha keşfettim.
So... the drug, the one that saved us both... when we found it, I discovered something else.
Ama bilinç altımda bir şey var ki... Bunu daha önce hiç söylemedim, kendime bile.
But there's something deep down and I've never said this before, even to myself.
Sihirden daha iyi bir şey var. Kitaplar...
Something better than magic... books.
Daha yapılacak çok şey var ve yapacaksın da... Tabii mumdan bir zarf kapatma mührü olmak istiyorsan o başka.
There's more to be done, and you shall do it unless you desire being the wax seal on an envelope.
Aslında ondan da daha kötü bir şey var.
Actually, there's one thing even worse than that.
Manny, her şey var burada. Yağmur Ormanları deneyimi, kasırga odası, insan bedenini tanıtma. Böyle bir şey Kolombiya'da da vardı ama daha farklıydı.
Manny, they have everything here- - the rainforest experience, the hurricane booth, discovering the body - - we have that one in Colombia, too, but - - but a different kind.
Bir şey daha var.
Hey, Danny, one more thing.
Konuşmadığımız başka bir şey daha var.
Well...
Bir şey olursa mağazaya geri götürüp yenisini alabilirim çünkü dört yıl daha süren garantim var. "
"If something happens to it, loan take it back to the store, " get you a new one, because I got a warranty "that'll last you another four years."
- Bir şey daha var.
There's something else.
Birbirimiz hakkında öğreneceğimiz daha çok şey var. Sadece dışarı çıkamayacağın bir yerde sıkış tepiş yaşarken öğrenebileceğin şeyler.
We have so much left to learn about each other, stuff you can only learn if you're crammed together in a small space and you can't get out.
Hükümetin ölmenizi istemesinin yanı sıra ikinci bir taraf daha var. Ve hakkında bir şey bilmiyoruz.
In addition to the government wanting you dead, there is also a second interested party, about whom we know nothing.
Anlaman gereken tek şey, artık daha önemli bir işin var. Yani gitme vaktin geldi.
All you need to understand is you have a higher calling now, so it's time for you to leave.
Aslında, sana bu konuda söylemem gereken bir şey var ve aslında bunu sana daha önce söylemem gerekirdi fakat... sen buralarda değilken ben onu öptüm sayılır.
Actually, I need to tell you something about that, and I should've told you this sooner, but... While you were gone, I...
Buradayken daha da rahat etmen için yapabileceğim bir şey var mı?
Anything I can do to improve your comfort while you're here?
Dünyada çevrendekileri aşağılamaktan daha fazla zevk veren bir şey mi var?
Is there anything on earth more enjoyable than humiliating your peers?
Son bir şey daha Bayan Sibley... Britanyada bir parsel taşkını var, Hepsi William Hooke'a bildirildi.
One more thing, Mrs. Sibley... there was an overflow of parcels left on the Britania, all of which are to be delivered to a William Hooke.
Asla değişmeyecek tek bir şey var. O da birlikte olduğumuzda ayrı olduğumuzdan daha iyiyiz. Ve bunu sen de biliyorsun.
The one thing that hasn't changed, that will never change, is that we are better together than we are apart, and you know it.
Çünkü sende daha önce kimsede görmediğim bir şey var.
Because you have something I have never seen in any other person.
bir şey daha vardı 21
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17