Bir şey söyle перевод на английский
5,746 параллельный перевод
Bir şey söyle!
Say something!
Ama bir şey söyle.
But say something.
Tash, bir şey söyle.
Tash, say something.
Önemli bir şey söylemek için geldiğimi söyle.
But tell her I came to tell her something important.
Bir şey söyle.
Say something again.
Canını sıkan bir şey söyle. Söz, kızmayacağım.
Just tell me one thing that bothers you, and I promise I won't get mad.
Güzel bir şey söyle.
Say something nice.
- Güzel bir şey söyle. - Lütfen!
~ Say something nice. ~ Please!
Sadece senin bilebileceğin bir şey söyle.
Say something only you could say.'
Sadece Danny'nin bileceği bir şey söyle.
Tell me something only Danny would know.
Sadece senin söyleyebileceğin bir şey söyle.
Say something only you could tell me.
Sadece Danny'nin söyleyebileceği bir şey söyle.
Say something only Danny could say.
Sadece senin söyleyebileceğin bir şey söyle.
Just... say something only you could say.
"Okulla ilgili iyi bir şey söyle." oynayalım.
Okay. Let's play a game called "name one positive thing about your school."
Doğduğunda kardeşime benim adıma bir şey söyle.
Tell my little brother something for me.
Hakkımda bildiğin bir şey söyle.
Name anything that you know about me at all.
Bir şey söyle.
Say something.
Yaptığın bir şey söylediğimde durmamı söyle.
Stop me when I land on something you've actually done.
Başka bir şey söyle.
Say something else.
Bir şey söyle, bir şey söyle...
Say something... Say something... Say something...
- Bir şey söyle. - Ben...
- But you have to say something.
Hakkında okuyamayacağım tek bir şey söyle.
I need all the help I can get. Tell me one thing you know that I can't read about.
Daniella'ya tek doğru bir şey söyle ve neler olacağını gör.
You know, tell Daniella one true thing and see what happens.
Şöyle de bir şey var sen kocamsın. Bu da bir artı.
The fact that you're my husband--that's just a bonus.
Şart değil ama geri döndüklerinde onlara aklımın başında olduğunu ve bunun histerik ya da öyle bir şey olmadığını söyle.
You don't have to, but when they get back, tell them my mind was made up and I wasn't hysterical or anything.
Simon'a muşamba, birkaç tane çamaşır suyu ve belki kesici bir şey getirmesini söyle. Ölü değil!
Tell Simon to bring a tarp and some bleach and maybe something sharp.
"Şöyle böyle" iyi bir şey mi?
Oh, "fair" is good?
Aptalca bir şey yapmayacağını söyle, Tom.
You tell me, Tom, that you're not gonna do anything stupid!
Bir şey istersen bana söyle.
Just let me know if you need anything.
SCU'ya gidemediğin için çok üzüldüğünü biliyorum ama şöyle bir şey var hissettiğin tüm acılar yazma yeteneğini besler.
I know you're bummed you didn't get into SCU. But here's the silver lining : All the pain you're feeling will fuel your writing.
Yapabileceğim bir şey varsa söyle.
Let me know if there's anything I can do to help.
- Anne bir şey söyle.
Mum, tell him.
Ne ile uğraştığını söyle benden senden başka bir şey istemeyim.
Just tell me what you're working on, and I won't ask another thing from you.
Tamam o zaman bir şey bulursan bana söyle.
Okay, well... Let me know if you find anything.
Eğer öyle bir şey olursa, bana söyle, tamam mı?
You'll tell me if that happens, yeah?
Beni elledi ve şöyle bir şey dedi : yaptığın şeyi biliyormuş ve hata yapmanı bekliyormuş.
He groped me and said something about how he sees what you're doing, and he's waiting for you to slip up.
Günün sonunda gerçekten böyle bir şey yaşandığında söyle bunu.
Well, tell me that at the the end of the day when it's actually happened.
Ama şöyle bir şey var.
But here's the thing.
Büyük eve koş ve anneme başım için bir şey vermesini söyle.
Anything. Run to the big house and tell Mamma to get me something for my head.
Yapabileceğim bir şey varsa söyle.
Let me know if there's anything I can do to help.
ve ikinci kısım da şöyle bir şey...
And then the second one, something like...
Buraya çağır. Özel bir şey konuşacağını söyle.
Tell her you need to talk to her in private.
Raven, bir şey hissettiğinde bana söyle lütfen, olur mu?
Raven, I want you to tell me when you feel something, ok?
Sykes, lütfen bir şey bulduğunu söyle.
Sykes, please tell me you have something.
Şöyle bir şey yapmaya ne dersiniz?
How about I do you one better?
Söyle bana tatlım, var mı gelmemiş bir şey aklına?
# Tell me is something eluding you, sunshine?
Hetty hakkında bir şey bulduğunu söyle.
Tell me you got something on Hetty?
Şöyle bir şey var. Büyü üzerinde garip bir etkim var.
I have a peculiar effect on magic.
Ordudayken, web sitende şöyle bir şey paylaşmışsın...
When you were in the army, you posted on your website
Abim, şöyle açılışa uygun daha klasik bir şey var mı?
Can you play something more classic to suit an opening?
Ama hızlıca da olsa bir göz at şuna. Stacey'in çılgından da öte bir şey olduğunu söyle. Hem de hiç şüphe bırakmadan.
But I just want you to take a quick look at this and tell me that this Stacey is just a wack-a-doo with, uh, you know, no real case.
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey söylemedim 16
bir şey söyleme 77
bir şey söyleyeceğim 53
bir şey söylemek istiyorum 61
bir şey söyleyeyim mi 64
bir şey söylemedi 19
bir şey söylesene 26
bir şey söyleyemem 21
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey söylemedim 16
bir şey söyleme 77
bir şey söyleyeceğim 53
bir şey söylemek istiyorum 61
bir şey söyleyeyim mi 64
bir şey söylemedi 19
bir şey söylesene 26
bir şey söyleyemem 21
bir şey söyledi mi 52
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey 209
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey 209