Bu da demektir ki перевод на английский
863 параллельный перевод
"Bu da demektir ki, " kendi inisiyatifinize göre hareket etmek zorunda kalacaksınız. "
That means you'll just have to act on your own initiative- - "
Bu da demektir ki günde 20 defa bu kutu açılacak ve günde 20 defa Ochi Tchornya dinlemek zorunda kalacak.
That means that 20 times a day he opens this box and 20 times a day he has to listen to Ochi Tchornya.
Bu da demektir ki... birçok rakibimiz olacak.
What this means... is that everyone else will be opposing our judo.
Bu da demektir ki, iki tarafı birden koruyamazlar.
Which means they can't cover both sides.
Bu da demektir ki, başka birisi o siparişi aldı, ve yerine bu boncukları gönderdi.
Which means that somebody intercepted that order and sent us those beads.
Bu da demektir ki... -... hepimiz nükleer enerji üretiminde çalışacağız, değil mi, Carlson? - Sen ne düşünüyorsun?
Hmm, that puts all of us... in the production of nuclear energy, doesn't it, Carlson?
Bu da demektir ki eğitim şart.
Meaning a man needs an education.
Bu da demektir ki tüm servet, karısı Satoe'ye devredilecek.
This means all his wealth will go to his wife, Satoe.
Bu da demektir ki 9100 metre yükseklikte ve saatte 850 km. hızla... 196 tarafından kontrol edilen bir tuzağa çekiliyor.
That means it's at 30,000 feet, going 525 miles an hour... on a compass heading of 196.
Bu da demektir ki, lojistik sorunumuz yok.
Which means we got no logistics problem.
Bu da demektir ki, onun tek gerçek sevgilisi benim. "
That makes me his only real girlfriend. "
Bu da demektir ki, alt beyin zarı boşluğuna ( subaraknoit kavite ) doğru gidiyoruz.
Which means we can head for the subarachnoid cavity.
Bu da demektir ki... parmak izi de bırakmadıklarından emin olabiliriz.
Which means that you can bet they didn't leave any fingerprints either.
Bu da demektir ki, Hilda'nın ateş ettiği kadın insan falan değildi.
So that means the woman Hilda fired at isn't a human being.
Bu da demektir ki, Almanlar diğer bölgenin bir yerinde, cepheyi aştılar.
Which means that the Germans have broken through the front line. Somewhere in the other sector.
Bu da demektir ki, fazladan iki atım var.
That's right. That means I have two extra horses.
- Bu da demektir ki artık ordunun bir parçası olarak resmen varlığımızı sürdüremeyiz, ama burada nereye baksam her yerde silahlı adamlar görüyorum. - Üzerlerinde üniforma ve ellerinde savaş flamaları var!
That means that officially we no longer exist as an armed body, yet everywhere I look here today I see armed men... wearing uniforms and flying the battle flag.
Bak şimdi, evlilik Tanrı'nın buyurduğu kutsal bir kurumdur. Bu da demektir ki, nikah kıyıldı mı beni de, seni de, Charles'ı da aşar. İkinizden biri ölene dek geçerliliğini korur.
Now... marriage is a sacrament ordained by God.
Bu da demektir ki normal sesiyle konuşsa onu tanıyacaktın.
Which means if he'd spoken with his normal voice you'd have recognized him.
Bu da demektir ki... kadınların ve Carroll'ın katili o olabilir?
Which means... he could be the murderer of the women and Carroll?
Bu da demektir ki, senin için yem olacağım.
That means, I am playing bait for you.
Hiç kimse yok, bu da demektir ki, benim tanık dediğiniz şeyim yok.
Nobody at all, which means that I don't have what you call an alibi.
Bu da demektir ki, bu kadın Japon Ordusunun âlicenap niyetini, tehlikeye attı.
Which means she has jeopardized... the generous intention... brought by the lmperial Japanese Army
Bu da demektir ki kimseye isim takmaca, kavga etmece, el sakasi yapmaca yok.
That means no name calling, no fighting, and no teasin'.
Nehir denize ulaşıyor olmalı, bu da demektir ki kraterin altında, koya giden bir geçit var.
The river must flow down to the sea, which means there has to be... a passage from the bottom of the crater to the bay!
En azından 9 hafta. Ama bu da demektir ki... yeniden ekin ekebilmek iki ay daha alacaktır.
Nine weeks minimum... but then it would be at least... two more months before we could begin cropping.
Bu da demektir ki 48 saatimiz kaldı.
We so have another 48 hours left.
Bu da demektir ki 25 dakikaları var.
That gives them about, uh... 25 minutes.
Bu da demektir ki en iyilerini alıp kalanını bırakacağız.
Which means we buy the best and leave the rest.
Doğu yönünden geldik bu da demektir ki o taraf yanlış yön.
We came from the East, so we know that's the wrong way.
25 dolar tarla ilaçlamak için, ama senin tarlan yok çünkü sen çiftçi değilsin bu da demektir ki sen fakir değilsin ve bence sen bir sapıksın!
25 dollars t'dust a field, but you ain't got no field because you ain't a farmer, which means you ain't poor and I think you're a pervert!
Bu da demektir ki... eğer bu maliyetleri 7 yıldan sonra lisans ücretinden düşeceksek... gelirimiz hesaplamış olduğumuzdan daha az olacaktır.
Which means that... if we are to deduct those costs from the license fees after 7 years... our income would be less than we had calculated.
Bu da demektir ki, birbirimize destek olacağız.
That means we're gonna stick together.
Bu da demektir ki, bu mesajları gönderebilmesi için geleceğin de bir nevi şu anda mevcut olması gerekir.
Which-Which means that the future must exist in some sense already... in order to be able to send these messages.
Gerçek kimliğini gizleme konusunda çok iyi. Bu da demektir ki kuvvetli bir iradesi var.
He's quite good at, uh, concealing his real personality, which means total self-control.
Bu da demektir ki, Mikis'i kullanarak işlerine devam ett.
In which case, he used Mikis to run around procuring his women?
Bize geri ödeme yapmasını sağlayabileceğinden emin değilsin bu da demektir ki ödeme alacağından emin değilsin.
You are not really sure that you can get him to pay us back... which means that, uh... you are not sure that you will be paid.
Bu da demektir ki, ormanda yolumu asla kaybetmem.
That means I never lose my way in the woods.
Eğer konuşmazsa... Bir İtalyan, bir Alman'a denk demektir ki... Bu da üstün ırkın kanı ile adi ırkın kanı arasında, bir fark yok demektir.
If he keeps quiet, it would mean an Italian is equal to a German, and there's no difference between the blood of an inferior and a superior race.
Ama bu demektir ki köylü çocukları incelemek bir değişiklik olacak. Orta öğrenim ve yüksek okul kurumlarınıda mı?
But it means that peasant children will get a chance to study at secondary and higher institutions of learning?
Bu demektir ki Henderson ya da bir başkası anestezi uygularken bir diğeri de kadının arkasına geçti... ve iki eliyle kadının kollarını kavradı.
That means a man stood behind her and held her arms with both hands... while Henderson, or someone else, applied the anesthetic.
Bazen bu incilerin Nyaga'dan yasadışı yollarla ihraç edildiğini biliyoruz ki bu da gelir kaybı demektir efendim.
We've known for some time that pearls have been illicitly exported from Nyaga, and that means losing a spot of revenue, sir.
Bu durumda siz hem kafanızı hem yüreğinizi kullanmak zorundasınız ki bu da aklı ve tutkuyu kullanmak demektir.
In this case it must be done using both your head and your breast which means brains and passion.
Evlilik ya da evlat edinme var. Ama bu demektir ki, çok sıkı soruşturmalar, polis kayıtları...
But that means a very close investigation, police records,
Bu demektir ki, Aristo tam da şu noktada ayakta durmuş olabilir.
Why, that means that Aristotle might have stood on this very spot!
Her ikisi de Muhaberat Bölümü'nden ki bu da iletişim demektir.
They're both from Signal Corps, which indicates communications.
Şimdi Capesville hapishanesinde bu demektir ki, o da kaçak içki yapmasını öğrenmiş.
Of course, he's in prison up at Capesville, so odds are he knows how to make the juice already.
Bu demektir ki, Champollion'dan önceki kaşifler o kadar da yanılmıyorlardı.
So it turns out that Champollion's opponents were not wholly wrong.
Bu demektir ki aşağıda bir yerlerde, almamızı hiçbir şekilde istemedikleri çok önemli öyle bir şey var ki, artık onu daha fazla almak istiyorum.
It means there's something down there they don't want us to have, and if they don't want us to have it that badly, - I want to have it even worse.
Ki bu da tek bir şey demektir : işsizlik!
If you haven't got a job, you're out of work, which means only one thing : unemployment!
Bunun gerçekleşmesi için, erkeğin ereksiyon olması gerekir, bu da genişleme hücrelerine kan pompalanması demektir, ki penis kalkabilsin...
For this to happen, the male must have an erection, which means that blood flows to what are called expansion cells, which make the penis stand up... - And leave!
bu da ne 2329
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384