Bu sefer перевод на английский
22,110 параллельный перевод
- Bu sefer ne kadar ciddi?
- How serious is it this time?
Bu sefer Amerikanlarla görüşmeyi iptal etmeliyiz.
I fear we do now have to put off the Americans.
- Bu sefer karını getirmedin mi?
- No wife this time?
Bu sefer ciddiyim.
This time I mean it.
Bu sefer gerçekten yetti.
This time I really have.
- Bu sefer yardım etmeni istiyorum.
- This time I want you helping me.
- Ama bu sefer annene uyacağım.
- But in this case... I'm gonna have to align myself with your mama.
Ve bu sefer sınırları aştın.
And this time you crossed all limits.
Bu sefer ellerinde kelepçelerle kaçtı.
This time he ran off with the handcuffs.
Bu sefer buraya sizi davet etmek için gelmedim.
And this time... I didn't come here to invite you like I did the last time.
Bu sefer kimi öldürdün?
Who did you kill this time?
Bu sefer gelinimi kurtaracağım.
This time... I will save my daughter-in-law.
Liv, bu sefer gerçekten yardımınıza ihtiyacımız olacak.
Liv, we're really going to need your help with this one.
Böyle günlerde eğlence işlerini genelde Cam halleder. Ama o Lily'nin doğum günü partisiyle ilgilendiği için bu sefer Phil gönüllü oldu.
Cam usually provides the entertainment at these things, but he had Lily's birthday party, so Phil volunteered.
Bu sefer bir soru soracağım tamam mı?
Uh, I'm gonna ask you this one again, okay?
Bu sefer onu tamamen ezeceğiz.
This time it will be squashed for good.
Bu sefer seçilmesi gerçekten yüksek bir ihtimaldi.
It was clear for the world to see... that she would be chosen.
Bu sefer sunbaesi değil, aynı seviyeden biri tarafından yenildi.
She got beat by a fellow, not a senior.
Bu sefer açıkça benim olacağımı söylemiştiniz.
You told me yourself that it would be me this time.
Bu sefer nereye gittin?
Where did you go this time?
Yoo Shi Jin bu sefer başını belaya soktu.
Si Jin did get himself into a trouble this time.
Bu sefer terk etme şansı bende.
This is my chance to abandon you.
Sanırım bu sefer bir avantajım var, Büyük Patron.
I think I have the advantage this time, Big Boss.
Bu sefer de salgın varmış.
It is an epidemic now.
Evet, sanırım bu sefer yanlış mantarları toplayıp hem kendisini hem de müşterilerini zehirlemiş.
Yeah, I figure he picked the wrong'shrooms this time around, poisoned himself and his customers. Uh, wrong.
Ama bu sefer bir yaratık olduğunu biliyorum.
But this time I know there's a monster.
Bu sefer tutmadı.
I'm not now.
Bu sefer olmaz.
Not again.
Bu sefer herşey senin istediğin gibi olacak.
This time I'll make it all up to you.
Belki bu sefer farklıdır.
Well, maybe this time's different.
Belki benim ilgilimi çekmeye çalışıyordu ama bence bu sefer kendisinin ilgisini çekti.
Maybe she was trying to get my attention, but I think... I think this time, she got her own attention.
Eğer tekrar kral olursam, bu sefer her şey çok daha farklı olacak.
Ah, if I ever got the chance to be a king again, I would do things so differently.
# Ancak bu sefer muhteşem bir bitişle #
♪ But this time with a d'doozy of an ending ♪
Şimdi gerçek yüzü ortaya çıktı bu sefer de ayrılmak için bulamıyorum. ya da Mr. Boss'a çalışmasıyla ilgili yüzleşmek için.
Now he's dropped off the face of the earth and I can't find him to break up with him or to confront him about working for Mr. Boss.
Bu sefer olayı benimle beraber incelemek zorunda olabilirsin.
Yeah, you might have to walk me through this one.
- Bu sefer güzel olmuş.
- It's good this time.
- Bu sefer olmaz. - Öyle olsun.
Not this time.
Bu sefer cidden gözlerini yuvarladığını duydum var ya.
Oh, I actually did hear your eyes roll that time.
Bu sefer ben tutuklanmadan önce bana haber versen nasıl olur?
Why don't you give me a little warning before I get arrested this time?
Ancak bu sefer ölümcül bir dozajı olacak.
Except this time, with a concentrated lethal dose.
Daha önce kontrol altına alınmış insanlar gördük ama bu sefer farklı.
The thing is, we've seen possessed people before. This was different.
Hayır ama bu sefer farklı.
No, but this, it's different.
Bu sefer hâkim bana ismini... ÖZEL YETKİLİ SAVCI... ve Nodaway İlçesi'nden aradığını söyledi.
And the judge tells me his name and then he tells me he's from Nodaway County.
Bu sefer, kendisi kamera karşısında.
For once, it's him on camera.
Ve bu sefer avın, hayvanların en büyüğü olacak.
And this time your prey will be the greatest beast of them all.
Bu sefer kolladım arkanı ama bir daha böyle bir şey yapamam.
Well, I had you this time, but I ain't doing that shit again, man.
- Bu sefer Petar ve adamları durdurmayacağım.
And this time I will not stop Petar and the men.
- Bu sefer hastalanma.
Don't get sick this time.
Ve bu 47 sefer içinde, doğum günüm de dahil en çok neye üzüldüm biliyor musun?
And out of that 47 times and once on my birthday, do you know what part hurts the most?
Ama en çok zevk aldığım sefer bu olacak.
But it will be the most that I've enjoyed it.
Gözünde canlandırmayı dene Quentin, tam olarak bu konuşmayı yaptığımız kaçıncı sefer olduğunu?
Can you imagine, Quentin, how many times we've had this exact conversation?
bu seferlik 30
bu sefer olmaz 49
bu sefer değil 66
bu sefer ne oldu 28
bu sefer farklı 22
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu sefer olmaz 49
bu sefer değil 66
bu sefer ne oldu 28
bu sefer farklı 22
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu sebeple 59
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hakkın 21
bu ses 55
bu senin fikrin 31
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu sebeple 59
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hakkın 21
bu ses 55
bu senin fikrin 31