Bu senin mi перевод на английский
4,707 параллельный перевод
- Bu senin mi?
- Is this yours?
Bu senin mi?
Is this yours?
Evet. Bu senin mi?
Yeah.
Bu senin fikrin değil mi?
It's your idea, innit?
Bu pek senin klasik süper güçlerden sayılmaz, değil mi?
It's not exactly your classic super-power, is it?
Senin sorunun da bu, değil mi elektrikçi?
Well... that's just the problem, though, isn't it, with you electricians?
Bu senin mi ki?
Is this yours?
Ama bu kediyi, kendi kedisini senin gözetimine bıraktı, değil mi?
But he left this cat, his cat, in your care?
Bu senin için daha iyi değil mi?
Isn't that better for you?
Bu bayan muhabir senin için önemli, değil mi?
Isn't the lady reporter important to you?
Hiçbir zaman ne diyeceğini bilmiyorsun. Senin sorunun bu, değil mi?
You never know what you're gonna say, and that's the problem, isn't it?
Bak, Barry, sen bu hackerların senin bazı müşterilerini çarptığını söyledin, değil mi?
Look, Barry, you said that some of your clients got hit by these hacker guys, right?
Bu kadın senin... Şey mi?
Is, uh, this the woman you, uh...?
Senin bu ailem diye geçindiğin kişilerin sana zamanında pek de hayrı olmadı di'mi?
I mean, this so-called family of yours, they haven't done you much good, have they?
Ve bu senin için sorun değil mi?
And that's okay with you?
Bu senin fikrin mi?
This was... your idea?
Ne bu senin Batman sesin mi?
Was that your Batman voice?
Ve bu, senin insanları neşelendirme şeklin mi?
And that's how you cheer people up?
Sırf bu sorunla senin istediğin şekilde ilgilenmiyorum diye mi?
Just because I'm not dealing with this in the way that you want me to...
Bu kadın senin bir akraban olmalı, değil mi?
This woman must have been a relative of yours, don't you think?
- Bu senin seçimin mi?
- That's your choice?
Bu da senin yolundan çıkmış planlarından bir diğeri mi?
Is this another one of your plans gone sideways?
Bu senin cin tozun değil, değil mi?
This isn't your pixie dust, is it?
Ve hepimiz senin bu işlerde ne kadar iyi olduğunu biliriz, değil mi?
And we all know how good you are at those, don't we?
Bu kasıtlı bir sabotaj mı yoksa tamamen senin beceriksizliğinden kaynaklanan bir şey mi onu çözmeye çalışıyorum. Ama her iki şekilde de hayatımızda çektiğimiz en iyi doğaüstü yaratık görüntüsünü berbat ettin.
I'm just trying to figure out if this is intentional sabotage or just sheer incompetence on your part, but either way, you have ruined the best piece of supernatural footage we have ever shot.
Bu senin ilk kapak işin, öyle değil mi?
This is your first cover, isn't it?
Bu çalışmayı devam ettirmek ve benimle çalışmak senin için önemli değil mi?
I mean, isn't this research project and continuing to work with me important to you?
- Bu senin fikrin mi?
- Is this your idea?
- Bu senin için yeterli mi?
- Is it enough for you?
Bu senin koç değil mi?
He's your coach too?
Chris gibi biri senin için bu kadar yol tepiyor. Bunun farkındasın değil mi?
You can see a guy like Chris coming a mile away, right?
Çünkü bu senin sağlığın için iyi. Ve senin trigliserit seviyeni düşürmek için, daha önce konuştuğumuz gibi değil mi?
Well, it's good for you, and we said we were going to try and get your triglycerides down, right?
Yani, senin yapmak istediğin de bu. Anlatabildim mi? çünkü senin onlara bir patates kızartmasıyla vurduğunu hissedecekler.
So, like, that's what you wanna do, you know what I'm saying,'cause they think you're hitting them with French fries.
Peki, bu senin ismin değil mi?
Well, that's your name, isn't it?
Senin yapmakta meşhur olduğun türden bir şey değil mi bu?
Isn't that the kind of thing that you're known for?
Bu senin balayı gezisi fikrin mi?
This is your idea of a honeymoon outing?
Oh, bu daireyi senin için mi kiraladı?
Oh, did he rent the apartment for you?
Bu senin için eğlenceli mi?
Huh? This fun for you?
Delilah dedi ki, senin bu akşamki yemeğini o alacakmış böylece ikiniz beraber yemekte olacaksınız. Öyle mi?
Delilah said she's gonna pick up your food tonight- - so you're gonna have dinner together.
Stratejin bu mu senin beni sıkarak boyun eğdirmek mi?
That's your strategy- - bore me into submission?
Bu senin buzdolabın, değil mi?
This is the fridge, right?
- Bu da senin işin mi?
Is that really part of your job?
Bu senin işin mi?
This your handiwork?
Senin kaptan köşkün var ve biz bu batakhanede mi yaşıyoruz?
You have a wheelhouse, and we're living in this dump?
Yani bu okul senin mi?
So you, like, own this school?
Bu senin karının ismi, değil mi?
That's your wife's name, isn't it?
Sence bir gün bu sahaya senin adını verirler mi?
Hey, you think someday they might name this field after you?
Bu senin görevin. - Benim görevim mi?
That's your job.
Bu senin hoşuna gitmez mi?
Wouldn't that please you?
Senin yüzünden mi bu halde?
This is your doing?
Bu senin ayağın, değil mi?
THAT'S YOUR FOOT, RIGHT?
bu senin sorunun 70
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin araban mı 29
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72
bu senin işin 74
bu senin araban mı 29
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72
bu senin görevin 21
bu senin hatan değildi 18
bu senin suçun 44
bu senin iyiliğin için 25
senin mi 196
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
bu senin hatan değildi 18
bu senin suçun 44
bu senin iyiliğin için 25
senin mi 196
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105