Bu senin hakkın перевод на английский
394 параллельный перевод
Bu senin hakkın.
It's your right.
Güzellik ve zarafet içinde takman için bir taç bu senin hakkın ve görevindir.
a crown to wear in grace and beauty, as is thy right and royal duty.
Ve bu senin hakkın.
And it's your right.
Bu senin hakkın.
That's your prerogative.
Bu senin hakkın.
It is your right.
Bu senin hakkın.
That's your privilege.
Ama yine de, bu senin hakkın!
But still, that's your due!
- Bu senin hakkın.
- That's your right.
Ekonomi dairesine şikayette bulun, bu senin hakkın.
File a grievance with the Economic Office. It's your right.
Bu senin hakkın, Pilar!
It's your right, Pilar!
Bunu hak ettin. Bu senin hakkın.
You earned it.
Zanlı, İrlandalısın ve bu sebeple senin hakkındaki kesin hükmü Kraliçe Victoria adına yapacağız.
Accused, you are an Irishman... and therefore we will pass judgement over you... in the name of Queen Victoria.
Senin bu konuda bir söz hakkın yok.
You've nothing to say about this.
Senin bu odaya girme hakkın yok.
You have no right in this room.
Bu inanılmaz, ülkedeki en gerçekçi kişiyle 11 yıl geçirmek senin iyi insanlar hakkındaki yanlış inancını değiştirmemiş.
It's amazing how 11 years of wedlock with the greatest realist in the country haven't altered a single one of your lovely delusions about nice people.
Ve seni sivil makamların ellerine bırakıyoruz ve bu makamlardan hakkında verilen hükmün hafifletilmesini talep ediyoruz ve sende pişmanlık işaretleri görülecek olursa belki de senin için günah çıkarma uygulanabilir.
And so we abandon you to the civil authorities, requesting the same authority that it may be pleased to moderate its judgement and if true signs of penitence should appear that the sacrament of penance may be administered to you.
Bu mürettebat, senin emrin altında kalıp kalmaması için, Long John,... bir konsey kurma hakkını kullanmak istiyor.
Before this crew takes anymore orders from you, Long John, we claims our rights to step outside for a council.
Bu hanımın senin için... ne kadar çok şey yaptığı hakkında bir fikir vermiştir.
Which gives you an idea... of how much the Mistress has done for you.
Kendi ölümünü istedin, ve bu da senin hakkın... ama başkalarınınkini de istemen yanlış.
You asked for death for yourself, and that is your right... but to pronounce it on others is wrong.
Önümüzde tüm dünya dururken biz burada süprüntülerle dolu bu küçük dükkanda ayakta dikiliyoruz istediğimiz her şeyi dileme hakkımız varken senin tek yaptığın arkamda dikilmek!
That's for sure! Here we stand in this crummy little shop, with the whole world out in front of us, with anything to wish for that we want, and you just stay on my back...!
Kocam olarak bana sahip olmak senin hakkın. Bu doğru.
It is true that if you want me, it is your right as my husband to take me.
Kendini bu kadar uzun süredir tanıdığın halde, seninle yeni tanışan bir yabancının, senin hakkında daha iyi şeyler düşünmesini bekleyemezsin.
Because, I mean, really, you can't expect a stranger that meets you just for a moment to think any more of you than you think of yourself, after knowing you for so long. Right?
Senin Tanrın hakkında bildiğim bu işte.
That's all of your God you'll get out of me.
Peter, karın hakkında bu şekilde konuşma, bir gün, senin yanında tahtta oturacak.
Peter, don't speak of your wife like this, one day, she'll be on the throne by your side.
Her kasabalının, senin hakkındaki hislerini de hesaba katarsan bu konuyu düşünmelisin.
You'd ought to like that, considering how you and that town feel about each other.
Bu kasabanın senin hakkında ne hissettiği belliyken sen hala buraya bizi uyarmaya geliyorsun.
Knowing how you feel about this town, you still came here to warn us.
Senin bu konuda söz hakkın yok.
You have no say in this.
Bu bir de Colomba'nın senin hakkında ne düşündüğüne bağlı.
Your fate will depend Colomba.
İhtiyacım olanın bu olduğunu farkettiğim sırada okul çocuklarının senin hakkında konuştuklarını duydum.
When I finally realized that's what I needed, I heard schoolboys talking about you.
Sarayı terk etmek kolay değil ama senin hakkında bu kadar çok şey duyduğum için buraya tek başıma gelip patroniçeden seni çağırmasını istedim.
It's not easy to leave the palace, but since I heard so much about you I came here alone and asked the mistress to call you.
Kocam olarak bana sahip olmak senin hakkın. Bu doğru.
It is true that if you want me it's your right as my husband.
Senin de bu kadar borçlu olmaya hakkın yok.
No right to be in debt, that is.
Anlarsınız, telefon şirketi bile hata yapıyor, ve, uh, çünkü bu numara senin hakkında herhangi bir kişinin bulduğu tek şeydi...
You see, even the phone company makes mistakes, and, uh, inasmuch as this number was the only thing about you that anybody found...
Sanırım var. 2 yıl boyunca bu bölgede senin ya da kolonilerin yardımı olmadan Cylonlara karşı hayatta kalmak kendi adamlarıma, kaderlerini kendileri belirleme hakkını kazandırdı.
I think I do. I think two yahrens of surviving the Cylons in this quadrant without any help from you or the Colonies has earned my people, my crew, the right to decide their own destiny.
- Bu da senin hakkın.
- This is for you
Bu senin hayatın ve biz onun hakkında konuşuyoruz.
It's your life we're talking about.
Bugün sana hayat ve ölüm arasında ve lütuf ve lanet arasında bir seçim yapma hakkını veriyorum. cenneti ve dünyayı size karsı tanıklık etmeye çağırıyorum... ... Ve şimdi cenneti ve dünyayı senin yapacağın bu seçimin şahidi olmaya çağırıyorum.
NARRATOR : " I call Heaven and Earth to witness against you this day that I have set before thee life and death the blessing and the curse.
Bu davranışının bedelini dört duvar arasına kapanarak ödeyeceksin. Senin cüretinin hakkından da darağacı gelecek.
Four strong walls will answer for your conduct in the future and good gallows shall do me justice for your audacity.
Bu orospu çocuklarının senin hakkında söylediği her şey burada.
Everything these fuckers have ever said about you.
Meslektaşın Dr. Mulligan, donanımın bu pahalı parçasıyla kaçtığı zaman, senin vergi mükellefleri hakkında...
When your colleague, Dr. Mulligan, ran off with this expensive piece of hardware, I didn't hear you crying
Efendi Jiro, şu anda Ichimonji ailesinin başı sen olduğuna göre bu miğfer de senin en tabii hakkın!
Lord Jiro, you are now head... of the house of lchimonji. This helmet is rightfully yours.
Tek istediğin senin bile tanımadığın bu adam hakkında konuşmak.
All you want to do is talk about this guy that you don't even know!
Senin bu mutlu kaçamaklar dediğin Sadece erkeklerin değil toplumumuzdaki kadınların da hakkı.
"This'happy banging', as you call it, " is no longer a male prerogative but it's a woman's right too.
Öncelikle, basit bir noktayı bilmeni isterim, o seni buldu gurur duymalısın Demek istiyorum ki, buz pateni konusunda dünyanın en büyük yeteneği hakkında konuşuyoruz Sovyet Ordusu Spor Kulübü Moskova Buz Balesi, çalıştığı yerler Seni Calgary'de gördüm Çok büyük bir hokeycisin Bunun senin için büyük bir zaman kaybı olduğunu düşünmeni istemem Bu bir şanstı.
First of all, the simple fact that he brought you out- - You should feel proud. I mean, we're talking about probably the greatest judge of skating talent in the world.
Bu adam hakkında senin bilebileceğinden daha fazlasını biliyorum.
I know more about this man than you'll ever know.
- Anayasal hakkın bu senin.
-'That's your constitutional right.
Yarı sermayeyi koyduğum... önemli bir atılımda senin yarı hakkın olacak bu.
They are your 50 percent stake in a great undertaking.
Hydra, senin yendiğinin hakkında her şeyi biliyorum ve Titanların çatışmaya girdiklerinde, ve bu sefer, çift-başlı dev Typhis'i öldürdün!
I know all about the time you beat the Hydra and when you fought the titans...,... and the time you killed the two-headed giant Typhis!
Peki, senin bu planların hakkında Nicole ne düşünüyor?
What does Nicole think about these plans of yours?
Tanrım, senin, bu nehrin, bu dağın ve hakkında hiçbir şey bilmediğimiz herşeyin önünde Mickey, Mallory'yi ölüm sizi ayırana kadar hastalıkta ve sağlıkta, karın olarak kabul ediyor musun?
God before you and this river and this mountain and everything we don't know about Mickey do you take Mallory to be your lawful wedded wife to have and hold and treat right until you die?
- Bu senin insanlarının kayıp olması hakkında.
- This is about your people missing.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin araban mı 29
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72
bu senin işin 74
bu senin araban mı 29
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72