Burada bekleyeceğiz перевод на английский
364 параллельный перевод
Beyler biraz burada bekleyeceğiz.
Gentlemen, we're gonna stay right here for a while.
Burada bekleyeceğiz.
Just ask her quietly. We'll wait here.
Mantonuzu alırken burada bekleyeceğiz.
We wait while you get your coat.
Burada bekleyeceğiz.
We'll just stay right here.
Bir süre burada bekleyeceğiz.
We'll wait here a while.
Burada bekleyeceğiz.
We'll wait here.
- Daha ne kadar burada bekleyeceğiz?
- How much longer are we gonna be here?
- Seni burada bekleyeceğiz.
- We'll be waiting for you here.
- Mahzuru yoksa burada bekleyeceğiz.
We'll wait, if you don't mind.
Hazırlanıp burada bekleyeceğiz!
We'll wait here in readiness for her.
Hadi, git de giy. Biz seni burada bekleyeceğiz.
Well go and put them on.
Önümüzdeki tren ilerleyemediğinden bir süre burada bekleyeceğiz.
I don't think it's possible. The bus can't climb the steep hill to Akabara Spring.
tabii aşağıda bir sorun çıkmadığı sürece burada bekleyeceğiz. Onlara yalnız iki kişi olduğunu söylerse... ve bir sorun çıkarsa, onlara yedi kişiden fazla olduğumuzu söylerse saldırmayacaklardır.
but I mean, if the situation is a bit tricky down there... and he's told them there's just the two of them... he can't suddenly announce there are seven more of us.
Burada bekleyeceğiz.
You wait here.
Onun dediği gibi, burada bekleyeceğiz.
We have to sit still, do as he says.
Arkadaşına söyle, Benny ve ben, Yarın gün batımında onu burada bekleyeceğiz...
You tell your friend that Benny and me will meet him here tomorrow at sundown.
Burada bekleyeceğiz.
We'll wait right here.
Karanlığa dek burada bekleyeceğiz.
We'll wait here until dark.
Burada bekleyeceğiz, bayan.
I'll just wait here, ma'am.
O zamana kadar burada bekleyeceğiz.
We will harbor here until.
Gece burada bekleyeceğiz İyi
We'll be here for the night
Öğlene kadar burada bekleyeceğiz.
We'll wait here till noon.
Burada bekleyeceğiz.
We'll hold here.
Biz burada bekleyeceğiz.
We'll wait here.
Biz burada bekleyeceğiz, sen gideceksin.
We're stopping here, but you keep on.
Oğlumun geri gelmesini burada bekleyeceğiz.
We'll just wait here till he gets back.
Burada bekleyeceğiz!
We'll wait in here!
Burada bekleyeceğiz, aldırmazsan.
We'll wait for her, if you don't mind.
Geriden geriye. Burada bekleyeceğiz.
Back-to-back, we keep them away.
Burada bekleyeceğiz.
We will wait here.
O halde, galiba burada yağmurun durmasını bekleyeceğiz.
Well, I guess we'll just have to wait here until the rain stops.
Burada ne kadar bekleyeceğiz, aynasız?
How long do we have to wait here, copper?
- Onlar gelene kadar burada bekleyecegiz.
- We'll wait right here until they come.
Biz burada bekleyecegiz.
We'll wait here.
O dönene kadar burada oturup bekleyeceğiz.
So we'll just sit here until he walks in.
Burada mı bekleyeceğiz?
We have to stay here?
Burada uzun menzilli bir tüfekle Mr. Cody'nin menzile girmesiini bekleyeceğiz.
Laying out here with a long gun waiting for Mr. Cody to come riding into range.
Burada kalıp bombalarınızı bekleyeceğiz... ve düştüklerinde... birçok insan ölecek çünkü şehri boşaltacak zamanımız yok... Nerede görüşelim sayın başkan?
It remains here, open to your bombs... and when it is destroyed... it's people dead because there's no time to evacuate them... where shall we negotiate, Mr. President?
Teşekkür ederim, burada oturup yemek hazırlanana kadar bekleyeceğiz sadece.
Thank you, we'll just sit here and wait until lunch is ready.
Eğer gerekli olduğunu düşünürsem burada bir ay boyunca bekleyeceğiz.
We're going to wait here for an entire month if I think it's necessary.
Ne bekleyeceğiz ki burada? Yeni bir saldırı mı?
What are we waiting for here?
Gerçekten göçmüşsünüz gibi olmalı. Ben ve Bıçak, burada Riza'yı bekleyeceğiz.
Stay away until tomorrow morning but take your possessions with you on your wagons.
- Burada mı bekleyeceğiz?
- Do we wait here?
Biz burada saat 5'i geçirinceye kadar bekleyeceğiz.
Well, we're gonna wait right here until well after 5 : 00.
Kuzeyde onlara daha çok baskı kurmalısınız. Biz de burada onları bekleyeceğiz.
You must put more pressure on them on the north, and we will wait for them here.
Sadece burada oturup gelmelerini bekleyeceğiz. Panik yapmayacağım.
We'll just sit tight and wait till they get here.
- Burada bekleyeceğiz Matthew.
- We're gonna stay here, Matthew.
- Burada oturup bekleyeceğiz. Evet güvenlik?
( Kermit ) We'll just sit right down and wait
- Hannibal, bütün gün burada mı bekleyeceğiz?
- Hannibal, are we going to be here all day?
Biz Vasile'yla burada kalıp bekleyeceğiz.
I shall stay here with Vasile and wait.
Dışarıda çetin ölüm şartları olacak, bu arada bizim burada bütün gereksinimlerimiz hazır, purolarla, içkilerle bekleyeceğiz.
They will be long stiff dead out there, while we'll have here all we need, cigars, drinks and we'll wait.
bekleyeceğiz 99
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada neler oluyor 706
burada ne yapıyorsun 1049
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradaydı 142
buradasınız 63
buradan git 21
buradan defol 18
burada neler oluyor 706
burada ne yapıyorsun 1049
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradaydı 142
buradasınız 63
buradan git 21
buradan defol 18
burada dur 141
buradan gidiyorum 95
buradalar 298
buradayız 338
burada değil 773
burada bekle 560
burada ne oluyor 101
buradan gideceğiz 20
burada ne işimiz var 41
burada ne yapıyoruz 56
buradan gidiyorum 95
buradalar 298
buradayız 338
burada değil 773
burada bekle 560
burada ne oluyor 101
buradan gideceğiz 20
burada ne işimiz var 41
burada ne yapıyoruz 56