Burada değilim перевод на английский
2,266 параллельный перевод
Ben burada değilim.
I'm not here.
Ben burada değilim.
I'm not here!
Hayır, oyunculuk için burada değilim.
No, I'm not here for acting.
Yarın burada değilim ama.
No, tomorrow I'm not here.
Bütün gece burada değilim.
I haven't got all night here.
Bu arada Bay "Burada Değilim" e çok selamlarımı söylersin.
Oh, hey. A big howdy-do to Mr. I'm-Not-Here.
Ben burada değilim.
I am not here.
Şu anda burada değilim, lütfen mesaj bırakın ve sizi geri arayacağım.
I'm not here right now, so please leave a message, and I'll call you back.
Bu yüzden burada değilim.
That's not why I'm here.
- Akşama burada değilim Daisy. Ben -
I'm not gonna be here, Daisy.
Burada değilim ama asla çok uzaklaşmam.
I'm not here but I'm never too far away.
Hesabınızı soruşturmak için burada değilim.
I'm not here to investigate the pay-off.
Bir şeyler bulmak için burada oturacak değilim.
I'm not gonna sit around here to find out.
Ben nankör değilim ama sen burada napıyorsun?
Not that I'm ungrateful, but what are you doing here?
Ben de çok üzgünüm. - Burada... Burada problem olan ben değilim.
I am not the problem here!
Ve ben burada kalıp bunu izleyecek değilim.
And I am not inclined to stand by and watch.
Blu'yu burada yalnız bırakmalı mıyım, emin değilim.
I'm not so sure I should leave Blu here alone.
Burada iyi bir kaptan olduğum için durmuyorum, çünki değilim.
I'm not here because I'm a good captain, because I'm not.
- Burada mevzu ben değilim.
- This is not about me!
Çok teşekkürler ama bugün burada olmamızın nedeni ben değilim.
Thank you very much but I'm not the reason we're all here today.
Pek değilim, burada olduklarını bilmiyordum.
Not really. I didn't know they were in there.
Burada oturup koduğumun işaretini bekleyecek değilim.
I'm not gonna sit here and wait for a fucking sign!
Sheldon, burada yalnız değilim.
Sheldon, I'm not alone in here.
Murphy burada olmadığı için emin değilim.
Without Murphy here... I'm not sure.
Burada tam olarak neden bahsettiğinizi anladığımdan emin değilim, efendim.
I'm not too sure I know what you're trying to say here, sir.
Burada oturup bunları dinlemek zorunda değilim.
I don't have to sit here and listen to this.
Bak dinle babanın şirketinde çalışmak dururken neden burada çalışmaya karar verdin emin değilim.
Well. - Look, um... - Oh.
Sen bundan emin misin, ondan bile emin değilim ama burada olmandan memnunum.
I'm not sure why you decided to come work here instead of go work for your father's firm. Not even sure that you're sure, but I'm just glad you're here.
Tabii ki burada oturup size ne kadar muhteşem biri olduğumu anlatmayacağım çünkü ben öyle biri değilim.
I'm not gonna sit here and tell you that I'm this great person because I don't think I am, at all.
Kavgacı biri değilim ancak burada zaman ve yer herşeydir
I'm not a fighting man, but there's a time and a place for everything. And something like that's going on.
Neden burada olduğumdan emin değilim.
I'm not really sure why I'm here.
Burada tatilde değilim.
This is no vacation.
Sizin zamanınız yoksa, ben de burada sizlerle zaman harcayacak kadar aptal biri değilim.
If yöu don't have time then even I am not stupid.. .. to waste my time for yöu over here.
Biliyorsun, ikimizin de senin yargıçlık hizmetlerinin burada gerekli olmadığını bildiğimizden emin değilim.
You know, I'm not altogether sure your judicial services are needed here.
Burada yargılanan ben değilim.
I'm not on trial here.
- Ben burada çok da popüler bir insan değilim.
- I'm not a popular man here.
Burada durup sırf baş sallayacak değilim.
I'm not just gonna stand here nodding my head.
Burada olduğum sürece onun babası değilim.
While I'm in here I'm not her father.
Emin değilim, aslına bakarsanız burada olmak bile yanlıştı.
I'm not sure, to be honest with you, if it was a great idea to even be here today.
Burada kamp kuracağımızdan pek emin değilim.
I doubt we'll be camping here.
Aslında ben burada papaz değilim.
Actually I'm the pastor here.
Burada belki ama yukarıda hiç emin değilim.
Down here, perhaps. But up there, not sure.
Seni yargılamak için burada değilim.
- I'm not here to judge.
Burada düzeni bozan sadece ben değilim.
Hey, I'm not the only one who's out of order.
Burada durup bunlara katlanmak zorunda değilim.
I do not have to stand here and take this.
Burada güvende değilim.
You never told me that. I'm not safe here. I'm not.
Burada ne kadar güvende olacağımızdan emin değilim. Dışarıda olmaktan iyidir.
I'm not sure how long we're gonna be safe in here.
Burada mahkum kalmış değilim!
I'm not stuck on the couch.
Burada kutlama yapmak için gerekçesi olan bir ben değilim.
I'm not the only one who has a reason to celebrate.
İnan bana ben de burada olmaktan memnun değilim.
Trust me, I'm not any happier about this than you are.
Tüm geceyi burada geçirecek değilim.
I haven't got all night.
değilim 815
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada ne yapıyorsun 1049
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne işim var 33
burada ne var 74
buradan git 21
buradaydı 142
buradasınız 63
burada dur 141
burada ne yapıyorsun 1049
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne işim var 33
burada ne var 74
buradan git 21
buradaydı 142
buradasınız 63
burada dur 141