Emin ol перевод на английский
6,921 параллельный перевод
Pekâlâ, Miami'den fazlasını araştırdığına emin ol Julito.
All right, make sure you look at more than Miami, Julito.
Şimdi orada ki Uno oyununa gözlerini dik ve kumar oynamadıklarından emin ol.
Keep an eye on this Uno game over here. Make sure they're not gambling.
Tepsilerin soğuk olmadığından emin ol.
Make sure those trays aren't cold.
- Sen benim karım olsaydın bir savunma avukatı, evet, emin ol itiraf ederdim.
- If you were my wife and a defense attorney, yeah, you bet I would.
O çocukların tüten kraterinin içinde okullarına dönmediğinden emin ol.
You make sure these kids don't turn the school into a smoking crater.
Kontrol ettiğinden emin ol.
Be sure to check into that.
Ve Chase ne kadar vakti kaldığından emin ol, tamam mı?
And Chase just make sure you know exactly how much she has left, okay?
Çatılarda da adamımız olduğundan emin ol.
Make sure we have some guys on roofs.
Öyle yaparlarsa, filme aldığına emin ol.
If they do, just make sure you film it.
Eğer onunla çalışmaya karar verirsen ve babam da beni yönetiyor olursa, emin ol ki bizi birbirimize öldürtmeye çalışacaklar.
Yeah, well, if you do end up working with her and Pop's handling me, best believe they try to make us kill each other.
Ailemi rahat bırak yoksa emin ol seni kendim öldürürüm.
Leave them be, or so help me, I will kill you myself.
Güvenliğin kapalı olduğuna emin ol. Biri girerse doğrult ve bastır.
Make sure the safety is off, one goes into the chamber and just point, squeeze.
Beni Harvard'lı yapabilmek için elinden gelen her şeyi yap ve saçımın teline zarar gelmeyeceğinden emin ol.
Do everything in your power to ensure that I become a man of Harvard... and make sure nothing happens to a hair on my gorgeous head.
Ve o albayın geçmişi araştır, adamın deli olmadığından emin ol.
And do some background on the colonel, make sure he isn't nuts.
- O halde bundan emin ol.
Well, make sure.
Kontrollü tuttuğundan emin ol çünkü...
Make sure you get a good, firm grip on that handle'cause it...
Serçeparmak'ın "derhal" kelimesini iyi anladığından emin ol.
Make sure Littlefinger is clear on the meaning of the word "immediately".
Bir şey olmaz ama yine de sen emin ol.
It probably won't, but you need to be sure.
Emin ol Espheni şu an silahlarını hazırlıyordur, yani burada öylece oturamayız.
I guarantee the Espheni are trying to get their weapons back online, So we can't just talk about this.
Ve emin ol gelecekler.
And they will.
Seni duyduğumuza emin ol.
And be certain we hear you.
- Dayısıyla yatmamı istemezdi emin ol.
Well, he wouldn't want me sleeping with his uncle.
Foster'ın bunu doğru yere götürdüğünden emin ol.
Ensure Foster takes this to the right place.
Arkadaki jenaratörü kontrol et ve dolu olduğundan emin ol.
Check the backup generator and make sure it's fueled.
Emin ol aynı şekilde hissediyorum.
You better believe, feeling goes both ways.
Chicago'daki avukatlar da sağlam kazanıyor emin ol.
You're gonna build something, build it here. - Lawyers in Chicago make plenty.
Kapıya gidip aracın hazır olduğundan emin ol.
Go ahead to these gates and make sure the carriage is ready.
Kanser hücrelerinin öldürülmesi için çinkoyla civanın etkileşime girip iyonize olduktan sonra tümöre enjekte ettiğinden emin ol.
Make sure and contact the zinc and mercury that's been injected into the tumor in order to ensure that ionization is complete and the cancer cells are killed.
Akşam üzeri dönmezsem Julia'nın sütünü içirip onu yatırdığına emin ol.
If I'm not back by nightfall, see Julia's milk boiled and that she's put to bed.
- İyi olduğuna emin ol.
Make sure he's all right.
Ve çocuğun da geldiğinden emin ol.
Ah. And make sure the kid shows.
Sen de oğlumun arkasında olduğuna emin ol.
I owe you. Yeah, now, you make sure you look after my son.
Emin ol, yapabilirim.
Sure I can.
Emin ol o benim kız arkadaşım değil.
( both chuckle ) I assure you, she's not my girlfriend.
Bunu yanında götüreceğine emin ol.
Make sure you get this off with him.
Buzunu yenilediğinden emin ol, tamam mı?
JUST MAKE SURE YOU KEEP FRESH ICE ON HIM, OKAY?
Evlat emin ol durumun ne olursa olsun seni son nefesine kadar savunacağım.
Well, son, rest assured... whatever your status, I shall defend you till your last breath.
Gözaltında olan bir kurban. Emin ol, aradığımız adam Oliver Queen.
We got a patsy in custody, trust me.
Adamının benzin istasyonunda olduğundan emin ol.
Make sure your guy's at the gas station. Oh, he'll be there.
Hindistan Dışişleri Bakanını bağla. Taj Palace Otelinin klimalarının çalıştığından emin ol.
Get the Indian Foreign Minister on the phone, and make damn sure the air conditioning is working at the Taj Palace Hotel.
Hiçbir yasayı çiğnemediğimizden emin ol.
You make it crystal clear we violated no regulations.
Emin ol, biliyoruz.
Oh, I bet we would.
Emin ol biz etmeyeceğiz.
We certainly won't.
Şikayet edilseydi emin ol, olurdu.
If a complain were lodged, you bet it would.
Emin ol hesaplaşırız.
But we'll settle up later. We certainly will.
Evan, herkesin dersini yaptığından emin ol.
Evan, you make sure that everyone does their CLC.
İhtiyaçlarını karşıladığından emin ol.
You make sure he got what he needs.
Miami'den daha geniş bir alana baktığına emin ol, Julito.
Make sure you look at more than Miami, Julito.
Kendi kendini vurmayacağından emin ol, düşürürsün ve orada ateş alır.
Make sure you don't Plaxico yourself, drop the shit and get shot out here.
Xanthippe'nin Buckley'nin partisinde olduğundan emin ol.
Just make sure Xanthippe is at Buckley's party.
- Zannımca Alan'da ama emin... Siktir! Engel ol!
Block it!