Erkek ol перевод на английский
606 параллельный перевод
- Erkek ol, Mac.
- Be a man, Mac.
- Gerçek bir erkek ol, hadisene!
Make out you're a real man. I dare you.
Hadi ama, erkek ol biraz.
Come on, be a man.
# Umarım anlamaz bendeki gerçeği # # Şimdi gerçekten dilerdim yüzme bilmeyi # # Bir erkek ol # # Akan bir nehir kadar hızlı #
So, for the growth of our civilization, our first wish shall be for power.
# Bir erkek ol # # Büyük bir tayfunun bütün gücüyle #
Here with my right hand, I give you the magic fire of the atom.
# Bir erkek ol # # Şiddetli bir yangının tüm kudretiyle #
It is yours. DR. HABER :
# Bir erkek ol # # Akan bir nehir kadar hızlı #
The atomic fire can heat air as well as water.
# Bir erkek ol # # Akan bir nehir kadar hızlı # # Bir erkek ol # # Büyük bir tayfunun bütün gücüyle # # Bir erkek ol # # Şiddetli bir yangının tüm kudretiyle #
And eventually the atom will help us to cast off the shackles of gravity and fly through the vast reaches of outer space.
Haydi, erkek ol!
Come on, be a man!
Hadi, erkek ol ve kabul et!
Come on.
Önce bir kadını tatmin etmeyi öğren. Erkek ol. Diğer kadınları kovalamadan önce bunu becer.
Learn to satisfy one woman, be a man, before you go chasing after the rest of them.
Şimdi bir erkek ol ve onu görmeye git.
Then be a man and go see her.
Erkek ol!
Be a man!
Dostum, ben de senin kadar sıkıntı çekiyorum ama erkek ol.
My friend, I'm suffering as much as you are, but try to be a man.
Kasıklarını ateş basar Gerçek bir erkek ol Üzerinde çift "X" olan bira kutusunu seç Hepsi bu mu?
* it will warm your solar plexus * * be a real big man, look for the can that got the double "x's" * * when the chili pot is nice and hot then drink some montezuma *
Ayağa kalk. erkek ol.
Stand, and you be a man.
Şimdi oraya geri dön ve erkek ol, oğlum.
Now, you go back in there, my son, and be a man.
Ha şöyle, erkek ol biraz!
There's the man!
Bahsettiğim o gerçek erkek ol.
Become that real man I'm talking about.
Hadi, erkek ol.
Come on, be a man!
Lütfen erkek ol!
Please be a man!
Kalk! Erkek ol!
Stand up!
- Erkek ol biraz.
- Behave as a man.
Benim için bir erkek ol.
Be a man for me.
Bir gün, çok arzuladığın ve sevişmek istediğin başka bir erkek olursa onunla ol.
If ever there's a man who you absolutely want to make love to you take him.
Erkek ol.
Be a man, man.
Erkek ol, Norm.
- Be a man, Norm.
Şimdi bir erkek ol ve sızlanmayı kes... yoksa hepimiz ve tüm Güneybatı sonsuza kadar yok olduktan sonra sızlanmaya devam edebilirsin.
You can be a man now and forget your petty little snit... or you can go on with your tantrum while all of us and the whole Southwest... gets blown away forever.
- Erkek ol!
.Be a man!
Kendine bir silah al ve erkek ol!
So arm yourself and be a man!
Erkek ol ve kitabı geri götür.
Be a man and return The Little Engine That Could.
Hadi, Rodg, erkek ol biraz.
Come on, Rodg, be a man.
- Erkek ol!
- Be a man!
Erkek ol! Tanrım, işte bu!
God, that's it!
İşte al, erkek ol biraz.
Here, be a man.
Hadi, erkek ol, Steven!
Come on, be a man, Steven!
Sızlanmayı kes ufaklık Hiçbirşey iyi değildir.Erkek ol!
Stop whining, you little good-for-nothing. Be a man!
Erkek ol.
Be a man.
Bir erkek ol!
Be a man!
İlk sen aş ve bir erkek gibi öl.
Up the barricades and die like a man.
Büyük bir erkek-kadın olacaksan, git ve ol, ama benimle değil.
If you want to be a big he-woman, go and be it, but not with me.
# Bir erkek ol # # Büyük bir tayfunun bütün gücüyle # # Bir erkek ol # # Şiddetli bir yangının tüm kudretiyle #
Then the atom becomes the driving force of a jet engine.
Sağ ol, ama bu erkek işi.
Thanks, but this is a man's work.
Erkek gibi ol ve hızlı sür.
Be a man, and drive faster.
"Sessiz ol diyor" erkek çocuk, "Evet, ama sen konuştun" diyor.
"Be quiet", he says. "Yes, but you said that"
Erkek gibi davran, canaquita! Sessiz ol.
Take it like a man!
- Sağ ol, erkek kardeşim.
- Thanks, brother.
Gerçek bir erkek gibi davranmalıyız, cesur ol ve ileri git! Haklı!
We have to act like real men, be free and go bravely forward!
Sakin ol evlat. Karısı ona şekerparecilik yapan... ilk erkek sen değilsin.
You're not the first man whose wife played patty-cake on him.
Bir erkek gibi sahip ol.
Possess her like a man.
Krallar gibi yaşa, bir erkek gibi öl.
Live like a king, die like a man, I say.