Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ G ] / Gitmem gerekiyor

Gitmem gerekiyor перевод на английский

4,615 параллельный перевод
Joanna, buradan gitmem gerekiyor.
Joanna, I have to get out of here.
15 gündür buradayım ve şimdi gitmem gerekiyor.
I've been here 15 days now I gotta go.
- Gitmem gerekiyor.
I have to go.
Gitmem gerekiyor.
I got to go.
Gitmem gerekiyor.
I must go.
- Gitmem gerekiyor!
I got to go!
Gitmem gerekiyor...
I need to go.
Hemen döneceğim. Ve benim de gitmem gerekiyor.
I'll be right back.
Tamam, gitmem gerekiyor.
OK, I gotta go.
Evet, gitmem gerekiyor.
Yeah, I gotta run.
Gitmem gerekiyor.
I gotta go.
Banyoya gitmem gerekiyor.
I have to go to the bathroom.
Gitmem gerekiyor.
[Scoffs] I have to go.
Gitmem gerekiyor.
Look, I need to go.
Ama benim gitmem gerekiyor. Acil bir toplantım var. - Yoksa bir kahve içerdik.
I'd better go, I have an urgent meeting, otherwise we could've had coffee with Giovanni too.
Bak şimdi hastaneye gitmem gerekiyor.
Look, this is the hospital. I have to go.
Gitmem gerekiyor
I've got to go.
Benim gitmem gerekiyor, kaynanam'dal'yapmamı istiyor.
I have to go, mom-in-law is calling me to make dal.
Bu arada haftaya bir toplantıya katılmak için patronumla Türkiye'ye gitmem gerekiyor.
By the way, next week I have to go to Turkey with my boss to attend a meeting.
Konusu açılmışken, gitmem gerekiyor.
Speaking of which, I got to run.
Gitmem gerekiyor.
Um, I got to go.
Gitmem gerekiyor.
I gotta go. Try Hulk.
Neyse, gitmem gerekiyor.
I got to go, anyway.
Gitmem gerekiyor.
I gotta go,'kay?
Benim yaşımdayken böyle oturduğum zaman, biri bana birşey derse yerimden kalkıp, başka bir yere gitmem gerekiyor.
This is what- - At my age, if I'm sitting down and somebody tells me I need to get up and go to another room,
Sanırım gitmem gerekiyor
I should probably go.
Neyse, gitmem gerekiyor.
Anyhow, I gotta go.
Gitmem gerekiyor.
I have to go.
Ama şu anda gitmem gerekiyor.
But right now, I've got to go.
Toplantı odasına gitmem gerekiyor.
I have to get down to the sit room.
Sanırım gitmem gerekiyor...
Um, I should probably get to- -
Senin işe gitmen gerekiyor ve benim işe gitmem gerekiyor.
You have to go to work, and I have to go to work.
Mesleki özgeçmişinizi yazmanıza ne kadar iştirak etmek istesem de, gitmem gerekiyor.
Well, as much as I'd like to participate in writing your occupational resumes, I've got somewhere I got to be.
Navid, gitmem gerekiyor.
Navid, I got to go.
Niye terapiste gitmem gerekiyor anlamıyorum.
I don't see why I have to go to a therapist.
Canım benim bir toplantıya gitmem gerekiyor.
Honey, I have to- - I have to go to a meeting.
Hastaneye gitmem gerekiyor.
I gotta go to the hospital.
Kostümleri almak için kuru temizlemeciye gitmem gerekiyor. Sonra sis makinesi için kuru buz alacağım.
I have to go to the dry cleaners to pick up the costumes, then I have to go get the dry ice for the fog machine.
Benim bugün Paris'e gitmem gerekiyor.
I need to go to Paris for the day.
Bu yüzden BreakWire'a gitmem gerekiyor.
That's why I need to get to BreakWire.
- Cidden gitmem gerekiyor.
Okay. - I really got to get going.
Gerçekten gitmem gerekiyor ama bir araya gelip arayı kapatmayı çok isterim.
You know, I really have to get going, but I would love to get together and catch up more.
Ama benim gitmem gerekiyor.
But I have to go.
Tuvalete gitmem gerekiyor.
I need to go toilet.
Partiye gitmem gerekiyor.
I have to go to that party.
Biliyorsun, gitmem gerekiyor.
You know, I need to go.
Tamam, gitmem gerekiyor.
Okay, I gotta get going.
Gitmem gerekiyor.
I have to leave. [Footsteps departing ] [ Door opens, closes]
Gitmem gerekiyor.
I've got to go.
Gitmem gerekiyor.
I gotta get going.
Acilen gitmem gerekiyor.
You know what, I got to take off.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]