Görün перевод на английский
3,355 параллельный перевод
Günah çıkarmak istiyorsan, git bir rahibe görün.
You want a confession, go see your priest.
Şimdi, sadece güzel görün tamam mı?
Now, just be beautiful, that's all.
Bay Kosan, davetsiz gelişimizi mazur görün fakat hayatınızın tehlikede olduğunu düşünüyoruz.
Uh, Mr. Kosan, forgive the intrusion, but we have reason to believe your life may be in danger.
Ama makyöze bi görün çok pembesin.
But go see the makeup girl you're just so pink.
Kendiniz görün.
See it for yourself.
Gidip gerçek polislerin yapması gerekeni yapacağım için beni mazur görün..
Excuse me while I go do a little real police work.
Eğer, diyet yapacağını zannediyorsanız, bekleyin ve görün Gennaro ne pişirecek bakalım.
If you think for one minute he's going on a diet, just wait and see what Gennaro's going to cook.
- Gidin kendi gözlerinizle görün!
Go look for yourselves!
Hele bir ilk katta yaşayın da görün ; nasıl gürültü çıkarıyorlardı...
Try living on the first floor. They're so noisy.
- Beni mazur görün, ben tutarken düşüncelerimi. "Gel, gel."
"Come, come."
Bu nedenle lütfen beni mazur görün.
So please bear with me.
Gelin görün ki, bu uğurda bir şehit verdik!
But instead, it robbed him of one.
İstediğiniz bir şey olarak görün.
Consider it anything you want.
Sadece iyimser görün.
Just keep it really upbeat.
Siz insanlar, mektuplarınızı okumama izni vermeyince, neler olacak görün!
See what happens when you people don't let me read your mail? !
Kendinden emin görün.
Look confident.
Bunu her zaman yapıyormuş gibi görün.
Look like you do this all the time.
Ve biraz da güçlü görün.
( sighs ) And try to present some strength.
Dışarı çıkın, dostlarınızı görün, eğlenin.
Go out, see friends, have fun.
- Bekleyin de görün çocuklar.
- Wait till you guys get a load of this.
Beni dürüstlük polisi olarak görün.
Consider me the honesty police.
Eğer soru sorarsa sadece kafanı salla ve şirin görün.
If she asks any questions, just nod your head and look pretty.
Ortama uyum sağlıyormuş gibi görün.
Pretend to fit in.
Bay Stack. Sorumu mazur görün ama geçen gece neredeydiniz?
Mr. Stack, don't mind my asking but where were you the night before last?
Beni bir arkadaş olarak görün.
Maybe just imagine I'm a friend.
Onun yerine şeyi farkettim... En iyisi kendiniz görün.
Instead, I found, uh, well, you better see for yourself.
Bekleyin ve görün.
Just wait.
Neler olduğunu izleyin de görün şimdi.
Just watch. Okay, right here.
Hala kulaklarınız için çok feci. Buradan çıkınca gidip benim doktorumu görün, iyidir.
Still super-bad for your ears, So when we get outta here, you should go see my ENT doctor, he's good.
İçeri girin ve kızınızı görün.
Go in and see your daughter.
Ölümü görün.
Now, let's get to work!
İhtiyatımı mazur görün.
Please excuse my caution.
Bunu arkadaşınıza veda olarak görün.
Consider this and say goodbye to your friend.
Private, endişeli görün.
[gags] Private, look concerned.
ve o "Fransızcamı mazur görün" ü buldu.
and she got "pardon my French,"
Richard, masum görün, masum görün.
Richard... Be innocent, be innocent.
Ukala arkadaşımı lütfen mazur görün..
Please excuse my insolent friend,
Siz bir de viyolonselcilerle kemancıları görün.
You should see cellists and violinists!
Onunla tanışın da görün.
hey, you know what?
İçeri gelip görün!
Come see the sights!
Ve o zamanlar Steve Jobs bilgisayar animasyonuyla pek de ilgilenmiyordu ve gelin görün ki oradakilerin ne yaptıklarını gördü ve bu Jobs'ın hoşuna gitti.
And Steve Jobs was not that interested at the time in computer animation and as it turned out he saw what the gang were doing and he liked it.
Açın da görün.
Open it and see
La'au Kanaka'yı görün.
La'au Kanaka, if that's what you're looking for.
Siz bir görün onu.
You visit him.
Dekoltemi mazur görün. Lezbiyenlerin öğle yemeğinden geliyorum.
Excuse my cleavage, I just came from a lesbian luncheon.
Bay Magwitch, saygısızlığımı mazur görün, Ne kadar süre Londra'da kalmayı planlıyorsunuz?
Mr Magwitch, forgive my impertinence but how long do you intend to stay in London?
Babana da görün.
Go see your father too.
- Mazur görün.
- Come on.
Sam böyle olmasını isterdi. Mazur görün ama...
Sam would have liked that.
bekleyin ve görün.
You wait and see.
Küstah ve kibirli görün.
Look arrogant, say nothing of importance.